Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '12

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Diyet dediğin yalnız yapılmaz

Diyet dediğin yalnız yapılmaz
 

Diyetteyiz


Öyle üç beş ayda bir diyete sarılan bir insan olmadım hiç. Yedim mi sağlarım yerim, beni 2 sene götürür o yağlar :)

Diyete gireceksem de önce kafamda bitirmem lazım. Kendimden memnun olmadığım zamanlamayı iyi yakalamalıyım, haydi hop bir iki demeye kalmadan kendimi diyetisyene atarım. Diyetisyen kontrolü olmadan, tabir-i caizse cebim hafiflemeden olmuyor arkadaş. O her hafta ya da 10-15 günde bir gidip tartılmanın verdiği huzurlu ağırlık çökmeden üstüme disipline olamıyorum ben. Sorumluluk insanıyım, ödevimi çalışıp sözlüye kalkmam lazım çıplak ayakla tartı üstünde. Yoksa gelsin arada mini kaçamak, gitsin yarım porsiyondan bir şey olmaz derken ipin ucu kaçıyor.

Doğum kilolarım oğlum 8-9 aylıkken tamamen gitmiş, hatta hamile kaldığım kilonun da 3 kilo altına düşmüştüm. Ama bu uykusuzluk beni yedi bitirdi, stresten midir işime gelip bahane yaptığımdan mıdır ilk doğum yaptığım ana, 67,5 kiloya çıktım. Doğuma da 74 ile girmiştim zaten. En büyük şanssızlığım doktorumun da bana "Senin iç karnın neredeyse yok denecek kadar az" diye teyit ettiği gerçektir. Hakikaten hep göbek bölgesinden yakınan biri oldum ben.

Üstelik diyeti ve sporu da yaparken yanına destek kuvvet gerekenlerdenim. Sevmiyorum kendi başına debelenmeyi. Evde senin yediğin yemeği paylaşacak, yemek saatlerini kaçırmadan seni uyaracak, aynı yağsız salatadan, yağsız kıymadan yapılan sebze yemeğine burun kıvırmayacak, ızgara et yaptığında "Başka yemek yok mu? " demeyecek birisi lazım. Nam-ı diğer koca, anladınız siz onu... Allahtan benimki son 10 senedir devamlı bir diyet modunda da bu kavramlar o kadar uzak değil ona da. Bu yılda, 67merdiven dayamam benim kırılma noktam oldu. Düştüm diyestisyen peşine ve 8 Aralık'tan beri diyetteyiz. Gel gör ki yemesi kadar kolay ve keyifli olmuyor bu geri iade süreci. Üstelik iadeye gönüllü de yok ortada. Bünye 35, yolun yarısına 1 kalmışken eskisinden daha ağır bir metabolizma ile karşı duruyor sana. Haftada 3-4 kere spora gitmeme ve günde rahat rahat 2 lt su tüketmeme, yediklerime dikkat etmeme rağmen 2 ayda 5-5,5 kg verebilir durumdayım. Anımsıyorum da en son 4 sene evvel diyet yaptığımda 2 ayda net 8 kilo vermiş ve tüm diyet işini bu sürede tamamlamıştım. Şimdi aradaki fark bana yaşlanmaya başladığımın da bir sinyali, gel gör ki anlayana...

Sonra arkadaş toplantılarına, haftasonu kaçamaklarına, özel günlerdeki kutlamalara gittiğinde herkes lüptetirken sana baskı yapmayacak dostlar lazım." Ne olacak ucundan al birazcık?" Ne kadar tehlikeli bir söz farkında mısınız? ucunda azıcık kime göre azıcık acaba ? Benim dişimin kovuğuna yetmeyen şey bende ancak ikinci, üçüncü çatalı almaya teşvik eder. İyisi mi ben hiç dokunmayayım, ya hep ya hiç!

Bir de çok güldüğüm, esasında hep iyi niyetle söylendiğini ( ! ) varsaydığım ; "Ay ne diyeti, ne ihtiyacın var ki senin? " sorusu beni benden alıyor. Belimin etrafındaki lastik oradan bakılınca kemer gibi görünüyor zaar, öyle böyle değil 12 kilo vermem lazım sevgili arkadaş. Geçip karşıma üçer beşer götür lokmaları, iradeliyim ona tanık olmak değil de, bu sorulara ve baskılara cevap vermek yoruyor beni.

67,5'tan 62'ye indim. Hedef toplamda - 12 kilo ve 55 k olmak. Bakalım yaza nasıl gireceğiz.

O yüzden diyorum ki; diyet dediğin beraber yapılır. Bu da bir çeşit destektir .

Ben salatalık ve yeşil çayımla mutluyum, sen bak keyfine dostum :)

 
Toplam blog
: 48
: 5171
Kayıt tarihi
: 01.03.12
 
 

1978 doğumlu, Uluslarası ilişkiler mezunu, uluslarası lojistik uzmanı, sosyal medya meraklısı, bl..