Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Dinlediğiniz mi dinlediklerinize verdiğiniz anlam mı?

Dinlediğiniz mi dinlediklerinize verdiğiniz anlam mı?
 

İnsanın ne dinlediği değil; dinlediğinden ne çıkarttığı, ne anladığı önemlidir

Aslında başlık ne anlatacağımı bildirse de açıklamalar yanlış anlamaları önlemek için yapılacak ve aslında yazılanların sizin doğru anlamanıza yardım etmek için yapılacaktır. Bu başlığı yine Mevlana'nın sözü ile daha bir taçlandırmak uygun olabilir. "Ne kadar anlatırsanız anlatın önemli olan karşınızdakinin anladığıdır".

Bu konuda söylenecek, yazılacak o kadar olay ve olgular bulunmasına rağmen ben devamlı derslerimde bunu anlatabilmek için kullandığım bir hikayeyi buraya getirmeyi daha uygun buluyorum.

Bir kaç yüzyıl önce Papa bütün Yahudilerin Roma’yı terk etmeleri
gerektiğine karar verir. Doğal olarak Yahudi toplumundan büyük bir tepki gelir.
Bunun üzerine, Papa ile Yahudi toplumundan önde gelen birisiyle karşılıklı dini bir müzakere yapmalarını önerir. Yahudiler kazanırsa kalacaklar, Papa kazanırsa gidecekler. Yahudiler çaresiz kabul eder ve temsilci olarak Moiz'i seçerler.
Ancak Moiz'in Papa ile ayni dili konuşamaması nedeniyle müzakere de konuşmak yerine sadece işaret dilinin kullanılmasını teklif ederler.
Papa kabul eder.
Müzakere günü geldiğinde iki taraf karşılıklı yerlerini alırlar ve karşılıklı olarak bir süre bakıştıktan sonra
Papa elini kaldırarak 3 parmağını gösterir.
Buna karşılık Moiz tek parmağını kaldırır.
Papa parmaklarını sallayarak başının etrafında çevirir.
Moiz ise parmağıyla yeri işaret ederek oturduğu yeri gösterir.
Papa yanındaki çantadan bir parça ekmek ve şarap çıkartınca,
Moiz de bir elma çıkartır.
Bunun üzerine Papa ayağa kalkarak:
"Ben pes ediyorum, Yahudiler kalabilirler" der.
Müzakere sonrasında Papa’nın etrafına toplanan kardinaller Papa'ya ne
olduğunu sorduklarında Papa;
Ben önce 3 parmağımı gösterip Kutsal Üçlüyü işaret ettim.
Buna karşılık o bana tek parmağını gösterip her iki dinin de tek
tanrıyı tanıdığını söyledi.
Ben parmaklarımı sallamak başımın etrafında çevirerek tanrının bizim
etrafımızda olduğunu gösterdiğimde,
O da oturduğu yeri işaret ederek tanrının onların durduğu yerde de
olduğunu işaret etti.
Ben kutsal ekmek ve şarap çıkartıp tanrının bizim günahlarımızı
bağışladığını göstermek istediğim zaman da hemen bir elma çıkartıp
bana ilk günahı hatırlattı.
Herifin her şeye bir cevabı var. Ne yapabilirdim ki?"
Aynı sırada Yahudi cemaati de Moiz'in etrafını sarmış ona nasıl
başardığını soruyorlardı.
Moiz:
" Önce bana 3 parmağını gösterip 3 gün içinde burayı terketmemizi
istedi.
Ben de ona bir tekimizin bile ayrılmayacağımızı söyledim.
Sonra bütün şehrin Yahudilerden temizleneceğini söyledi.
Ben de, hiç bir yere gitmeyip olduğumuz yerde kalacağımızı söyledim"
"Sonra ne oldu?" diye kalabalık heyecanla sormuş.
"Valla, sonrasını ben de pek anlamadım. Adam biraz hiddetlendi ve öğle
yemeğini çıkarttı.
Bunun üzerine ben de benimkini çıkarttım. Hepsi bu."
İnsanın ne dinlediği değil; dinlediğinden ne çıkarttığı, ne anladığı
önemlidir.

 
Toplam blog
: 31
: 853
Kayıt tarihi
: 29.04.07
 
 

Ülkesinin gençlerine eğitim vermeyi bir fırsat bilip bu yolda üniversitede çalışmalarıma devam eden ..