- Kategori
- Gündelik Yaşam
Dış Görünüş
Dış görünüşün insan hayatındaki önemi günden güne artmakta.Bedenine uygun kıyafet giyme gayretinde olanlar, zayıflayıp zarif görünmek için spor salonlarına gidenler, kaslı bir vücuda sahip olmak için idman yapıp protein tozu alanlar, güzelliğiyle dikkat çekmek için pahalı giysilerden, kaliteli makyaj malzemelerinden yararlananlar ve daha nicesi.
Dış görünümü güzelleştirme çabası esasında mantıklı bir eylem. Ancak işin kötü yanı insanların iyi bir ruh ve beden sağlığına sahip olmak için değil de kabul görmek için bu tarz girişimlerde bulunması. ‘’Acaba insanlar beni beğenir mi? ‘’, ‘’Saygı görebilecek miyim?’’ , ’’ Kötü mü görünüyorum?’’ kuşkularını önlemek için diyetlerden, spor salonlarından, moda sektöründen medet umar hale geldik. Bu arayışın en önemli sebeplerinden biri de hiç kuşkusuz şekilci anlayış. Başka bir deyişle vitrincilik anlayışı.
Öze bakmadan şekle odaklanan, insanları görünüşüne değerlendiren yaklaşım hatalı yorumlara, ön yargılı kararlara davetiye çıkarabiliyor. Donanımlı olmasına rağmen sadece istenilen görünüşe sahip olmadığı için iş hayatında saygı görmeyenler, tipi beğenilmediği için güven duyulmayanlar, yetenekli ve birikimli olmasına karşın yakışıklı veya güzel olmadığı için hak ettiği noktaya ulaşamayanlar ve daha niceleri. İyi paketlenen içi boş kolilere verilen değer veren, eğitimi, yeteneği ve birikimi göz ardı ederek oluşturulan yapay başarı algısı hangi iş kolunda olursa olsun ilerlemenin önünde bir engel olarak karşımıza çıkıyor.
Engelleme sürecine katkıda bulunan unsurlardan biri de görsel ve yazılı medyanın bazı kav-ramları yeniden anlamlandırması. Hiçbir marifeti ve eğitimi olmayanları sırf güzel veya yakışıklı olduğu için mükemmel gösteren medya kuruluşları belirli bir ideolojinin propagandasını yapan siyasi örgütler gibi davranıyor. ’’Bu güzeldir’’, ‘’bu iyidir’’,’’ bu doğrudur’’ tarzı düşünceleri empoze etmeye çalışan sahte anlayış, insanların fikirsel ve ruhsal dünyasını aleni bir şekilde hiçe saydığı gibi, ‘’Dış görünüşün iyi değilse sen önemli değilsin, değersizsin’’ fikrini insanların bilinçaltına yerleştiriyor. İlerleyen süreçte ise kendi vücudunu beğenmediği için psikolojisi bozulan insanlar ‘’ideal vücut ölçülerine ulaşmak’’ için ameliyatlardan, zayıflama haplarından medet umuyor. Bunun sonucunda ise sağlığı bozulanlara, hayati tehlike yaşayanlara hatta yaşamını yitirenlere dair acı haberlerle karşılaşabiliyoruz.
İnsanı yakışıklı olmaktan veya güzellikten ibaret gören şekilci, yaftacı ve sığ anlayışa inat insanın duygularıyla ve fikirleriyle var olduğunu kabul etmenin herkes için daha doğru olacağı kanısındayım.