Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '10

 
Kategori
Dünya
 

Diri diri gömülmek

Diri diri gömülmek
 

Ocak 2010/ ezgiumut



Şeriat kurallarının uygulandığı , modern hukuk sisteminin olmadığı ülkelerde, Recm edilmek için boğazına değin toprağa gömülen insanlar da değil söylemek istediğim. Deprem ve yıkıntılar altında kalmak da değil konu. Hepsi de çok korkunç ve kimseler yaşamasın.

Öldüğü saptanan kişinin aslında canlı olduğu halde yani diri diri toprağa verilmesi. Böyle bir olay gerçekleşmişti geçen yıl da kişiyi kurtarmışlardı.

Beni hep kaygılandıran bir konudur bu. İnsanların kaybettikleri yakınlarını toprağa verirken belki de kimilerinin aklından böylesi düşünceler geçer. Sanki canlıymışçasına onu orada toprağın derinliklerinde, böcek börtüye teslim edip yapayalnız bırakmanın hüzünlü sıkıntısı. Tıpkı bir ihanet gibi.

Çocukluğumdan hatırlıyorum ninemin böyle bir şeyler anlattığını. O zamanlardan etkilenmişim ki hep düşünürüm. Ölmediği halde bir insanın diri diri gömülmesi korkunç bir olay. Hatırlarsanız bunu küçücük bir yavruya da yaptılar, bizim memleketimizde. Çocuğu bilerek diri diri gömmüştü ailesi toprağa. Gazeteler yazmıştı. Umarım bu vahşet adaletten cezasını alır. Ama ne fayda henüz açmadan koparılmış goncayı, yaşama kim geri getirecek?

Biraz önce okuduğum bir haber yazdırdı bu yazıyı. Kalp krizi geçirerek ölen kişi, gömüldükten sonra yakınları mezardan sesler duyarlar. Mezar açılınca ölü kişiyi oturur halde bulurlar.

Doktor ölünün mezarda canlandığına dair bir bulgu bulunamadığını söylemiş otopsi sonucunda. Nasıl bir bulgu olabilir diye düşündüm? Zaten toprak çökmesin diye genelde tahta destekler konduğu için üzerinde bir miktar boşluk da kalmakta. Ayrıca kefen bezine sarılı olunca, ağzına kum da kaçmamış olabilir. Tabii ki doktorların bakacağı kriterler vardır, ölü morluğu gibi ve başka şeyler,mikroskobik şeyler. Ama kişi orada komadan, baygınlıktan çıkıp da canlansa bile, ölüm nedeni havasızlıktan boğulma ya da yeniden kalp durması olabilir.

Yatık duran ceset, kaslar katılaşırken mekanik olarak, yani kasların kasılması sonucu oturur konuma geçebilir mi?

Eğer kişi yatar halde bırakıldıysa mezar çukuruna , oturur halde bulunması, gerçekten de aslında ölmeden gömüldüğünü göstermez mi? Belki ölmemişti ama ağır komadaydı. Toprağa verildikten sonra olsa olsa bir şok yaşayarak, koma halinden sıyrıldı ve nerede olduğunu görünce ya da havasızlıktan, panikten öldü. Bundan sonra iki olay var. Mezarda öldüyse öncesi verilen ölü raporu geçersiz olacağından, onu veren kimsenin, başının yasalarla epeyce derde girebileceğidir. Bir diğeri de aile üyelerinin bu canlı gömülme olayı altında ezilip, kendilerini suçlayarak yaşam boyu çekecekleri psikolojik dertler.

Bu noktada kendi eceliyle öldüğü için defnedilen kişinin toprak altında canlı olduğunun ve öldüğünün saptanması diyorum ve duruyorum. Toprak altındaki ikinci ve aslında gerçek ölümünde kasıt yoksa açıklamanın kime yararı olacak mantığı pek insancıl gibi görünse de, şöyle bir eşeleyince dahi, korkunç olasılıkları ve gizleri barındırıyor olacağı için doğrudur diyemiyorum. Belki yorum yazanlar olur.

Tam da bu noktada, belki de kişileri hemen öldüğü gün gömmenin yanlış olduğunu düşünmeye başladım. Acaba bazı dinlerde, tabutun içinde yüzü gözü açık bekletilmesi, dinsel kurallarla açıklanmasının dışında, köken olarak aslında insanlarda gelenekselleşmiş ve içe atılmış böylesi gizli kaygılardan kaynaklanıyor olabilir mi?

ezgiumut 2010 6 29

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..