- Kategori
- Kültür - Sanat
Diyarbakır’da Cahit Sıtkı Tarancı’nın evini gezdim.
CAHİT SITKI TARANCA'NIN EVİNDE NAZAN ŞARA ŞATANA
Gün Eksilmesin Penceremden
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
Ve devam eder gider. Güzellikler içinde sizi alır başka âlemlere götürür. En önemlisi düşünmenizi sağlar. Uzunca düşündürür, dinlenmenizi sağlar, uzunca dinlendirir. Anlamanızı sağlar ve işte olanlar o zaman olur.
O büyük üstattır.
O büyük şairdir.
O Cahit Sıtkı Tarancı’dır.
Ne çok değişiklikler içinde yaşanılabilen duygular varmış.
Hemşerim Cahit Sıtkı Tarancı’nın evini ziyaret ettiğimde, resimlerini incelediğimde, ailesinin resimlerine baktığımda ve onun muhteşem şiirlerini okuduğumda nasıl bir ruh durumu, nasıl bir duygu seli içindeydim?
Gururlu, orada olmaktan mutlu, büyük şairin yaşadığı yerde nefeslenmekten şaşkın, şiiri bana sevdirdiği için heyecanlı, büyük küçük herkesin bildiği ‘Otuz beş yaş’ şiiri ile yaşama numara koyduğu için düşündürücü, tümüyle ruhumu zenginleştirdiği için hassas, onun söylediği,
‘Şiir kelimelerle güzel şekiller sunma sanatı’nı bir nebze de bana aşıladığı için minnet ve daha bildiğim, hissettiğim kelimelere dökemediğim duygularım için teşekkürlerle dolu olarak onun
‘Memleket İsterim’şiirini söyleyerek dolaştım evinde.
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Sonrasında evin yanındaki evlere baktım. Onun bir şiirini daha okumaya çalıştım.
Avuçlarıma Sığmıyor Yıldızlar
Öyle dalmışım ki bu akşamüstü,
Komşu arsadır gözümde gökyüzü.
Ben dünyadan bihaber bir çocuğum,
Kayıp zıpzıplarımı arıyorum.
Koşun çocuklar, koşun komşu kızlar,
Avuçlarıma sığmıyor yıldızlar.
Cahit Sıtkı Tarancı’nın doğduğu ve gençlik yıllarını geçirdiği Diyarbakır’ın kendine has mimarisini yansıtan bu ev 1973 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından müze olarak hizmete açılmış.
Memleket isterim demiş ya, aynen öyle memleketine özgün bir evde doğmuş, büyümüş ve gençliğini yaşamış.
Bir süre baktım taşlarına, taş merdivenlerine, ayvanına, duvarlarına.
Kolay mı?
O ev bir büyük şair yetiştirmiş.
O ev yıllarca insanların dilinde persenk olmuş kelime dizelerini yazana ev sahipliği yapmış.
Cahit Sıtkı Tarancı 4 Ekim 1910’da Diyarbakır’da iyi halli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Ona Hüseyin Cahit demişler.
Önce Diyarbakır’da eğitime başlamış sonrasında Kadıköy Fransız Saint Joseph 'de devam etmiş. Lise öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde yapmış.
Şiir hep hayatında olmuş. Lise yıllarında başlayan şiir aşkı son günlerine kadar devam etmiş. Sonrasında yurt dışında eğitimler almış, vatanına döndüğünde birçok görevde bulunmuş.
‘Ömrümde Sükût’ adlı ilk şiir kitabı henüz Mülkiye Mektebi’nde iken yayımlanmış.
‘Otuz Beş Yaş’şiiri ile 1946'da CHP Şiir Ödülü'nde birincilik almış.
Arkadaşı Ziya Osman’a yazdığı mektuplar ‘Ziya'ya Mektuplar’ adıyla yayımlanmış.
Birçok kitap yazılmış onunla ilgili.
Birçok şaire, yazara ilham olmuş.
Onun evinde onu anmak güzeldi ama bir o kadar da duygu yüklüydü.
Allah rahmet eylesin.
Nazan Şara Şatana
Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak.
Şimdi o dünyadan hiç bir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz
Ha olmuş, ha olmamış penceremiz;
Akarsuda aksimizden eser yok
CAHİT SITKI TARANCI