Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '08

 
Kategori
Tarih
 

Diyet -Ölüme meydan okuyuş

Diyet -Ölüme meydan okuyuş
 

Yorgun, çok yorgundu, ama bin yıllık vatan Hatay söz konusuydu... r.alıntı


D İ Y E T


V-ÖLÜME MEYDAN OKUYUŞ


Atatürk’ün bütün hayatı mücadeleyle geçti,

Bir an boş oturup dinlenmedi.

Uğraşıp durdu gündüzlü geceli,

Sağlığına pek önem vermedi.

1936’da yüksek ateşle kan topladı ciğerleri,

1937 sonlarında rahatsızlığı iyice belirginleşti.

Dinlemiyordu çevresindeki doktorların önerisini,

Hastalığının da kesin olarak konamamıştı teşhisi.

Unutkanlık, kaşıntılar, burun kanamaları

Hepsi atrofik sirozun belirtileri.

Hastalık ilerlerken sinsi sinsi,

Prof.Nihat Reşat Belger koydu teşhisi.

1938’in kışında herkes biliyordu gecikildiğini,

Yalova-Bursa kaplıcaları çare olabilirdi.


Bursa’daki baloda oynar Sarı Zeybeği,

Sanki oyun değil, bir kahramanlık ayini,

Ö l ü m e karşı son mücadelesi.

Alman ve Fransız iki uzman doktor önerisini,

Ortada H a t a y sorunu olduğundan reddetti.

Büyükelçi M.Ponsot uyarır hükûmetini,

Atatürk’ün hastalıktan için için eridiğini.

Mart ayında Fransız Prof.Noel Fissenger geldi,

3 ay boyunca 23 saati yatakta geçirmesini istedi.

Suriye basını yayar “Atatürk’e inme indiğini”,

Dünya kamuoyunda kimi üzüldü, kimi sevindi.


Yine bir 19 Mayıs gününde Atatürk silkindi,

Hastalığa meydan okuyarak Mersin’e gitti.

Tam bir çılgınlıktı O’nun yaptığı,

Tamamlamamıştı kendisine tanınan üç ayı.

Geçen Cumhuriyet Bayramı’ndan bir sözü vardı,

Yemin ederek belirtmişti Hatay’ı alacağını.

Mayıs’ın sıcağında karnında asit canavarı,

Bu Mersin gösterisi son darbe olacaktı.

Askerin geçit töreni, şehrin dolaşılması

Hasta olmadığı yolunda dış basına yansıdı.

İngiliz ve Fransızlar kabul ettiler tüm koşullarını,

Beklenen sonucu almıştı, ama canına mal olacaktı.


Haziran’da geldi ısmarlanan yatı,

Savarona’da başlıyordu son yazı.

Doktor Fissenger yine Türkiye’ye çağrıldı,

Mersin seferi iyice kötülemişti hastasını.

H a t a y için canını ortaya koymuştu,

Sancağın d i y e t i çok ağır olmuştu.

5 Eylül’de hazırladı vasiyetini,

Milletin O’na verdiklerini millete armağan etti.

Daha önce bağışladı 150 aleyhtarı,

Arkasında kinli kimse bırakmak istemedi.

Cumhuriyet’in 15. Yıl şenliklerine katılamadı,

Dolmabahçe’ye yanaşan gençlerle duygulandı.

İstiklâl Marşı ve 10. Yıl Marşıyla süzüldü gözyaşları,

Yanındakiler ilk kez o gün gördüler ağladığını.

Gençlere pencereden el sallarken;

“Güle güle yavrularım,

Bu bayramlar ve yarınlar sizindir.

Allahaısmarladık” diyordu.

Koca bir dünya, Türklüğün dehâsı göçüyordu,

Komaya girerken “Aleykümselâm” son sözü oldu.


* * *
CUMHURİYET'İN DESTANI, "DİYET" bölümünün sonu.

 
Toplam blog
: 214
: 5488
Kayıt tarihi
: 03.08.08
 
 

Emekli eğitimci, araştırmacı yazar, şairim. Ülkemin cennet ile cehennemi bir arada yaşadığı bir zama..