Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '09

 
Kategori
Magazin
 

Dizide sevişirim, filmdekini protesto ederim

Dizide sevişirim, filmdekini protesto ederim
 

‘Gecenin Kanatları’ filminin galasına bilindiği gibi Beren Saat katılmadı. Bunun üzerine gerek internet aleminde, gerek medyada birçok şey yazıp çizildi. Filmdeki sevişme sahnelerinin basına sızmasından dolayı gelmedi dediler; sevgilisinin bu sahneleri görüp rahatsız olmasından dolayı gelmedi dediler; Aşk-ı Memnu'yu bahane ederek yoğun olduğunu söyledi, bu yüzden gelmedi dediler filan. Beni Beren Saat'in galaya gelip gelmemesi zerre kadar ilgilendirmiyor. Bu yazıda Beren Saat hakkında duru(!) düşüncelerimi aktaracağım.

Beren Saat adını ilk olarak biz Türkiye'nin Yıldızları isimli oyuncu yarışmasında duyduk. Onun için hayatındaki en büyük fırsatlardan biri, bizim için ise geri dönüşü olmayan eziyetin başlangıcıydı bu yarışma. Beren belki yarışmayı kazanamadı ama Tomris Giritlioğlu'nun kardeşi sayesinde üne kavuştu.

Dizi alemine sıçraması uzun sürmedi. Aşka Sürgün isimli klişe töre dizisinde başrol oynadı. İlk dizi deneyiminde başrol oynamak büyük şans tabi. Herkes bu şansa sahip olamıyor. Daha sonra Hatırla Sevgili'de gördük onu. Bir türlü ağlamayı beceremeyen Yasemin rolünde. Bir insan ağlarken bu kadar itici olabilir mi? sorusunun yegane yanıtı oldu Beren Saat.

Bu olaylardan sonra Kanal D'de benim en sevdiğim yerli roman olan Aşk-ı Memnu'nun tanıtımını gördüm. İlk fragmanda oyuncular gözükmüyordu. Sadece sesleri duyuluyordu. Bihter karakteri kim diye içim içim yiyordu. Hummalı bir bekleyiş içindeydim. Aklımda türlü türlü isimler var. Saçmalama konusunda rekor kırdığım anlardan biriydi sanırım. Ve sonra o sesi duydum. Kendi kendime "Aman Allah'ım bu ses, yoksa yoksa ağlama özürlü Beren Saat mi?" dedim. Dediğim doğru çıktı. O sırada Bihter rolünü Ayşecik ya da Bücür Cadı'da ki velet oynasa bu kadar üzülmezdim. Bihter gibi bir karakterin altından nasıl kalkacak dedim. ( Hala kalkacak bekliyoruz. Önce topukluyla yürümeyi öğrenmeli ama. )

Güzel olmak dizilerde başrole konmanın birinci maddesi sanırım. Yetenek yoksunu bir sürü oyuncu şu sıralar dizilerde başrollerde. Ve o kadar parayı cebe indiriyorlar. Konservatuar mezunu o kadar az oyuncu var ki. Sen 4 sene boyunca bu işin eğitimi al, sıkıca çalış ama sonra bilmem kimin yeğeni, şunun sevgilisi filan senin işini yapsın. ( Yapabilseler hadi neyse. )

Düzen böyle filan demek çok gereksiz. Şimdi bir kişi bana Beren Saat'in gerçekten de iyi bir oyuncu olduğunu söyleyebilir mi? 53 bölüm geçmiş Aşk-ı Memnu'da sinir krizi geçirecek hanımefendi sanki çiçek sulamaya çıkmış. Olmuyor, yapamıyor, Bihter karakterini ekranda böyle görünce içim bir fena oluyor.

Belki de benim duygusallığımdan dolayı bu kadar tepki veriyorum. Aşk-ı Memnu'nun yeri ben de her daim ayrı olmuştur çünkü. Halit Ziya'nın öyle bir dönemde böyle cüretkar bir roman yazması bile başlı başına alkışlanacak bir şey. Konusu, şusu-busu beni rahatsız etmiyor. Ama rahatsız olan çok sanırım.

30 bölümdür neredeyse her hafta dizide Behlül'le sevişen Bihter oynadığı filmin sevişme sahneleriyle popüler olmasını istemediği için galaya katılmamış. Yedik diyelim geçelim aradan bizden.

Beren Saat ve türevlerinin tiyatro, dizi, kısaca oyunculuk sektörünü ellerine geçirmelerine izin vermeyelim. Ekranda kaliteli yapımlar görmek istenildiği zaman ilk şutlanacak olan Beren Saat olur herhalde.

Ne demiş Mazhar Alanson: " Benim hala umudum var.."

 
Toplam blog
: 50
: 2353
Kayıt tarihi
: 09.08.08
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisiyim. Yazılarımla, paylaşımlarım..