Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '12

 
Kategori
Eğitim
 

Diploma alanların çok, okuyanların az olduğu ülkedir Türkiye...

Okullu olmayı çok sevdik. Okulları bitirip bir bayram havasında diploma almayı daha çok sevdik.

Başardık!..

Eğer okumak, sadece diploma almaksa bunu çok iyi başardık.

İşin bir de havası var... Bu da daha çok, birden fazla üniversite bitirenlerde ve bir de "üst lisans" tamamlayanlarda görülüyor. Üniversite üstü kavramlar yabancı dille ifade edimekte; ya "doktora" denmekte, ya "üst lisans" denmekte, ya da "mastır" denmekte... "Mastır" (master) çok daha ecnebice ya bu daha da havalı kaçıyor...

Havalı olmayı da başardık!..

Kariyer basamaklarını tırmanmayı da - ama torpilli, ama torpilsiz- başardık!..

Bütün bunlar; diploma, kariyer, iş, güç, statü ile ilgili okumalardır.

Kariyer basamaklarını da tırmanmak mümkün, daha çok para kazanmak da... Sık sık uçup (Artık öyle deniyor, uçakla gitmelere; "uçuyorum" deniyor. İyi, "uç" bakalım!..) epeyce yeni ülkeler görmek de mümkün olabiliyor.

İlkokulun birinci sınıfının sonuna doğru başlatılan testli sınavlarla; okunan sınıfların tamamı testlerle geçiliyor. Okullara girişler de testle... Son yılların zihin ve umut ızdırabı olan KPSS sınavı da testli... Artık her kariyer basamağı testle elde ediliyor. Bu da hakiki bir okuma değil!..

Oysa okumak başlı başına bir iştir. "Okumak" bir tutkudur ve adı konmamış bir meslektir. Hele bir de muhakeme etme yeteneği ile birleştiğinde okumanın tadına doyulmaz. Her gün saatlerce gazete okuyan bir yurttaş, ülkesinde bir gün sonra olabilecekleri bilir. Okuyan insan, müneccim değildir, bilen insandır.

Son bir ayda iktisat, ekonomi mezunu üç gencimize şu soruyu sordum: "Bana, gazetelerde yazan ekonomi bilimi yazarlarından sadece birinin adını söyler misiniz?!.."  Cevap alamadım; evet, bir tanesinden bile cevap alamadım. Dün de Şişli'den dönerken otobüste genç bir öğrenciyle konuşma şansım oldu. Sakarya Üniversitesi'nde öğrenciymiş; Uluslararası Ticaret okuyormuş, O'na da sordum aynı soruyu, ama cevap alamadım.

Bu gençler sınavlarını geçiyorlar; çünkü test sorularını cevaplıyorlar. O cevaplar da o an içindir; bir gün sonraya akılda birşey kalır mı bilemem...

Atalarımız tarihteki parlak dönemlerini bilgeliğe değer verdikleri zamanlarda yaşamışlardır. Bir Selçuklu atasözü şöyledir: "Eğitimde gafleti uzun olanın devleti elinden gider." Diploma almış gençlerimizde ne acı ki okuma tutkusu yok, bu bir gaflet değil midir?!..

Hep yazarım gene yazayım: Okuyan milletler, okumayan milletlerin canına okurlar.

Bir millet, en çok da tarihini okuyup öğrenmelidir. Tarihten ders almadan yol alınamaz; alınsa da bu yol, doğru yol olmaz. Milletin yolu olmaz. Türk Milleti'nin tarihi kahramanlıklarla, acılarla, inişli, çıkışlı süreçlerle doludur. Yaşadığımız coğrafyada sonsuza kadar yaşamak tek arzumuz olmalıdır. Bu da okumakla olur. Okuyup bilge yurttaş olmakla, seven yurttaş olmakla, uyanık yurttaş olmakla olur... Tarihlerinden ders alamayan milletler; tarihleri boyunca yaşadıkları acıları, tekrar tekrar ve her defasında daha büyük acılarla yaşarlar.

Türkiye'de petrol var mı yok mu?!..

Bunu okursak biliriz. "Türkiye'de petrol vardır ve Türkiye, petrol denizi üzerinde yüzmektedir." diyenlerin başına neler geldiğini de, ancak okursak biliriz...

Türkiye'de uçak motoru yapılmış mıdır, yapılmışsa kim yapmıştır; neden seri üretime geçilmemiştir, bütün bunları ancak ve ancak okuyanlar bilirler.

"Bu Millet Neler Çekti! Muallim Hacı Selim'in "Anadolu Harpzedeleri" isimli hatıratından, Birinci Dünya Harbi'ni anlatan bir ibret manzarası: "Of!.. Bir kere görmüş olsa idiniz... Ne dehşetli bir yer! İnsan söylemekten aciz!.. Yolun iki tarafı kana bulanmış, bir çok insan cenazeleri, hayvan leşleri, kırık araba ve tüfek parçaları dolmuştu. Diri bir kimse yoktu! Ben korkudan yaprak gibi titriyor ve ağlıyordum.. Kana bulanmış bir asker torbası buldum ve sevindim. İçinde dört parça ekmek vardı. Ekmeği yiyerek, ayağım topallayarak nereye gittiğimi bilmeden yürürken, yolun kenarındaki cenazeler arasından: "Sefil çocuk buraya gel!" sesini işittim ve dönüp baktım ki; yüzü gözü korkunç bir halde, kana, çamura bulanmış genç bir Türk zabiti arkasındaki kaputu (paltoyu) zorlukla çıkardı ve: "Al ve giy, soğuktan telef olma!" dedi. Ben de hayretle: "Amca!.. Böyle vakitte, elbiseye, senin benden çok ihtiyacın vardır!" dedim. Zavallı, yürek parçalayan bir ah çekerek: "Evladım!.. Ben kaputsuz da ölürüm. Belki bu kaput, sebebiyle bir Müslüman çoçuğu kutulur!" dedi ve takatsiz yıkıldı. Ne cömertlik, ne erlik!..." (Not:Bu bölümü bir duvar takvimi yaprağında okudum; ancak takvimin ismi yaprakta olmadığından, buraya yazamadım)

Okumazsak, çalışmazsak, sevmezsek birbirimizi yeni azaplara uğrarız, Allah korusun...

Diploma almak bilgeliğin nişanesi değil; aksine okumaya yeni bir başlangıçtır.

Kısacık bir bölüm de Esfender Korkmaz'ın "Bir Köpekten İnsanlık Dersi..." başlıklı, bugünkü yazısından yazayım: "Cumartesi saat 23.00 sıralarında, emekli ve 50 yaşında bir vatandaş, diğer insanların gözü önünde, para isteyen tinerciler tarafından, para vermediği için dövüldü.. İnsanlar, insanlık namına olaya müdahele etmezken, oraları mesken tutan bir köpek müdahele etti. Emekli vatandaşı dövenlerin, tek tek üstüne gitti... Sonra dönüp, yerde yatan emekliyi koklayarak başında bekledi. Havlayarak adeta yardım istedi." (Yeniçağ Gazetesi)

Hasan Demir'in de yazdığı buna benzer iki yazısı var bende, ama uzatmayayım; bu kadar yeterlidir sanıyorum, anlatabildiysem meramımı ne mutlu bana!..

"insanlar, her zaman kahraman olamazlar; ama her zaman insan olabilirler." (Benjamin Franklin)

Okumak; insanı insanlaştırır...

OKUMAK İLE İLGİLİ BİRKAÇ SÖZ:

*Okumak, tutkuların en soylusudur. (Antoine Albalat)

*Bir ülkede, okumaya karşı istek artmadıkça; gaflet ve bu gafletten doğacak felaket azalmaz." (Benjamin Franklin)

*Okumayı, hiçbir hazineye değişmem." (E.Gibbon)

*Kurnaz insanlar okumayı küçümserler, basit insanlar ona hayran olurlar, akıllı insanlar ise ondan yararlanırlar." (Francis Bacon)

*Okumak gıdadır. Okuyan insanlık; bilen insanlıktır." (Victor Hugo)

SON SÖZ DE BENDEN OLSUN:

*Asıl üniversite, mezun olup diploma aldığımız okullar değil; kitaplarla dolu olan evlerimizdir.

 

 

 

 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..