Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Diyanet, sigara içmenin "kul hakkı"na girdiğine dair fetva vermekte biraz geç kalmadı mı?

Diyanet, sigara içmenin "kul hakkı"na girdiğine dair fetva vermekte biraz geç kalmadı mı?
 

internetten alınmıştır


Bizim sigarayla tanıştığımız yıllarda, sigara içmek, erkek çocukları için erkekliğin şanından sayılırdı.. Daha adını söyleyemeyen çocukların eline sigara verirlerdi..."Oğluşu, büyümüş de sigara içermiş..." durumları yani.

Benim sigarayla tanışmam o kadar küçük yaşta değildi belki ama abimle birlikte evin duvarındaki gömme dolaptan amcalardan arta kalma asker sigarası aşırıp içtiğimizi hatırılıyorum, en fazla dokuz on yaşlarındayken...

Asıl içiciliğim üniversitede başladı...Tüm yaramaz işler gibi sigara alışkanlığı da maalesef üniversite hayatımızda başladı...Önce, arkadaşların Bafra'sından otlanmalar, sonra Samsun peşinde koşmalar.

Yetmişli yılların ikinci yarısında, memlekette sigara da karneyle verilirdi nerdeyse...Zannederim Ecevit iktidarı vardı...Ekonomik bunalım, tütün memleketi Türkiye'yi kendi tütününden sigara yapamaz hale getirmişti...

Merhum Ecevit, çözüm olarak tütün karşılığı Bulgaristana sigara yaptırmaya başlamıştı ama Bulgaristan sigaraları kağıttan değil plastikten sarıyordu...Nerden biliyoruz!.. Çünkü sigaralar ne kadar kıvırırsan kıvır kırılmazdı...Yerli yapımla, Bulgar yapımını anlamak için öyle hassas incelemer yapardık ki, o analiz yeteneğimizi sürdürsek şimdi sahte bankontla, hakikisini ilk bakışta anlar duruma gelirdik!!...

Sigara, her şehirde ilgili kurumun tek satış yerinden satılıyordu...O da herkese iki paketten fazla olmamak üzere..Bizim arkadaşlarla sıraya girer ikişer paket alındık, ardından da parkalarımızı değiştirir tekrar sıraya girerdik, satış görevlisi bizi tanımasın diye...

O zaman sigaranın zararından bahseden de olmazdı elbet...Her yerde sigara içilirdi...Otobüsler, gemiler, okullar hatta hastaneler her yer sigara dumanı altında kalırdı.

Bir keresinde vapurla İstanbuldan Yalova'ya geçiyorum...Kış günü ve hava bayağı bir sert...Tüm yolcular vapurun kapalı alanına tıkışmış durumda...Elbette sigara yakan yakana, ortalık tam anlamıyla duman altı...

Orta yaşlarda bir kadıncağızın isyanını hatırlıyorum...Kadıncağız avazı çıktığı kadar bağırdı: "ne bu böyle, eskiden büyükler içer, gençler onlara bakardı, şimdi büyük küçük hepsi içiyor" diye,

Lafı şuraya getireceğim, Diyanet geçenlerde sigaranın "kul hakkı" gerektirdiği fetvasını verdi...Oysa, bu fetva çoktan verilmeliydi...Sigara gibi açık havada bile içmeyeni rahatsız eden bir illetin kul hakkına girdiğini bugün söylemek, çok geç kalınmış bir fetva...(Bu arada bizim laikler bu fetva'ya da karşı çıktılar mı??..)

Bilmiyorum belki, o zamanlar da sigarının maddi zararı yanında manevi zararından bahsedenler vardı...Ancak, varsa bile bunların sesi pek duyulmazdı.

Altı yıl öncesine kadar ben de sigara içtim...Kendime verdiğim parasal ve sağlık zararları bir yana kimbilir kaç insanı rahatsız ederek veya zarar vererek kul hakkına girmiş oldum...Gerçekten de telafisi mümkün olmayan bir hak ihlali bu...

Çok şükür, artık içmiyorum...Ben içmediğim için de yanımda ya da bulunduğum alanlarda içenler tarafından hakkım ihlal ediliyor...Yani, bu defa pozitif anlamda kul hakkı oluşuyor.

Diyorum ki, Allah ömür verir de sigara içtiğim yıllar kadar daha yaşarsam, bu zaman zarfında edineceğim pozitif anlamdaki kul hakkı ile, içtiğim yılların negatif anlamdaki kul hakkını ödemiş olurum...

Eh..Buna da Kayserili hesabı diyebilirsiniz, başka ne yapalım!

İçenleri de Allah kurtarsın!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..