Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '07

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Diyetteyim, imdaaaat!..

Diyetteyim, imdaaaat!..
 

Yeni bir kent, yeni bir görev, yeni bir ev, yeni eşyalar derken abarttım: Yeni bir ben çıkartmaya çalışıyorum kendimden!.. Eh, baktım ki bu kilodan bir değil, 2 tane ben çıkar, önce zayıflamaya karar verdim. Zaten sağolsun, sevgili arkadaşım Umut da "Sana yeni üst baş mı alacağız?!? Hem de bu göbeğinle?!? Hi ho haaa!.." biçiminde bir gülme krizine girince, mecbur kaldım aslında.

Evet, hepimiz az ama sık yememiz, bol hareket etmemiz gerektiğini biliriz. Ama neden bilmem, az ve sık yesem de, uzun yürüyüşler yapsam da bir türlü kilo vermeyi beceremedim ben. Bunun üzerine daha önce deneyip başarmışlardan da cesaret alarak diyetisyene gittim. Gonca Hanım'ın ilk söylediği şuydu: "Kilo alırsan, sen taşıyacaksın bunu göbeğinde; ben değil. Kilo verirsen, yükü hafifleyecek olan gene sensin, ben değil. Ben, sırtından sopayı eksik etmeyecek kişiyim sadece!.."

Böyle başladı diyet maceram. Her gün yediklerimi not edip haftasonları üzerine konuştuk, çeşitli yiyecek grupları denedik, tahlillerin gösterdiği yönde bir beslenme programı oluşturduk. Bazen yediklerimi yazdığım tablom eleğe döndü Gonca Hanım'ın koyu koyu çizdiği çemberler yüzünden!.. Bazen de pırıl pırıl kaldı. 1 ay sonunda oldukça iyi bir bölümü yağ olmak üzere 6 kilo verdim ben de. Halen de devam ediyor, amaç 73'e kadar gitmek.

Ama ben feci biçimde şeytana uymak istiyorum!.. Veda pastaları, ikram dondurmalar, balık evinde sunulan birbirinden lezzetli mezeler ve ille de bira-şarap!.. Gonca Hanım hiçbirini yasaklamadı, yasaklamadı da; ben ölçüyü kaçırayım istiyorum!.. Kiloyu belli ve uygun bir hızda verdikten sonra biraz daha esneyecek program ama gel gör ki DAA-YAA-NAA-MII-YOO-RUUUUUM!.. Böhüğüğühüüüüü, ben gene açık büfelerin başına oturmak, tabak tabak pankekler yemek istiyorum yaaa!..

Şaka bir yana; kilo vermeye başlayınca kendime güvenim de arttı. E Antalya'da sırım gibi tipleri görünce insan ya komplekse giriyor ya da gaza geliyor. Neyse, bakalım Eylül başında ben de iyi bir görünüme kavuşmuş olacak mıyım?!? Kemerlerimin son deliği bile yetmemeye başladı; mutluyum, gururluyum!..

Geçen hafta az kilo verince, iradesizliğimden mi, yoksa metabolizmamdan mı kaynaklandığını görmek için 3 günlük ayrı bir program verdi elime Gonca Hanım. Ekmek yok, yoğurt cacık gibi yan yiyecekler yok, çorba yok vs. Ya ne var? Yarım tavuk göğsü ya da bir büyük kutu (160 gr) ton balığı ya da 4 kibrit kutusu kadar beyaz peynir ve bol yağsız salata!.. Allahım, o yeşillikler bu kadar mı itici olur?!? Ben ki otçul adamımdır, yağsız salata ağzımda büyüdü de büyüdü!.. Baktım, daha ilk öğünde çimen yemekten hallice hissettim kendimi, ben de kendi salatamı uydurdum.

Kırmızı biberi közledim soydum. Bir soğanı da soyup, 4-5 diş sarımsakla teflon tavada yağsız ama az su ekleyerek kavurdum. İçine 4-5 tane ince kıyılmış mantarı da koydum, suyunu çekene kadar kavurdum. Biraz domates, közlenmiş biber ve ton balığını da ekleyip biraz daha çevirdim, tuzunu ayarladım. Nefis bir lezzet oldu. Gonca Hanım'dan da olur aldı!.. Öneririm.

Ha, denemenin sonucu mu? Elbette benim iradesizliğim!!! "Virgül şaşsın, seni döverim!.." tehditi işe yaradı ve ben haftayı 1.600 gr. yağ yakarak kapadım!..

Normal düzene dönünce bu defa canım karnıyarık çekti. Çekti de, herkes bilir, patlıcan kızatılırken çok yağ çeker!.. Ne yapmalı? Gonca Hanım'ın önerisini uygulamalı. Patlıcanları fırının önce ızgara tarafında, sonra da alt tarafını da yakarak fırın tarafında közledim. Ortalarına da tavuk sucuğundan hazırladığım domatesli, soğanlı, maydonozlu içi doldurdum. Biraz ocakta, biraz da fırında suyunu ekleyip pişirdim. Yanında cacıkla nefis oldu. Sucuklu karnıyarığı bana ilk yediren Leyla Teyzem'di (şu uyduruk çorbanın uyduranı dünyalar tatlısı kadın)!.. Bunu da şiddetle öneriyorum!.. Bunda azıcık yağ gezdirin canım, hepten yağsız güzel olmaz. Yağlı olmamak kaydıyla kıyma da serbest!..

En son da fırında bir güveç uydurdum kendime. Tavuk etlerini güzelce az zeytinyağ, kimyon ve biber salçasıyla karıştırdım. Patatesleri halka halka doğrayıp az yağlanmış tepsiye dizdim. Aralara diş diş soyulmuş sarımsak ve arpacık soğanları koydum. Üzerine tuz, karabiber ve pul biber serptim. Tavuk etlerini üzerine yaydım. Doğrudan fırına sürüp 170 C'de 20 dakika pişirdim. Bu da diyet açısından olur aldı, tabii 1 tabak kadar yemek kaydıyla. (Aslında daha önce de dediğim gibi, önemli olan ölçü).

Bu haftasonu da bir şeyler daha uydurayım bakalım. Tuzu az, yağı ölçülü olmak kaydıyla sebzelerden istediğini yemek serbest. Biraz da diğer blogları dolaşayım, bakalım neler çıkacak.

Herkese sağlıklı günler!..

 
Toplam blog
: 39
: 2139
Kayıt tarihi
: 05.03.07
 
 

Bankacılığı bırakıp kendini reel sektörün kollarına atmış bir adamım... Kitaro başta olmak üzere ..