Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '13

 
Kategori
Dünya
 

Diyarbakır Mitingi'nde eline tek bir Türk bayrağı almayan Kürtler, empati yapmayı bilir mi acaba?

Diyarbakır Mitingi'nde eline tek bir Türk bayrağı almayan Kürtler, empati yapmayı bilir mi acaba?
 

80 milyonluk bir Kürdistan'da 40.000 Kürtün baş katilini, ellerinde bayraklarla selamlasaydı 1 milyon Türk ne olurdu acaba?


Anlaşılan, bu kategoride yayınlanan bir önceki yazım: " Kürtler bağımsızlık istemiyor." diyenler, onu benim Külahıma anlatsınlar! " bazı Kürt kökenli Türk vatandaşlarını fena halde kızdırmış. O yazı fazla uzayıp, konu dağılmasın diye yazmadıklarımı, bugün burada anlatıp, konuyla ilgili sözlerimi bitirmek istiyorum.

Taaa en başından belirtmek isterim ki, Kürtlere karşı ne bir önyargım, ne de dindiremediğim bir kin ve öfkem var. Ancak, ben yaşamın her alanında olduğu gibi, yazarken de, gerekirse, son sözünü en başta söyleyenlerdenim. Herhangi bir konuda cesaretle davranmam gerektiğinde, ne kadar cüretkar bir adam olduğumu, beni yakından tanıyan herkes iyi bilir. Dolayısıyla, o yazımı da, bu yazımı da ruhumun aynı cüretkar, aynı cesaretli haliyle yazmaya çalıştım. Bu yazı, Diyarbakır Mitingi'yle ilgili, son sözlerimdir. Bunu herkesin bilmesini isterim.

Ben Türküm ve Sünniyim. Ablamın kocası, yeğenimin babası olan eniştemse, hem Kürt, hem Alevi... Bunu neden mi söylüyorum şimdi? Ne benim, ne ailemin, ne Kürtlerle, ne Alevilerle hiçbir alıp veremediği yok. Diyarbakır Mitingi ile ilgili yazdığım yazılar, kalbimin değil, aklımın söylettikleri...

Eyyy Türkiye'nin bu ülkeyi gerçekten seven Kürtleri!... Bu yazı sizin için yazıldı... Şimdi size Diyarbakır Mitingi'ni, bambaşka bir bakış açısıyla anlatmaya çalışacağım. Bakalım, bu anlatacaklarımdan sonra da, içinizden bazıları, bana kızmaya devam edecek mi?

Diyelim ki, ülkemizin adı: Türkiye Cumhuriyeti yerine, Kürdistan Cumhuriyeti olsun. Bu ülkede yaşayan 80 milyon insandan, 15 milyonu kendini Türk, kalanıysa, Kürt olarak tanımlasın. Bu hayali ülkenin başkenti Diyarbakır, Türklerin yoğun olarak yaşadığı yerse, mesela Ankara olsun. Ve sonra, günün birinde, adı Kürdistan Cumhuriyeti olan bu ülkede, Türklerin yoğun olarak yaşadığı Ankara'da, 1 milyondan fazla Türk, Ankara Mitingi için Kızılay Meydanı'nda toplansın ve o yüzbinlerce Türkün bir tekinin bile elinde Kürt bayrağı olmasın.

Yine aynı ülkede, ellerinde, ruhunun her bir köşesinde terör yüzünden can veren 40.000'den fazla Kürdistan Cumhuriyeti vatandaşının kanı olan, bir terörist başı, eli Kürt kanlarıyla yıkanmış Türk asıllı Kürdistan Cumhuriyeti vatandaşı, bir cani, Türk halkının temsilcisi, demokrasi ve insan hakları kahramanı ilan edilsin. Ellerinde bir tek Kürdistan Cumhuriyeti bayrağı taşımayan yüzbinlerce Türk, bu hareketleriyle, zımnen de olsa, Kürt devletini görmezden gelsin, daha açığı, yok saysın.

Peki böyle bir olay, bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir şehri olan, Kürt nüfusunun yoğun olduğu Diyarbakır yerine, o hayali Kürdistan Cumhuriyeti'nin Türklerin yoğun olarak yaşadığı şehri, Ankara'sında yaşanmış olsaydı; ey sevgili Kürtler! Size soruyorum şimdi: Böyle bir manzara karşısında, siz ne düşünür, siz ne hissederdiniz peki?

Eline bir tek Kürt bayrağı bile almayan, alamayan o milyondan fazla Türk, daha düne kadar ülkenin her yerinde kan dökmüş bir terör örgütünün, bayraklarını, flamalarını, atkılarını, bandanalarını taşısaydı üzerinde; ve siz, o 80 milyonluk Kürdistan Cumhuriyeti'nin, ülkesini çok seven, Kürt olmakla gurur duyan bir vatandaşı olsaydınız... Ankara'da toplanmış, 40.000 kişinin katili olduğuna kimsenin şüphesi olmayan bir katili, demokrasi ve insan hakları kahramanı ilan eden Türklerin, nasıl insanlar olduğunu düşünürdünüz acaba?

O gün Diyarbakır Mitinginde toplanıp, meydanın her yanını PKK bayraklarıyla donatanlar, adı Apo olan PKK'nın baş tetikçisini, demokrasi ve insan hakları kahramanı ilan ederek, dolaylı olarak da olsa, PKK'nın işlediği bütün cinayetlere ortak olmadı mı? Onca masum insanın kanına girmedi mi?

Peki böyle bir manzaraya şahit olup da, benim gibi, bizim gibi Türk olmakla gurur duyan hangi insanın içi sızlamaz? Hangi insanın ruhunu kopkoyu bir isyan duygusu kaplamaz ? Ülkesine, vatanına, toprağına, bayrağına yapılan bu saygısızlığı görüp de susmak, hangi Türk vatandaşının, hangi onuruna, hangi vicdanına yakışır sizce?

Rica etsem, hepimize utanç veren, yüzümüzü kızartan o manzaraya, bir de bu pencereden, ülkesini çok seven Türklerin penceresinden bakabilir misiniz? Diyarbakır Mitingi'nde eline tek bir Türk bayrağı bile almayan, alamayan 1 milyondan fazla Kürt, empati yapmak nedir, empati nasıl yapılır bilir mi? Böyle bir olayda, aynı toprakları paylaştıkları biz Türklerin, neler düşünüp, neler hissettiğini anlayabilir mi?

Şimdi lütfen elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin; Eyyy bu ülkenin, Türkiye'yi gerçekten seven Kürtleri!... Gelin, bizim yerimizde siz olun, kendinizi bizim yerimize koyun. Gelin de, isyan etmeyin şimdi... Bunu yapabilmek, oradan göründüğü kadar kolay mı? Lütfen elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin... Diyarbakır Mitingi'ne katılıp, eline Türk bayrağı almamak mı, yoksa o bayrağı eline almayanlara isyan etmek mi suç, bunu dile getirmek mi ayıp?

Ben susuyorum... Buyrun!... Mikrofon sizin şimdi... Buyrun, buyrun!... Gözlerim kapalı, sizi dinliyorum şimdi...Tıpkı Orhan Veli'nin, o ölümsüz şiirinde, İstanbul'u dinlediği gibi... Sessiz, sakin, tepkisiz...

Buyrun!... Diyecek neyiniz varsa, deyin şimdi... Benim sözlerime de, sizin sözlerinize de yüce yaradan şahittir Çünkü.

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..