Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '14

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Diş Hekimlerinin çalışma esasları ve Meslek Odalarının tutumu

Türkiye’ de mevcut diş hekimi sayısı 24 binler civarındadır. Bunun yaklaşık yedi bini kamuda çalışmaktadır. Kişi başına düşen diş hekimi açısından AB standartlarına yetişebilmemiz için 26 bin diş hekimine daha ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Ancak ne yazık ki diş hekimlerinin bölgelere göre oransız dağılımı bazı bölgelerde diş hekimine olan ihtiyacı daha da arttırmaktadır. Özellikle ‘ortodonti’ ve ‘çene cerrahisi’ gibi uzmanlık isteyen dallarda birçok yörede bu ihtiyaç daha fazla hissedir durumdadır. Oysa denetleme görevi verilen ve çok az aktif üyeye sahip olduğu için bu görevi yeterince yerine getiremeyen Diş Hekimleri Odaları ve Diş Hekimleri Birliği daha fazla diş hekimine ihtiyaç olmadığı görüşündedir.

Hal böyle iken ne yazık ki çıkarılan kanun ve yönetmelikler de diş hekimlerinin çalışma şartlarını daha da zorlaştırarak diş hekimlerini mali gücü yüksek şahıs ve firmaların elinde oyuncak durumuna düşürmektedir.

Günümüzde bir diş hekiminin muayenehane açması oldukça külfetli bir yatırım haline gelmiştir. Bunun yanında işyeri yönetmeliğine uygun yer bulma olanağı bir çok şehirde hemen hemen imkansız gibidir. Birkaç diş hekiminin bir araya gelerek büyük merkez ve poliklinikler açması çoğunluk için mali yönden olanaksız görünmektedir.

Maliyeti milyon dolarlarla ölçülen bu merkez ve hastaneleri açabilen kişi ve firmalar ise çalıştırdıkları hekimleri makine gibi görerek yatırımlarının karşılığını alabilmek için uğraş vermekte ve bu şekilde hekimlik hizmeti ikinci plana itilmektedir. Bir diş hekimi veya mali yönden kuvvetli bir firma birçok yerde merkez veya hastane açabiliyorken bir diş hekiminin iki yerde çalışma olanağı olmaması diş hekimlerinin çalışma şartları daha da zorlaşmakta ve birçoğu çok düşük ücretlere razı olarak çalışmaktadır. Çok yerde firmalar çalıştırdıkları diş hekimi maaşını elden vererek vergi kaçırma yolunu tercih etmektedir. Birçokları ise bankalara yatan maaşı asgari ücrete kadar düşürmüş durumdadır. Bunun yanında birçok yörede uzman diş hekimi olmaması nedeniyle hastalar gerekli tedavilerini yaptıramamakta ve mağdur olmaktadır.

Aktif üye sayısı onu geçmeyen meslek odalarının, özellikle büyük şehirlerde binlerce diş hekiminin çalışma koşullarını denetlemesi mümkün değildir.   

1985 yılında çıkarılan ve diş hekimlerinin çalışma esaslarını düzenleyen kanunun 48. maddesi bölgesel şartlara ve ihtiyaca bağlı olarak diş hekimlerinin iki ayrı yerde çalışmasını Diş Hekimleri odalarının iznine bırakmıştır. 

Hal böyle iken birçok oda, açık bir şekilde kendisine verilen bu yetkiyi kullanmamakta, kendilerine denetimlerde kolaylık sağlamak açısından diş hekimlerinin ikinci bir işte çalışmasına izin vermemekte veya yönetim olarak kendisini yeterli görmediğinden olsa gerek, bu yetkiyi kullanabilmek için üst makamlara danışma gereği duymaktadır. Böylece yetki ve sorumluluğu üzerinden atma yolunu seçmektedir. Oysa, Sağlık Bakanlığı 2006 – 2012 yılları arasında diş hekimi istihdamını % 55 arttırılmış olmasına rağmen bunun artan hastaların tedavi ve iş yükünü karşılamaktan uzak olduğunu açıklamıştır. Diş hekimlerinin iki ayrı işte çalışabilmesine olanak sağlanması bu açığı bir ölçüde kapatabilecektir. Bunun dışında diş hekimlerinin ikinci bir işte kaçak çalışması kısmen önlenmiş olacaktır. Bu alanda, devletin vergi kaybı kısmen önlenmiş olacaktır. Kaçak çalışan diş hekimleri mesleği de ucuz hale getirmektedir. Bu önlendiği takdirde diş hekimliği mesleği de tekrar toplumdaki saygın durumuna ulaşmakta bir adım daha ileriye gitmiş olacaktır.

Odalara, İl sağlık Müdürlüklerine, belediye ve diğer ilgili kuruluşlara verilen dilekçelere zamanında cevap verilmemesi sonucu, ortaya çıkan zaman kaybı, diş hekiminin hak mahrumiyetine ve hasta kaybına yol açabilmektedir. Bunun yanında hastanın hekim seçme özgürlüğünü de büyük ölçüde elinden alınmış olmaktadır. Diş hekimlerini de kaçak çalışmaya da itebilmektedir. Nitekim, ikinci işyerinde kaçak olarak çalışanlara ve buna göz yumulduğuna sıklıkla şahit olmaktayız

2010 yılında 1219 sayılı kanunda yapılan bir değişiklikle tabip ve diş hekimlerinin iki ayrı yerde mesleklerini icra etmelerine olanak tanınmıştır. Ancak sık sık değişen yönetmelikler ve alınan kararlar ve anayasa mahkemelerinin iptalleri sonucu ortaya karmakarışık bir durum çıkmış bölgelere göre farklı uygulamalar ortaya konmuştur. 

1219 sayılı ‘Genel Tababet’ ve 1985 yılında çıkarılmış olan ‘Diş Hekimlerinin çalışma esaslarını belirleyen kanun arasında ‘hekim ve diş hekimlerinin iki ayrı yerde çalışması konusunda’ çelişkili bir durum ortaya çıkmıştır. Oysa anayasamızda belirtilen hükümler gereğince birbiri ile çelişen iki farklı yasa çıkarılamaz. Ne yazık ki Odalar ve Birlik bu çelişkinin giderilmesi yönünde sonuç alacak yeterliliğe sahip hiçbir girişimde bulunmamıştır. Birlik 1219 sayılı kanunda yapılan değişikliği kabullenmek yerine 1985 teki kanuna bağlı kalmayı tercih etmiş görünmektedir. Oysa, birçok ilde iki ayrı işte çalışılabileceğine dair ferdi mahkeme kararları alınmıştır. Türk Tabipler Birliği, 1219 sayılı kanundaki değişikliği benimseyerek Tabiplerin refah seviyesini arttırıcı ve faydalı bulmuş ve uygulamaya koymuştur. Diş Hekimleri Odaları arasında ise uygulama farklılıkları vardır.

Konuyla ilgili olarak sağlık bakanlığıyla yaptığım görüşmede ‘bu sorunu odaya bildirmem, odanın birliğe aktarması ve birlik uygun görürse kanun değişikliği için talepte bulunması gerektiği’ söylendi. Ancak bağlı bulunduğum odada bu konuyla ilgili girişimde bulunulmasına yönelik olumlu bir cevap alamadım.

Yasaların uygulaması, Diş Hekimleri Odalarına bırakılınca farklı illerde farklı uygulamalar ortaya çıkmıştır. Adalete intikal eden durumlarda mahkemeler o bölgenin tabip odasından görüş istediği için de mahkeme kararlarında da farklılıklar olmaktadır. Birçok yörede kanun ve yönetmelikler oda başkanının kendi isteği doğrultusunda uygulanmaktadır. Bir bölgede diş hekimlerinin iki ayrı yerde çalışmasına izin verilirken veya göz yumulurken bir diğer bölgede izin verilmemesi diş hekimlerinin çalışma koşulları arasında da eşitsizlik yaratmaktadır.

Bu durumda, Diş Hekimliği Odalarına ve Diş Hekimleri Birliği’ ne düşen öncelikli görev diş hekimlerinin haklarını gözetmek olmalıdır. Denetleme görevi, sosyal aktiviteler, siyasi gösteriler ikinci planda kalmalıdır.

Unutmayınız, hekim haklarının korunması ve çalışma koşullarının daha düzenli ve sağlıklı hale getirilmesi, hastaların da daha rahat ve daha iyi şartlarda tedavi olabilmesi demektir.

Dileriz ilgililer üzerine düşen görevlerin bilincinde olur ve bu görevlerini elinden geldiğince en iyi şekilde yerine getirir.

  

 
Toplam blog
: 106
: 597
Kayıt tarihi
: 13.02.09
 
 

1953 Denizli doğumlu, evli ve iki çocuk babası. Doktor dişhekimi, şimdiye kadar yayınlanmış yedi ..