Diyorum ki, aşksız başlıyoruz her yeni güne ve aşksız bitiriyoruz !

Her birini hayatımızın bir döneminde yaşamın kıyısına savurduğumuz düşlerimiz var bizim, dizi dizi.

Hep ertelediğimiz hayallerimiz olduğu gibi…

Kendi hikayelerimizi ne yazmayı, ne de okumayı beceremiyoruz ;

bakamadığımızdan

yüreklerimizin

yüzüne...

Beklentilerimizi çoğaltıyoruz habire hayattan; onun beklentilerini yok sayarak.

En çok da aşkı küçümseyerek büyüyoruz ; aşkın hayatın varlık nedeni ve kavganın kendisi olduğunu unutarak….

Masallar anlatıp duruyorum ya orda burada, sanırım o nedenle aklıma geldi böyle bir şey .

Dedim ki bir cin çıksa karşımıza ve bir dilek dile dese , kaç kişi paradan önce aşkı dilerdi acaba ?

**

Evvel zaman içinde değil belki ama yaşadığı zaman dilimi içinde, karşısına bir cin çıkmış kadının ( adamın ) ve demiş ki : dile benden ne dilersen ama tek dilek hakkın var ….

Kadın ( adam ) kerli ferliymiş , tuzu kurulardanmış yani demiş ki :
bir tutam aşk ver bana, baharatlı olabilir ama acısız olsun .
Hayatıma katacağım da…

Cinin verdiği bir tutam aşkla eve gelmiş parasına para katmayı, kariyerini bir bir belki de iki iki atlamayı başaran kadın ( adam).

Ama bir türlü becerememiş, bir tutam aşkı hayatına katmayı ...

...

Gökten üç elma düşmüşmüdür sizce ?

haticeatalay