Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '11

 
Kategori
TV Programları
 

Dizi dizi diziler...

Dizi dizi diziler...
 

Kapıcı dairesinin sakinlerinin bu hormonlu acılı öyküsü aslında yeşilçamdan kotarılıp getirilmiştir. Esasında karnı tok, sırtı pek, tabağında yemek olan bu aile, sanki çulunu çöp yığınlarına sermiş de, oralardan yiyecek topluyormuş gibi, içli, öfkeli bir havaya sahip. Annenin ha bire "zengin olmalıyız, zaten adını da ondan Feriha koydum" demeleri, babanın yüzünü gözünü ekşite ekşite edilgen laflar etmeleri yeterine iç bayıcı değilmiş gibi, zengin kısmına öfkeli, lüküs araba meraklısı abi, Feriha'nın özentilerine hücum ediyor, olan da seyircinin güzelim zamanına oluyor. 

Kendi adıma, dizi izleyicisi olmamakla birlikte, bu derece para kokan bir diziyle karşılaşmamıştım diyebilirim. Örneğin bu gözü yaşlı dizide tek orta halli karakter mevcut ki o da sinek vızıltısınca laflar edip, meydanı zenginle yoksula bırakıyor her seferinde. 

Zengin kısmından da söz etmek lazım yeri gelmişken. Zengin aile çocukları, hemen her yapımda diskoda, kulüpte bir yerlerde ille de bir görünür, onlara takılıp gelmiş yoksul genç kız, ille de daha önce hiç içki içmemiştir, orada uyum sağlamak için içmek zorunda kalır. Feriha'da da aynı şey olmasaydı ayıp olurdu tabi ki. 

Seyircinin zamanı bol ne de olsa, bayat kurguları ısıtıp ısıtıp önümüze koyanlar, sonsuz bir hoşgörümüz olduğunu da düşünüyorlardır ayrıca. 

Seyirci karşısına çıkmak, "bu gider" demekle neden olmuyor biliyor musunuz, çünkü bir insan ne kadar eğitimsiz, seçici olmaktan uzak olsa dahi, kaliteyi duyumsuyor da ondan. 

Çünkü sanat evrenseldir, ilkel kabilelere gittiğinizde de emek verilerek kotarılmış yapıtları her nasıl oluyorsa fark edilecektir yani. 

Buna rağmen, bayat kokulu yeni dizilerin "çok çok" izlendiği söylenebilir. Benim buna cevabım hazır ne yazık ki: evet, bu diziler izleniyor, ama bu dizileri yapıp ortaya çıkaranlar, ve bu dizilerde rol alanlar, ağırlıklarını, gelecek yapımlarda izlenebilme şanslarını sessizce yitirmektedirler. 

Çünkü bu dizilerin son bölümleri, dikkat edilirse, verilen zamana karşı gizli bir hayıflanmayla ve son sahne de "amaaaan, saçmalık " denilerek izlenir genellikle. Bundan sonra da çok doğal olarak, yeni yapımda rol alan dizi oyuncusu pek özlemle de karşılanmaz. 

Çünkü o oyuncular, kaşlarını gözlerini oynata oynata oynarken, yüzlerini "eskitmiş", uzayıp giden ağlamaklı diziler sayesinde, görenin içini karartan suretlere dönüşmüş olurlar. 

Örneğin, suratını asmaktan bir hal olan Feriha, kolay kolay komedi oynayamayacaktır, yine ağlamaklı bir yapımda yer alsa, bu kez de iç sıkacaktır. 

Öyle bir geçer zaman ki oyuncularını melodram dışında düşünmek zor mesela. Küçük Osman, farklı bir yapımda yer alsa da, dizinin ağır havasını kolay kolay üzerinden atamayacaktır örneğin. Biraz önce dediğim gibi, ağlamaklı bir dizide rol aldığında da, kesinlikle sıkıcı, bunaltıcı bulunacaktır. 

Peki neler izlenecektir? Yanıt vereyim, yeni yüzlerdeki yeni gözyaşlarınadır talep. 

Yani bir seferlik başarı, aslında başarısızlığın ta kendisidir. 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 44
: 412
Kayıt tarihi
: 13.01.11
 
 

Merhabalar ben bir kamu kuruluşunda görev yapmaktayım, yazmayı okumak kadar seviyorum. Ağırlıkla ger..