Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '15

 
Kategori
Gelenekler
 

Dişi köpek kuyruğunu sallamayınca erkek köpek ardına düşmezmiş atasözünü tarihe gömme gerekliliği

Dişi köpek kuyruğunu sallamayınca erkek köpek ardına düşmezmiş atasözünü tarihe gömme gerekliliği
 

Bu atasözünü hayatınızda en az bir kere bile kullandıysanız (bence kimse bir kere bile kullanmadığını iddia edemez) şu anda toplumumuzda yaşadığımız tecavüz vakalarının küçük de olsa bir parçası oldunuz demektir. Nasıl mı?

Siz biliyor musunuz tecavüzcülerin bir numaralı can simidi çoğu kişinin ağzına pelesenk olmuş işte bu atasözü!

Ağızdan çıkan bir söz! Masum gibi gözüken, bir kerede sözlenen, hiçbirimizin uzun uzun düşünmediği, muhtemelen de defalarca kullandığı bir söz. Yaptığı ve yapacağı tahribatı hayal bile edemeyeceğimiz kadar etkili, izleri çok derine giden ve bir kere acıttığı zaman yıllarca geçmeyecek yaralar açan Allahın belası ve maalesef atasözü. Belki atalardan gelmeyen ama ortalarda bu kadar sapık varken en fazla kullanılan sözlerden olduğundan adına da atasözü dediğimiz en mide bulandırıcı, iftira atıcı, kadını her daim suçlayan, köpek yerine koyan, tecavüz edilse dahi suçlu çıkartma kabiliyeti olan bir söz. Tecavüz eden yaratığı daha ilk anda bir sıfır değil on sıfır öne geçiren, tecavüz edileni ise önce yargılayan, sonra suçlu çıkartan ve kelepçelere, prangalara mahkum eden ve en kötüsü yalnızlaştıran, kendiyle baş başa bırakan iğrenç bir sapık sözü.

Belki az da olsa bazı tecavüze uğrayanlar bu sözün biraz daha masumlaştırılmış halini ilk annesinden, babasından duyuyor. Hepsi değil yanlış anlamayın beni ama bazılarının hani güya kızlarında da bir suç var mı diye kızlarının ağzını yoklamaya çalışırken tam olarak olmasa da imalı olarak dudaklarından dökülebiliyor. Belki olayı incelemeye çalışan kolluk kuvvetlerinin de kıza sorular sorarken ima ettikleri ama asla yanından, uzağından bile geçilmemesi gereken bir söz. Olmaz demeyin ne olur oluyor işte. Dediğim gibi dudaktan dökülmemesi gerekirken çok rahat dökülüveriyor.

 

Bir hayal edin ve kendinizi tecavüz edilen kişinin yerine koyun. Koyun kardeşim merak etmeyin bir şey kaybetmezsiniz. Empati kurmak budur işte. Ardından bu sözü söyleyen veya ima eden insanların sıraya girdiğini düşünün. Ne oldu? Yüzde yüz masumken ‘ki merak etmeyin hala masumsunuz’ ‘bende de biraz suç vardır belki!’ sorgulamalarıyla baş başa buldunuz kendinizi değil mi? Eteği de o kadar kısa giymeseydim dediniz belki. Dekolteye taktınız kafayı. Eee o saatte de bir bayan yalnız başına ne arardı ki sokakta! Hele orman yolunda… Bir de güler yüzlüyseniz… Ooo mavi boncukları dağıt dağıt…

 

Durun durun! Bence burada durun. Empati kurarken bile nerelere geldik. Kim ne isterse onu giyer, istediği yere gider, saati de ona kalmıştır. Suçlu; bunlardan bahaneler uyduran sapıktır. Ama dedim ya adam sapık. Sapıtmış ki türlü sapkınlıklarla yoldan çıkmış ve aşağılıkların en aşağısı olmuş. Sapığı bile tedavi edilmesi gereken, asılması gereken biri olarak kabul ederken mağdurun en yakınlarının, arkadaşlarının, hemcinslerinin, komşu teyzenin, postacı amcanın, berberin, baklalın…. dudaklarından dökülecek, evet bir kişinin dahi olsa mutlaka dudaklarından dökülecek olan ‘Dişi köpek kuyruğunu sallamayınca, erkek köpek ardına düşmezmiş’ sözünü söyleyeni anlayamıyorum. Anlayamıyorum arkadaş kusura bakmayın ben anlayamıyorum. Anlayan varsa beri gelsin, anlatsın bana. Empati burada bitiyor. Bir tecavüz mağduru için atom bombasından daha etkili, daha yıkıcı, daha bitirici bu sözün yok edilmesi gerekiyor. Öyle ya da böyle! Kolay veya zor!

 

Gelin bugün bir karar alalım. Bu atasözünü bugün itibariyle tarihe gömelim. Merak etmeyin hiçbir şey kaybetmeyiz. Aksine tecavüzcüler çok şey kaybeder. Etraflarında koruyucu çember oluşturan, tecavüz ettiği kişiye bir kere bile olsa mutlaka sözlenecek veya ima edilecek, tecavüze uğrayan masumun bile kendini sorgulamasına neden olacak bu can simidini tecavüzcüler kaybetmiş olacaklardır. Eğer herkes bu sözün açtığı yaraları fark edip bilinçlenirse, kullanmazsa, yeni nesillere aktarmazsa bir otuz sene sonra tarihin eski raflarında unutulan bir sözden öte gidemeyecektir. Bugünlerde bize günü birlik kızgınlıklar değil, kalıcı, yapıcı ve bir sonraki nesillere aktarılacak çözümler gereklidir. Ve ilk olarak ta bu atasözünden başlayabiliriz.

 

Var mısınız? 

 
Toplam blog
: 7
: 1737
Kayıt tarihi
: 14.07.11
 
 

1976 yılında İstanbul'da dünyaya geldim. İktisat fakültesi Maliye mezunuyum. ..