Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '13

 
Kategori
Deneme
 

Dipnot: Banknot

Bir kitapçıdan aldığım ve üç senedir kullandığım not defterimde rastgele bir sayfa açmaya karar verdim. Walter Benjamin’in ‘son bakışta aşk’ kitabından bir alıntı vardı: “Kitaplar ve fahişeler- birinin sayfalarındaki dipnotlar neyse, diğerinin çorabındaki banknotlar odur. Sanırım burada yazar kitap ve dipnotları derken bana, fahişeler ve banknotlar derken eski arkadaşlıklarıma sesleniyor.

Kesin hükümlü olmak her zaman kolaymış gibi gelir. İnsanları tanımadan çat diye bir etiket vurmakmış gibi… Oysa ağırlıkları vardır ön yargının ve kesin hükmün. Bir kere vazgeçemeyecek kadar inatçısınızdır. Ön yargılı olduğunuz bir insanı sonradan sevseniz bile bunu belli edemeyecek kadar gururlusunuzdur. Ne fark kalır; bir insanı baştan sevip sonra sevmemekle, baştan sevmeyip sonradan kanının ısınması arasında. Aynı acı, aynı ekşimsi tat… Hem söyler misiniz, kim şimdiye kadar hayal kırıklığına uğratmadı sizi? Hayal kırıklığı, beklentilerimizdir. Karşımızdaki onu yapmak/yapmamak zorunda olduğu için değil, yapmasını/yapmamasını beklediğimiz içindir. Suçlanması gereken kimdir o zaman?! Bu bir soru değil yanıt.

Yaşımda olmanın belirli güzellikleri var. Her gün ayrı bir kafa yapısına bürünüp kişilik denemesi yapabilmektir mesela. Bir insanın yirmi üç yaşındayken kişiliği oturmuş olmaz. Çocukluğu oturmuş olur. Eksiklerini tamamlamaya çalışır. Bu bazen bir baba/anne sevgisidir. Bazen bir kardeş, ağabey, abla.. Yanlış seçimler yapıp hiçbir zaman ders almaz. Ders alanlar da zaten hayatlarında bir kez seçim yapmış olup, ondan ders almak adına bir daha seçim yapmayanlardır. Sıra yetişkinliğin yüklerinin gelip içinize oturmasındadır. Okul bitince ne olacak? Nereye işe başvursam? Askere ne zaman gitsem? Bu işi bıraksam mı? Benim hayallerim bunlar mı? Yapabileceklerim bunlarla mı sınırlı? ? ? ?

Bırakın kitaplara kendinizi. Ya da müziğe… Oturup hala varlarken arkadaşlarınızla sohbet edin. Anne babanızı arayın. Sizi mutlu eden şeyleri yapın. Ve insanlar sizi mutlu edemiyorlarsa onları suçlamayın. Akıllarına bile gelmiyordur sizi mutlu etmek için bir şeyler yapmak. Çünkü onlara hep şu duyguyu veriyorsunuzdur: ‘ Sana sahibim. Beni daha fazla ne mutlu edebilir ki?’

Bir kitabın güzel olup olmadığını size yan karakterler söyler. Yazarın kendini dipnotlarla size açıklaması değil. Bir fahişenin iyi olup olmadığını ise, sizdeki bir banknot onun çorabına girmeden kimse size söylemez. Sizin ne olduğunuzu ise sizden başka kimse bilemez.  

 
Toplam blog
: 58
: 402
Kayıt tarihi
: 06.04.10
 
 

Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mezunuyum. ..