- Kategori
- Güncel
- Okunma Sayısı
- 15790
Diplomasi bu mudur Başbakan?

Ayıp! Gerçekten ayıp. Tam bir skandal Davos toplantısı. Moderatör'e kızmakta haklı Başbakan Erdoğan. Ancak iki dakika düşünmek lâzım. Bu cesareti ona veren nedir diye.
Başbakan Erdoğan'ın duygusal davranmak gibi bir lüksü yok. O nedenle de İsrail Cumhurbaşkanı ile diplomasiye uymayan bir uslûpla konuşması ayıbın en büyüğü. Bağcılar Meydanın'dan halka yada Parti Meclis kürsüsünden kendi Milletvekilleri'ne seslenmiyor. Uluslararası bir platformda, Türkiye'yi temsilen bulunuyor.
"Sayın Peres, benden yaşlısın sesin çok yüksek çıkıyor. Sesinin yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin sonucudur. Benim sesim bu kadar yüksek çıkmayacak bilesin."
"Sen" diye hitap ediyor. Serde kabadayılık var ya (!)
Sayın Başbakan, Amerika Irak'ta onca zulmü yaparken nerdeydiniz? Sayın eşiniz ağlıyordu da biz mi görmüyorduk? Çoluk, çocuk, genç, ihtiyar katledildi resmen. Amerikan askerleri kadın, erkek, çocuk demedi tecavüz etti. Diri diri toprağa gömdüler insanları.
Bu çıkışlarınız, "Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz." tarzı söylemleriniz, ülkemizde yaşayan musevileri hedef göstermektedir. Oluşacak her türlü baskı ve zulümden siz sorumlu olacaksınız. Bu gün Türkiye'de yaşayan Musevi vatandaşlarımız zor günler yaşamaktadır. Ortadoğu'nun sayılı sanayi kuruluşlarından biri mal satamamaktadır. Unutmayın ! Ülkemizde çok büyük istihdamlar sağlayan bu firmalar'a , öfke kontrolsüz çıkışlarınız korku salmaktadır.
Bir Başbakan eşi dik duracak. Ağlamak neyin nesi? Ağlayacaksan gitme! Uzatılan mikrofona, bir ülke'nin Cumhurbaşkanı için "Yalan konuşuyor" diyemezsin. Başbakan eşi olmanın dışında bir sıfatınız olmadığına göre, sizin göreviniz vakar bir şekilde susmak. Parmağınızda ki yüzük de çok yakışmıştı (!) söylemeden geçemeyeceğim. Neredeyse parmağınızın tamamını kaplayacak büyüklükte bir taşı vardı.
Dikkatimi çeken bir başka hususta; diğer aile fertlerinin orada ne işi vardı? Meselâ damat Albayrak? Kızınız?
Yazık! Çok yazık!
Cüneyt Zapsu'nun orada işi neydi? Başbakan'ın artık danışmanı değil, MKYK üyesi de değil. Halâ yanında olması düşündürücü. Kurduğu "Yeni Hayat Vakfı" ile ilgili belki Sayın Başbakan'ın fikirlerine ihtiyacı vardır, tebdil-i mekanda ferahlık vardır amacıyla da Davos'u tercih etmiştir.
Sayın Başbakan şu İngilizce'yi ya öğrensin, ya da yarı Türkçe yarı İngilizce konuşmaktan artık vazgeçsin. "One moment, one moment" "Bir dakika, bir dakika" dedikçe yer yarıldı içine girdim sanki. Ülkemle, ülkem insanıyla gurur duymak benim en tabi hakkım.
Dünyada kriz var, ülkemde de. Ailece, gereksiz insanlarla Davos'a gitmek çok büyük lüks.
Arabuluculuk değil yaptığınız. Siyasi ranta dönüştürmeye çalıştığınızın herkes farkında. Yeni göreve gelmiş Obama bile.
Bu akşam ki efelenmeniz, gazete manşetlerine "Erdoğan kafa tuttu" şeklinde yansırsa sakın umutlanmayın. Bu davranışınızla Ulusumuz onöre olmadı.
Dün Amerika'ya "Dur" deseydiniz bu gün bende sizi ayakta alkışlardım..
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Şurda doğru bir laf eden siz varsınız ağzınıza sağlık..Irakta çocuklar kadınlar ölürken rte kılını bile kıpırdatmadı yetmedi adanadaki üsleri kullanmaya tam yetki verdi (el altından) şimdi ister israil ölsün ister filistin zerre kadar umrumda değil önce PKK bitsin.!!!
esin yildiz 06.02.2009 13:43- Cevap :
- Elçiye zeval gelmez:)) Cezmi Bey'in dikkati'ne... 06.02.2009 20:28
Açık seçik, güzel bir yazı olmuş. "Dün Amerikaya dur deseydiniz bugün ben de sizi ayakta alkışlardım" diyerek işin göründüğü gibi olmadığını da güzelce vurgulamışsınız. Yorumları okuyunca "ya sabır" demekten alamıyorum kendimi. Ve yazınıza yapılan sığ yorumlar ülkemin sapladığı bataklıktan neden bir türlü çıkamadığını da açıklıyor. Aklınıza sağlık. Saygılarımla
Cezmi Saday 02.02.2009 20:25- Cevap :
- Çok teşekkür ediyorum Cezmi Bey. Yorumları yapan insanların büyük bir çoğunluğu blog dışından. Bir kişi okumuş olsa, anında 1000 kişi harekete geçiyor. Bu yaşıma kadar çok şey gördüm. Fakat böylesine bir ihaneti hiç görmedim.Bu gün Gazze'de ölenlere üzülenler, Ergenekon denilen garabette, suçsuz yere hapsolup sonrada hayatını kaybedenlere de üzüldüler mi acaba? Hani bir tabir vardır "Lâyik olduğu gibi yönetilmek", buna inancım her geçen gün artıyor. Çocuklarımıza, bu güne kadar akan kanlara, bir karış toprak için canını veren şehitlerimize, Atatürk'ümün emanetine ve ülkeme duyduğum sevgime, sorumluluk anlayışıma yenik düşünüyorum. Yoksa bırak kim ne hali varsa görsün dedirtecek noktaya getirdiler. Saygılarımla. Nur Zeynep Çelik 03.02.2009 0:31
Geç okuduğum için bağışla. Söylenecek tüm sözleri söylediğin için teşekkürler... Can yakan eleştiriler de olması normal, sen de bu kadar güzel yazmasaydın:))) Aslında bazı yorumlara ben yanıt vermek isterdim ama sanırım doğru olmaz... Sevgilerimle.
Melek Koç 02.02.2009 18:28- Cevap :
- Rica ederim sevgili Melek. Okumasan da yüreğinden neler geçtiğini biliyorum. Yorumlara takılma bence. O onurumuzu kurtardı diyenler, yakın bir geçmişte başımıza çuval geçirildiğinde sessiz kalıp, Deniz Feneri yolsuzluğuna "yemişse bizden biri yemiş" mantığıyla bakanlar. Mutlu ve aydınlık yarınlar dilerim. Nur Zeynep Çelik 03.02.2009 0:36
Bu kadar sağduyulu bir yazıya, bu kadar anlayışsız yorumun gelmesi de garip ve üzücü. Ülkede olaylara bilgisel ve makul bir şekilde bakacak insan sayısının azaldığını gösteriyor.
Erdal Aydın 02.02.2009 15:47- Cevap :
- Teşekkür ederim Aydın Bey. Yazımı bilhassa yorumlara kapatmadım. Hakaretler değil, bunu görmeyen insanlar acıttı içimi. Onları sergilemek istedim. Görülsün, bilinsin istedim. Şimdi bekliyorum. Bu tavır bize ne gibi bedeller ödetecek. Öyle tuhaf bir milletiz ki birine kafa tutmayı ya erkeklik ya kahramanlık olarak görüyorlar. ANANI DA AL GİT dedi alkışladılar, memleket satıldı alkışladılar, toplumun yarısından fazlası örtülü alkışladılar, Ergenekon dedi düşünen beyinleri içeri aldırdı alkışladılar, kriz var açlar hala alkışlıyorlar. Üzülüyorum ama umutsuz değilim. Saygılarımla. 02.02.2009 17:52