Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '14

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Diyetteyim diyette diyette

Başlık eminim ki birçok kişiye 90ların popüler yakışıklısı Çelik'in "ateşteyim ateşte ateşte" şarkısını hatırlatmıştır.Yazdım çünkü ikisi de aynı anlama geliyormuş benim için esasında. Farkında değilmişim. Yeni farkettim.

Evet, anladığınız üzere diyet yapmaktayım bi süredir. Yani yaklaşık bir buçuk ay önce ekmeği kestim çıkardım. Hafta içi günleri bildiğiniz ekmek yemedim. Akşamları yağsız çorba, salata, ızgara et ya da sebze şeklinde beslenmelerdeydim. Öğlenleri ise baya baya sefertası formunda işyerine beslenme götürdüm.  Ve ekmeği neredeyse sabahları bile yemedim. Tabi bu haftaiçi böyleydi. Ha haftasonları ise yine bilinen Elizabeth kimliğimle çıkıyordum sevenlerimin karşısına. Sevgilim geliyor yanıma yanıbaşıma, arkadaşlarım oluyor, toplanmalı etkinliklerimiz oluyor, lan nasıl yemeyeyim. E ben de yemeye başladım mı öyle insan gibi yiyemem ki. Yaza göre bikaç kg fazla şişmiştim. E zaten balık etli bir hatun kişisiyim. Balık etli dedimse tombalak balıklar benimkisi. Normalde pek balık yemediğim için balık cinslerini isimlerini kütüklerini pek bilmem. Neyse illa kendimi bişeye benzeteceksem balina balığı diyeyim. E bi de bunun da üstüne kilo aldığımı düşünün. Neredeyse dolmuşlarda otobüslerde çift kişilik ücret ödeceyeceğim, çüş. Neyse sonuçta yine kayda değer şeyler olmadı değil. Ufak değişiklikler olmaya başlamıştı tartılarda. Her ne kadar mutsuz olsam da devam ediyordum "ekmeksiz yaşam mücadelesi"ne. Sonuçta az az meyvelerini toplamaya başlamışım.Bırakır mıyım, bırakmam.

Ne battı bilmiyorum, bu son zamanların favori zamazingosu olan detokslara merak saldım. Lan senin ne haddine detoks metoks. Sen sabah kahvaltısında en aşşa bi tüm somunu götüren bir hatunsun, ne hatunu lan öyle hatun mu olur yaratıksın diyeyim. Ne bilim büyük mutsuzluklar içinde kıvranırken bilem ekmeksiz hayat yaşayabiliyorsam onu yaparım dedim. Ve geçen hafta gittim başladım. İyi halt ettim. 

İlk gün detoksu pek ağır gelmedi, yalan yok. Bir de ertesi gün tam -600 gr görünce tartıda, coştum yine dalgalandım ben. İkinci gün bir mülakat işim vardı, o gün hafif çıktım detoks sınırından ama yine da başarılı sayılırım. 3.gün detoksunda da çok çok başarılıydım lakin artık hafif bi halsizlik artık dışarı bile çıkamama hali, 3 adım yürüyünce yeter ben eve gitmek istiyorumlu haller. Hiç yemediğim sabuk subuk tatlıları canımın çekmesi gibi zorluklara da baş göstererek o günü de atlattım. Sabah tartıdığımda ise dünyalar benim oldu ve 4. günü de yapacağım dedim.

Bugün 4. gün dostlarım. Ama ölümlerden ölüm beğeniyorum resmen. Meğer Çelik'in ateşteyim şarkısı adeta benim için yazılmış. Meğer benim diyet yapmam demek ateşlerde yanmam demekmiş bilemedim. Vay benim talihsiz başım. Başladım diye dönemedim de. Öyle salakça inatlarım var diye yazmışımdır daha önce. Bir şeyi kafama koydum mu bitti o iş. Ama bu işi 4 günden fazla yapmayın diyor benim uzmanlar. Bugün son çok şükür. Eğer yarına ölmemiş olursam şehrin bütün fırınları kaçacak yer arasın. Fırınlarda harcayacağım parayla ocağıma incir ağacı dikeceğim.

Bütün arkadaşlarıma mesajlar yardırdım, "allahınız varısa ekmek yiyin makarna yiyin patates kızartması yiyn, kebap yiyin, yoğurtlu tantuni yiyin olmadı peynirli su böreği yiyin buna da izin veriyorum ama sakın bana fotoğraf göndermeyin, aksi taktirde bu benden aldığınız son mesaj olur" içerikli.

Peynirli tereyağlı suböreği dedin mi, ben kellemi koyarım ortaya canlarım. Hamur işi bizim genlerimize elzem olarak yazılmış. Ailecek böyleyiz. Yani anne tarafım. Anneannemin göçmenliğinden midir nedir, onun evinde kaldığımzda böreksiz güne uyanmazdık biz. Böyle pideler, dızmanalar, börekler falanlar filanlar. Doğduğum günden bugüne böylesi yemişim, içmişim ve o günden beri de böyle tombikmişim. Valla büyükler söylüyor, kızım sana bir etek giydirirdik bebekken, eteğin arkası hiç görünmezdi, diyorlar. Düştüğünde geri kalkamayan tombiklerdenmişim ben. 

Rabbim bu acı günlerin geçmesini nasip eder inşallah. Bir de diyorlar ya bu sağlıklı yaşamı hayatınızın parçası haline getirin götürün. Yooo yoo ben öyle getir götür işlerini sevmem. Belki az ekmekle devam ederim ama asla bu sağlıklı yaşam furyasının bir parçası olmayacağım. Ben ayı gibi yemeyi seviyorum.

Yiyin dostlar.

Fırından yeni çıkan sıcak pide aşkıyla kalın. ( Benim yerime de)

 
Toplam blog
: 10
: 260
Kayıt tarihi
: 11.04.13
 
 

Lisansım eğitim üzerinedir. Lisansüstümü ne siz sorun ne ben söyleyeyimdir. Gezme, görme yeme içm..