Diyet önce beyinde başlar

Çağımızın en önemli sorunlarında biri hiç şüphesiz şişmanlıktır. İnsanoğlu teknolojinin verdiği avantajlarla her ne kadar yaşamını kolaylaştırmışsa da bir o kadarda yeni sorunların orta çıkmasına engel olamamıştır. Daha önce fazla güç sarf ederek ve zaman harcayarak yaptığı işleri kolay yapmaya başlamıştır.  Uzun sürede ve mevsiminde yaptığı gıda üretimini istediği zamanda, istediği miktarda ve özellikte üretecek, işleyecek ve saklayacak teknolojiye kavuşmuştur. Bu tablo daha az bedensel hareket yapan, sağlıklı olduğu tartışılan gıdaları tüketen hızla şişmanlayan bireyleri ortaya çıkarmıştır.

Tabii sonuçta bir sağlık sorunu haline obezite yani şişmanlık nereyse çağımızın küresel bir sorunu haline gelmiştir. İnsanların bir kısmı gıdaya bile ulaşamazken bir kısmı fazla ve sağlıksız beslenme nedeniyle şişmanlık sorunu ile uğraşmaya başlamıştır. Çünkü şişmanlık insanlar için birçok hastalığı tetiklemiş, yaşam kalitesini düşürdüğü gibi can güvenliğini tehdit etmeye başlamıştır. Yaşam şişman insanlar için sağlıksız, kalitesiz, maliyeti yüksek bir şekle dönüşmüştür.

Bu gelişmeler tıp ve spor dünyasında ve beslenme alanında yeni bir sayfanın açılmasına neden olmuştur. Bilim dünyası sorunun çözümüne odaklanmış, çeşit çeşit reçeteler etrafa yayılmış, kısa yoldan sorunu çözmek için tıbbi müdahale yöntemleri uygulanır olmuştur. Yazılı ve görsel basında bu konuda akıl veren yol yazı ve programlar adeta patlama yapmıştır. Her alandan uzman görüşlerini renkli görüntülerle sayfalara ve ekrana taşımışlar, diyet ürünleri ile reklamlar insanların aklını karıştırmaya başlamıştır.

Zayıflayamaya çalışan birçok insan bu bilgiler, yöntemler ve ürünler karşısında ister istemez kafa karışıklığı yaşamaktadır. İşi gereği ve sağlık nedenleri ile riski artan maddi gücü olan birçok insan ameliyat olmayı bile göze almaktadır. Sabah programının vazgeçilmezi olan diyet ve organik beslenme önerilerine göre beslenmeye çalışmaktadır. Maddi gücü olanlar spor salonlarını doldurmakta ya da evlerinde aletler ile bu açığı kapatmaya çaba göstermektedirler. Ancak kendini zayıflamaya tam olarak odaklayamayan birçok kişi onca çabasına karşılık ya kısa dönem diyet yapabilmekte, kilo verebilmekte, ya da yeniden şişmanlatıcı hayatın pençesine düşmektedir.

Yapılan araştırmalara ve uzmanların önerilerine göre diyetin aslında insanın kendini yeni beslenme alışkanlığına ve yaşam tarzına hazırlamasının bir yolu görülmektedir. Sağlıklı besinlerle her gıdayı az ve sık yemeleri önerilmektedir. Ticari ürünlerin ve bilinçsiz spor yapmanın faydadan çok zaman içinde olumsuz etkilerinin ortaya çıktığı belirtilmektedir. Günümüzde birbirinden zengin gıda seçenekleri karşısında diyet için öncelikle beyin olarak hazırlanmamız istenmektedir. Yapılan önerilerde bireylerin diyet için doğru hedef belirlemesi, kararlı olması, sağlıklı bir kiloya kavuşulduğunda elde edilecek avantajlara karşı motive olması, kendine güvenmesi, sevmesi ve seçici davranması istenmektedir.

Ne tür diyet programı olursa olsun bireylerin kararlılığı olmadan sonuca varılması mümkün değildir. Her konuda olduğu gibi diyet konusunda da başarı için kendimizi beyin olarak hazırlamamız gereklidir. Aksi halde her diyet programı maddi ve manevi kayıplar yaşanmasını kaçınılmaz kılacaktır.  Diyeti önce beynimizde başlatmalıyız.