Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Dırdırcı kadın

Dırdırcı kadın
 

Dırdırcı kadın, adamı canından bezdirir! Aynen gördüğün gibi!...


Hayatta en büyük korkum, dırdırcı bir kadına düşmek! Ee, ben de pek, az konuşan bi adam değilim!... Hatun da benim kadar konuşursa, yandı gülüm keten helva!

O yüzden, dinleyen kadınları seviyorum! Konuşanları onların, pek de işime gelmiyor!

Dırdırcı kadın, konuşmak için yer arayandır. Onu susturmaya çalışmaktansa, yorulmasını beklemek, daha akılcı!... Arada nefes alır herhalde!... Ölene kadar konuşacak değil ya!

Her ne hikmetse, yaradan böylelerine, ağzı var dili yok adamları gönderir. Her adam katlanamaz kadının öylesine. Kulun bildiğini, Allah mı bilmeyecek? Ne münasebet canım! Kul dediğin, önce haddini bilecek.

Pek de akıllı değildir dırdırcı kadın... Zira kadının akıllısı, kelimeleri ekonomik kullanır. Az konuşan kadın, her adam için makbuldür! Erkek, onu rahatlatacak hayat arkadaşı arar. Kafasını şişirecek bir dırdırcı değil!...

Dırdırcı kadının, bir özelliği de, gözyaşının gözünün ucunda olmasıdır. Duyguları ışık hızıyla boşalır ablamızın!... Sen daha " Dur! Ne oluyor? " diyemeden, hatun, ikinci tur ağlama seansına başlamıştır bile! Sakinleştirmeye çalıştıkça, daha da uzar feryatları... Sakince otur, bekle. İçini çeke çeke anlatmaya başladığında, anlarsın nasılsa derdini... Ne kadar az konuşursan, o kadar iyi... O dinlemek için değil, konuşmak için yaratılmıştır çünkü!

Dırdırcı kadın, mızıkçı çocuklar gibidir. Hiç bitmez sızlanması... Bu tür kadınlardan, sadece evlerde değil, işyerlerinde de bol miktarda bulunur! Sabahın köründe halinden şikayet etmeye başlayan o kadın, emin ol, gün boyu susmayacak! Hele böylelerinin, bi de yönetici olduğunu düşünsene! Ne isteği biter ne memnuniyetsizliği; ne kurallarının sonu gelir; ne tehdit ve öğütlerinin...

Çok gördük böylelerini de, Allah'tan şerbetliyiz! Konuştukça erkekleştiğini, saydırdıkça antipatikleştiğini anlayamaz dırdırcı kadın... Bugüne kadar anlasaydı, zaten en başta kendine yazık etmezdi.

Dırdırcı kadın, ne çocuğuna sözünü dinletebilir ne kocasına kendini saydırabilir. Konuştukça tüketir kendini...

O sustuğu gün, en büyük huzura kendisi erecek. Gel de bunu dırtdırcı kadına anlat şimdi! Nerdeeee! Bak, bak, şimdiden saydırmaya başladı bile! En iyisi, onu kendi haline bırakmak...

Nasılsa bir gün anlar Hanya'yı Konya'yı!

Marifet, çok konuşmakta değil, iyi düşünmekte... Kadının da, erkeğin de çok düşüneni az konuşur.

Az konuşur ki, yaşamaya da vakti kalsın.

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır. 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..