Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '17

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Diyarbakır'a Yolculuk (1)

Diyarbakır'a   Yolculuk (1)
 

Dicle Köprüsü


Son birkaç yıldır Diyarbakır’a gidemedim. Bu kez karar verdim, Diyarbakır’a Mardin’e gideceğim diye  ve öyle oldu. 11 Kasım 2017 günü hazırlıklarımı yaptım. Gece saat 01;30’da Havaş Otobüsüyle Kuşadası, Selçuk ve Torbalı’dan sonra  sabah saat 04.30  da  İzmir Adnan Menderes Hava limanına geldim...   Bilet hazırlıklarımı yaptıktan sonra saat 06.00 ‘da Pegasus Uçağıyla Ankara’ya uçtum. Ankara’da Esenboğa Hava limanında biraz kaldıktan sonra saat 09.55 te Diyarbakır’a uçtum.  Saat 11.30 da Diyarbakır’a vardım. Uygun bir taksi ile Diyarbakır Yenişehir Öğretmenevi’ne geldim.  105 nolu oda da kendime yer ayırdım. Diyarbakır’da iki öğretmenevi vardı. Ben eski öğretmenevinde kalmayı tercih ettim.  Üç katlı bir bina idi. Kaldığım Öğretmenevi derli toplu idi ve tertemizdi. Aynı zamanda ekonomikti… Yanında düzenli çayı, kahvesi içilir bir bahçesi vardı. Yeni öğretmenevi ise daha faaliyette geçmemişti,  Biraz dinledikten sonra eski okul arkadaşlarımdan öğretmen İdris Ağar, Hasan Yosunkaya ve Veysi Önal beyleri aradım ve hemen geldiler.  Öğretmenevinin bahçesinde çaylarımızı keyifle içtik. Anılarımızdan söz ettik. Eski günleri bir kez daha yaşadık.Unutmaodan   bu  vefalı arkadaşlarıma  ve öğretmenevi personeline son suz teşekkürlerimi  iletmek istiyorum...Daha sonra Milliyet Blog daşlarımdan   Kadri KANPAK 'lae bir araya   geldik.  O'nu da  ayrıca   yazacağım...

Diyarbakır Güneydoğu’nun başkentidir,hatta  Şark'ın Parisi’dir diye ananlar vardır. .3000 yıllık derin bir tarihe sahiptir. Çin’den Seddi’nden sonra Diyarbakır Surları dünyanın ikinci büyük surlarından biridir. Görkemli bir görünüşü vardır.   

Diyarbakır dedim de bir türkü okumadan olur mu?

Diyarbakır bu mudur, elleri kınalı
Testi dolu su mudur, gözleri sürmeli
Gittin ki kez gelesen,elleri kınalı
Tez geldiğin bu mudur, gözleri sürmeli

Diyarbakır surları, Diyarbakır dört büyük kapıdan meydana gelmiş olup, tarihi bir şehirdir. Surların uzunluğu 5.700 m. yüksekliği 8-12 m ve genişliği 3 - 4 metre  arasındadır. Surların üzerinde 82 adet burç vardır. Dağ Kapı, Mardin Kapı, Urfa Kapısı ve Saray kapısı diye anılır.Tarihi itibariyle Roma, Bizans, Mervan, Abbasiler, Eyübiler,  Artuklu, Karakoyunlu, Selçuklu ve Osmanlıların eserlerinin izlerini taşır. Kale duvarlarında çeşitli dillerde yazılmış kitabeler vardır.  Güneş, Yıldız, çift başlı kartal, aslan, akrep ve at motifleri vardır. Diyarbakır’da tarihi birçok eserler, müzeler ve camiler vardır. Bu camilerden bazıları. Hemen aklıma gelenleri yazıyorum: Diyarbakır Ulu Camisi, Nebi veya Peygamber camii, Safa ( parlı ) camii, Hz, Ömer camii, Hüsrev Paşa camii, İskender paşa  camii, Behram Paşa  camii, Hoca Ahmet camii, Şeyh Mutahhar camii, Şeyh Yusuf camii, Fatih Paşa camii, Kurşunlu  Bıyıklı Mehmet Paşa camii, Melek Ahmet camii, Defterdar camii, Nasuh Paşa camii. Bunlardan başka bazı mescitler de vardır.

Burçlar genellikle iki katlı, bazıları da üç veya dört katlıdır. Bunların alt katları depo ve ambar olarak, üst katları da savunma amaçlı kullanılmıştır.
Evlibeden Burcu ile Yedi Kardeş Burcu surların güneyinde yer almakta olup, 1208 yılında Artuklu hükümdarı Melik Salih adına Mimar Caferoğlu İbrahim tarafından yapılmıştır. Silindirik yapısı, onu çevreleyen kitabesi, çift başlı kartal, kanatlı aslan kabartmalarıyla oldukça görkemli olan Ulu Beden Burcu ile Yedi Kardeş Burcu plan ve bezeme yönünden birbirine benzemektedirler. Bu burçlarla ilgili bir de efsane vardır:

Mardin Kapı derken aklıma ünlü ve herkesin zevkle söylediği bir türküsü daha vardır. Onun bazı sözleri şöyledir:

Mardin kapı şen olur
Dibi değirmen olur
Buralarda yar seven
Mutlaka verem olur

Mardin kapı şad akar
Mardin Urfa’ya bakar
Buralarda yar seven
Mutlaka verem olur

Günümüzde Diyarbakır Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Çekül Vakfı’nın imzaladığı bir protokol ile “koruma projesi” hazırlanmıştır. Diyarbakır Kalesi’nin hangi tarihte yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Dicle Nehri’nin 100 m. kadar yükseğindeki Fis Kayası, İçkale’nin ilk yerleşme yeri olduğu düşünülebilir. Ayrıca bu bölgede Huriler zamanında da bir kale yapıldığı sanılmaktadır. MS.349’da Roma imparatoru II.Constanius bu kalenin etrafını surlarla çevirmiştir.Diyarbakır Kalesi, Dışkale ve İçkale olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir. Diyarbakır’da hüküm süren devletler bu kaleyi onarmıştır. Bu bakımdan kalede her dönemin izlerine rastlanmaktadır.

Diyarbakır Surları, Kavunu , karpuzu, Dicle Köprüsü folkloru ve halk bilim ile   ünlüdür.Ulu Camisi, dörtayaklı Minaresi dillere destandır.Ve Türkülerle anılıyor şu güzelim Diyar-ı bekir / Diyarbakır:

Hangi bağın bağbanısan gülüsen
Aldın aklım, ettin beni delisen
Kırk yıl kalsa gene kendi malımsan
İsterim ki bir gün evvel gelesen
Öldüm, bittim, eridim, küloldum aman
Sesin aldım, ayrıldım, dirildim aman.( 1 )

 

1-    2000’e  5 kala  Diyarbakır,, Diyarbakır Valiliği, 1995

 

---------- Yazımız   devam edecek 

 

Abdülkadir GÜLER

07.12.-2017 -  SÖKE

 

 

               

 

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..