Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '20

 
Kategori
Güncel
 

Direnişin Çocukları

Bu yazı Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın ölüm yıldönümlerinde onları anlamak, anmak ve tekrar hatırlamak için kronolojik sıraya göre onlara ithafenderlenmiş kaleme alınmıştır.
 
 
 
 
 
DİRENİŞİN ÇOCUKLARI
 
 DENİZ GEZMİŞ
 
         Tarih 28 Şubat 1947.  ErzurumIlıca nüfusuna kayıtlı ilköğretim müfettişi Cemil Gezmiş ile Erzurum’un Tortum nüfusuna kayıtlı, ilkokul öğretmeni Mukaddes Gezmiş’in ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi Deniz Gezmiş. İlk ve orta öğrenimini Sivas’ta, liseyi İstanbulHaydarpaşa Lisesi’nde okudu. Lise yıllarında sol düşünceyle tanıştıktan sonra 11 Ekim 1965’te Türkiye İşçi Partisi’nin Üsküdar ilçe başkanlığına üye olarak solculuğunu resmileştirmiş oldu. Üyeliğinden sonra da gençliğinin de verdiği o enerjiyle birçok hareketin içinde yer almaya başladı.
 
          Çorum Belediye Başkanı tarafından işten atılan 54 işçinin 27 Temmuz 1966 tarihinde Çorum’dan başlattığı yürüyüş, 32 gün sürdü ve 31 Ağustos 1966 tarihinde Taksim Atatürk Anıtı’nda sona erdi. Ankara’dan İstanbul’a yürüyen, Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin, Taksim Anıtı’na çelenk koymaları sırasında işçileri destekleyen ve Türk-İş yöneticilerini protesto eden gösteride yer alan Deniz Gezmiş de böylece  ilk göz altısını yaşamış olur. Lise bitip üniversite zamanı geldiğinde babası Fen Fakültesine gitmesini ister.  Deniz Gezmiş ise önce babasının isteği doğrultusunda hareket eder fakat daha sonra vazgeçerek 7 Kasım 1966'da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydını yaptırır. Bir solcu ve bir Hukuk öğrencisi olarak nerede bir haksızlık görse oraya koşar. 
 
          22 Kasım 1967’de öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs Mitingi sırasında Aşık İhsani ile birlikte ABD bayrağını yaktıkları gerekçesi ile gözaltına alındı. Daha sonra serbest bırakılan Deniz Gezmiş, Hukuk Fakültesi’nde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla birlikte 30 Ocak 1968’de "Devrimci Hukukçular Örgütü"’nü kurdu.
 
         "Ferman devletinse üniversiteler bizimdir" diyerek, parasız eğitim isteyen ve demokratik bir üniversite talep eden öğrenciler, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini 12 Haziran 1968'de işgal ettiler.Öğrenci eylemleri içinde etkinliği giderek artan Deniz Gezmiş, İstanbul Üniversitesi’nin işgal edilmesine önderlik etti. İşgal Konseyi adına İ.Ü. Senatosu ile Baltalimanı’nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı. Öğrenci haklarının elde edilip işgalin sona erdirilmesinde etkili oldu.
 
          Kıbrıs Sorunu'nda ABD'nin tutumu, Vietnam Savaşı, Orta Doğu'da ABD'nin İsrail yanlısı tavrı ve Arap-İsrail Savaşları, ABD askerleri için genelev boyatılması,  gibi olayların neticesinde ABD'nin Akdeniz'deki gücü olan 6. Filo, gençlik eylemlerinin hedefi haline gelmişti. 30 Mayıs’ta 6. Filo’yu protesto ettiği için yargılandı ve beraat etti.
 
          “1919’da başlayan Mustafa Kemal devrimi kendisinden sonra gelen yöneticiler tarafından amacından saptırılmış, cumhuriyetin bütün kurumları yozlaştırılmıştır. Bugün Türkiye’miz dünyada ilk antiemperyalist ve antikapitalist devrimi gerçekleştiren Mustafa Kemal’e rağmen yabancıların desteklediği karşıdevrimcilerin etki alanına girmiştir. Biz Mustafa Kemal gençliği olarak, saptırılan devrimi rayına oturtmaya azimliyiz, kararlıyız. Bugün başlayan yürüyüşün amacı budur.”  diyerek 1 Kasım 1968’de TMGT (Türkiye Millî Gençlik Teşkilatı), AÜTB, ODTÜÖB ve DÖB’ün başlattığı Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü’nü düzenleyenlerin başında geldi.
 
             28 Ağustos 1969 yılında, İstanbul Üniversitesinin işgali bahane gösterilerek Fakülteden atıldı. Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan’la birlikte Ankara’da THKO’yu (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) kurdu.14 Ekim 1969'da, THKO tarafından oluşturan bir grup ile birlikte Suriye üzerinden Ürdün’e, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)’nün askeri kanadı olan El Fetih’in gerilla eğitim kamplarına gitti. Burada aldıkları eğitimin ardından bir süre İsrail’e karşı yapılan kimi eylem ve karakol baskınlarında görev aldı. El Fetih kampına katılan Gezmiş’e El Fetih kimliği verilmişti.11 Ocak 1971’de THKO adına Ankara İş Bankası Emek Şubesi’nin soygununu gerçekleştirenler arasında yer aldı. Bu olaydan sonra Yusuf Aslan’la beraber "vur emri" ile aranmaya başlandı. Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan’ın yakalanmasına yardım eden kişilere 15.000 lira ödül verileceği açıklandı.
 
         THKO mensuplarıyla birlikte silah sağlamak amacıyla 15 Şubat 1971’de Balgat’taki Tuslog tesislerine sızdılar, fakat silah deposu boştu. Onun yerine dört Amerikalı askerin kaçırılması eyleminde bulundular. Kaçırılan erler 9 Mart 1971 tarihinde serbest bırakıldılar. Bu olaydan sonra aramalar daha da sıkılaştırıldı.16 Mart 1971 Salı günü Deniz Gezmiş Sivas’ın Gemerek ilçesinde etrafı sarılarak yakalandı ve Kayseri’ye getirildi.
 
          Mahkemesi 16 Temmuz 1971 günü Altındağ Veteriner Okulu binasında Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığında, Baki Tuğ savcılığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 no'lu Mahkemesi’nde başlayıp, 9 Ekim 1971 günü bitti. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’la beraber 16 Temmuz 1971’de başlayan THKO-1 Davası’nda TCK’nin 146. maddesini ihlâl ettiği gerekçesiyle 9 Ekim 1971'de 146/1 maddesi uyarınca idam cezasına çarptırıldılar. 
 
           İdam cezaları o zamanlar senato tarafından onaylanmak zorundaydı. İsmet İnönü "siyasî suçlar idamla cezalandırılmamalıdır" diyerek Bülent Ecevit ile birlikte ret oyu kullandı. AP genel başkanı Süleyman Demirel ise infazdan yana oy kullandı. 6 Mayıs 1972 günü Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte gece 1:00-3:00 arası, Ulucanlar Cezaevi’nde asılarak idam edildi. Mezarı Ankara Karşıyaka mezarlığındadır. Yeşil parkası, kirli sakalıyla hala gönüllerde yaşamaktadır. O günden sonra binlerce çocuğa Deniz ismi konmuştur. Oysa ne cellatlarının ne de onu o sehpaya götüren ispiyoncularının adları bilinmektedir…
 
Deniz Gezmiş'in Son Mektubu
 
Baba;
 
Mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler. Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de tereddüde düşmeyeceğimden şüphen olmasın. Oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir. O bu yola bilerek girdi ve sonunun da bu olduğunu biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı, ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, Türkiye'de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum. Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara'da 1969'da ölen arkadaşım Taylan Özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul'a götürmeye kalkma. Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir. Son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir; seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.
 
Oğlun Deniz Gezmiş - Merkez Cezaevi 
 
06.05.2020 / İstanbul
 
Gülhan Genç
 
Toplam blog
: 11
: 165
Kayıt tarihi
: 26.01.18
 
 

  Kelimelerle tanıştığım gün başladı edebiyata tutkunluğum. Önce kelimelerden cümleler kurmayı öğ..

 
 
 
 
 
Toplam blog
: 11
: 165
Kayıt tarihi
: 26.01.18
 
 

  Kelimelerle tanıştığım gün başladı edebiyata tutkunluğum. Önce kelimelerden cümleler kurmayı öğ..