Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '14

 
Kategori
Hamilelik Öncesi
 

Diyet ve doğum

Diyet ve doğum
 

Doğum İçin Bir Metafor

Son zamanlarda Türkiye deki doğum uygulamaları hakkında derin derin düşünüyorum. Ama yaşadıklarımdan etkilenen bu düşünceler pek hoşuma gitmiyor.

 Doğumla ilgili bu düşünceler ve uygulamalar üzerinde yoğunlaşmışken  aklıma bir metafor geldi; belki de bu anlatımla konuyu daha iyi tanımlayabilirim dedim ve çok uygun olmadığı aklıma bazen gelse de bu metaforu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Önce bir şeyi açıklamam lazım; doğal doğum konusunda pek çok şey yazılıyor ve konuşuluyor. Ortada tanımlar ve çelişkiler var.
Ama en doğru ve çarpıcı olan cümle “ her kadının kendisine uygun olan doğum şeklini seçme hakkı var. Seçtiği bu doğum onun için en iyi ve doğru olan doğum şeklidir.” Bazı kadınlar için bu; hastane ortamında hiçbir müdahale olmadan doktorunun ve eşinin desteği ile, başka bir kadın için ebe ve doğum destekçisi eşliğinde şefkat ve mahremiyet ile, hatta bazı kadınlar için bu sezaryen bile olabilir. Bunların hepsi bence normal ve doğal.

Asıl normal hatta doğal olmayan şey;

- her kadına seçme hakkı verilmeden rutin olarak suni sancı verilmesi,

- lavman yapılması,

- doğumdan sonra bebeğin anneden ayrılması,

- rutin vajinal muayene yapılması,

- aç bırakılması,

- epizyotomi açılması,

- epidural analjezi için keteter takılması.

 - kadına bin yıllardır doğal olan doğum olayını tehlikeli bir eylemmiş gibi sunulması

- ve korkutulması.

Halbuki kadınların tek ihtiyacı bilgilenip korkularını yenmek. Bunun için ise sadece desteğe ve doğumun doğal ve normal olduğuna inanmaya ihtiyaçları var.

Şimdi bunu düşündüğüm metaforla anlatayım.

DİYET GİBİ DOĞURMAK

Bir ülke hayal edelim, tek tip bir beslenme düzenleri var ve aynı alışkanlıklara sahip. Pazarda bulabilecekleriniz pastırma, yulaf ezmesi, ve patates gibi gerçekten tatmin edici bir yiyecek yelpazesi, daha az protein, karbonhidratlar ve yağlar. Hayati olan her şey bulunmakta. Hiç kimse açlıktan ölmüyor. Herkes tok ve memnun. Bu ülkedeki bazı insanlar meraklı ve araştırıyorlar, değişik yayınlar okuyorlar. Bu araştırmalar sonucunda bazı bilgilere ulaşıyorlar.” Sebzeler insan beslenmesinde önemli bir yer alıyor” ya da “Mevsim meyveleri tüketmek ömrü uzatıyor”. Merakları araştırmalarını artırıyor ve bir sürü yeni bilgiye ulaşıyorlar. Anlıyorlar ki onlara sunulan standart menüye katabilecekleri daha bir sürü seçenekleri var.

Standart olduklarına inandıkları diyete, sebzeleri, meyveleri, peynir, kaşar, yumurta, kaymak, çikolata gibi bir çok yiyeceği de katabileceklerini öğreniyorlar. Bu insanlar bu gıdalardan da seçim yapmak istiyorlar. Bu yiyecekleri kendi menülerine katmak ve kendi vücutlarına girecek yiyecekleri seçme hakkını istiyorlar. Bu durumda ülkedeki bazı diyetisyenler buna karşı koyuyor ve kendi bilgileri ve tecrübeleri doğrultusunda bazı yorumlar yapıyorlar; “Ama sindirim o kadar basit bir süreç değildir. Pastırma, yulaf ezmesi, patates, vücudun için gerekli olan her şeyi sağlıyor. 80 yıllık pratik ve uygulamalar bu besinlerin bizim için en iyi olduğunu kanıtlıyor. Değişim istiyorsunuz fakat çok fazla seçenek var.”

İnsanlar düşünmeye araştırmaya ve değişim istemeye devam ediyorlar. Bu insanlar marketlerde sebze, meyve stantlarının açılmasını isterken, bazıları daha özel bölmelerin açılmasını ve orada güler yüzlü, samimi, kibar satıcılar eşliğinde güzel kokulu tatlılar, ev yapımı reçeller, tatma imkanı sunulmasını talep ediyorlar. Bazılarının hayallerini kendi sebze meyve bahçeleri süslüyor. Kendi sebze ve meyvelerini sevgi ve emekle yetiştirmek istiyorlar.

Bu insanlara karşı doğal olarak yanlış anlama, belki korku var… Diyorlar ki; “ Uzun yıllar bu diyetle yaşadık ve bu besinlerin etkinliği kanıtlandı.
Bütün bu yenilikler pastırma, yulaf ezmesi ve patates üreticilerini kızdıracak. Bu güne kadar ne yediğimizi biliyorduk, pastırma yazıyorsa içinde sadece pastırma var. Ürün çeşitliliğinin artması ürün güvenilirliğini ortadan kaldırabilir.” Ben kimsenin böyle kötü niyetli olabileceğine inanmıyorum. Biri sadece böyle olmasını istediği için sistem böyle olmadı. Birçok sebebi olabilir. Uzun yıllar bu standart diyetle beslenmiş insanları da düşünmek lazım. Onlar kendilerini daha iyi seçimler yapamadık diye kötü hissedebilirler. Atalet, yavaş gelişim vs. nasıl olduğu önemli değil. Önemli olan bunu nasıl değiştireceğiz

Gördüğünüz gibi, her yenilik arayışı eskiye ait katı ve korkuya dayalı bilgilerle çatışıyor, bazıları cesaretle yeniliğe yönelirken, bazıları bunu reddediyor.

Peki doğrusu ne?

İşte burada ki cevap çok önemli,

Başkalarının başından geçenler değil,

doktorunuzun tavsiyeleri değil,

annenizin, arkadaşınızın yaşadıkları değil.

Doğru olan sadece sizin istediğiniz,

DOĞURMAK İÇİN SEÇİM HAKKINIZ VAR,

Sizin Seçiminiz Sizin için doğru olan

Seçiminizi yapabilmek için gerekLİ olan bilgi sadece tüm beslenme türlerini görüp içinden kendi diyetinizi seçebilmek….

HAKLARINIZI ÖĞRENMEK VE DOĞUM PLANINIZI YAPMAK ÜZERE DOĞUMA HAZIRLIK KURSLARINA BEKLİYORUZ

www.elysiumdogum.com

 

 
Toplam blog
: 11
: 626
Kayıt tarihi
: 28.05.14
 
 

22 yıllık hemşireyim ve halen Nutrisyon Hemşiresi olarak görevime devam ediyorum. 2 yıl boyun..