Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '08

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Diziler üzerine birkaç kelam..

Diziler üzerine birkaç kelam..
 

Uzun bir aradan sonra sayfama ve okurlarıma yeniden merhaba diyorum. Hem sayfamı, hem okurlarımı, hem de yorumları özledim doğrusu.

Bugün çok fazla ciddi konulardan bahsetmeyeceğim yeni sezonla birlikte hızla açılış yapan diziler üzerinde birkaç durum tespiti yapmak istiyorum. Ee başlar başlamaz hemen ciddi konulara girmeyelim değil mi? Gerçi ben her ne kadar ciddi takılmayayım desem de dilim durmaz ya neyse.

İlk olarak KanalD’nin iddialı yapımı Aşk-ı Memnu dizisiyle ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Bilindiği üzere TRT yıllarında ilk Türk dizisi olarak yayınlanmış ve o kuşağın çocukları bizlere Dallas varı bir dizi izletilmişti. Şimdilerde yeni haliyle ve o zamanın makasları olmadan yeniden yayında. Ben dizinin içeriği ve yapım hakkında konuşmayı düşünmüyorum. Beklenen reytingi alarak iyi bir yere yerleşti ilerleyen günlerde ne olur bilemem ama benim dikkatimi çeken bir şeye sizlerinde dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bilindiği üzere bu dizinin yapımcılığı AY YAPIM tarafından üstlenmiştir. Son yıllarda edebiyat eserlerinden yola çıkarak onları günümüze uyarlayarak ekranlara getiren Ay Yapım bunda da oldukça başarılı olmuştur. Dudaktan Kalbe, Yaprak Dökümü şimdi de Aşk-ı Memnu. Ay Yapım dünyada 14 ülkede ortağı bulunan “ Sparks Network” ün Türkiye ortağıdır. Bu iş birliği ile dünya üzerinde yaklaşık 150 TV formatının sorumlusudur. Yani özetle Ay Yapım televizyon yayıncılığı, dizi film, yarışma ve eğlence programları yapımcılığı, ayrıca dış kaynaklı film, dizi ve program alım satım konularında faaliyet gösteren başarılı bir yapım firmasıdır. Şimdi bunları neden anlattığıma gelelim.

Biliyorsunuz daha önce ki yazılarımda da anlatmıştım zaman zaman. Ben dizilerin seyirci üzerinde bıraktığı izlenimleri kurulmuş olan forumlar üzerinden takip ederek olaylara farklı boyutuyla bakmayı ve değerlendirmeyi tercih ediyorum. Bu dizi de yayınladıktan sonra internet üzerinde yapmış olduğum bir durum değerlendirmesinde seyircinin bazı ciddi tespitleriyle karşılaştım. Ve bu tespit açıkçası şaşılacak bir tespitti. Dizinin tanıtım jeneriğinde TWILIGHT kitabının kapak tanıtımında kullanılan simge orijinal halindeki yazılar kaldırılarak kullanıldığı iddia ediliyordu. Bu iddiayı ortaya atan TWILIGHT hayranları oldukça kızgın ve tepkiliydi. Ben de konunun gerçekliğini araştırdım ve ortaya ne yazık ki Ay Yapıma yakışmayan bir durum çıktı. Üstelik aynı şekilde KanalD de ana sayfasında bu tanıtımı kullanarak ikinci bir hatayı yapmış bulunmakta. Aşağıda galeride konuya açıklık getiren resimler bulunmakta.

Burada küçük bir parantez açarak TWILIGHT hayranlığının ne demek olduğunu anlatarak konunun başka bir boyutta da önemini anlatmak istiyorum bilmeyenlere. Stephanie Meyer’in beş seri halinde çıkardığı Harry Potter’a rakip gösterilen yeni bir çılgınlık TWILIGHT.

Türkiye’de Alacakaranlık adıyla yayınlanan kitabının sadece ABD’de ilk üç kitap satışı 5 milyon 300 bin olduğu söylenmekte. Türkiye’de de ciddi bir okuyucusu var kitabın. Durum böyle olunca TWILIGHT hayranları tepkilerinde haklılar.

Benim anlamadığım Ay Yapım gibi bir firmanın böyle bir yanlışa nasıl düşebildiği. TWILIGHT hayranları gelecek bölümlerde jenerikte bulunan bu yanlışın acilen düzeltilmesini şiddetle istemekte. Zaten Ay Yapıma düşen de bu değil mi? Böyle bir firmanın acilen konuya açıklık getirerek yapılan yanlışı bir an önce düzeltmesi gerekmektedir. Ve KanalD’nin de bu konuda gerekli duyarlılığı üstlenmesi gerekir. Çalınma mı, bilmeden yapılan bir yanlış mı, tesadüf mü bilinmez ama bu yanlışta ısrar edilmeye devam edildiği sürece TWILIGHT hayranlarının da tepkileri dinmeyeceğe benziyor. Umarım yanlış bir an önce düzeltilir, TWILIGHT hayranlarının gönlü alınır. Aksi takdirde kanalın iddialı yapımının üzerine şimdiden gölge düşmüş olur.

Bir diğer konuda Kurtlar Vadisiyle ilgili. Bu konuda uzun uzun bir şeyler yazacak en son kişilerden biriyim aslında. Çünkü dizi şiddet eğilimini içinde barındırdığı için izlemediğim şiddetle ret ettiğim diziler arasında. Ancak ben bu kadar uzak dururken beni hem onure eden hem de şaşırtan bir durumla karşı karşıya kaldım sizlerle hem bunu paylaşacağım hem de Muro karakteri ile ilgili endişelerimi. Muro’ya geçmeden beni onure eden ve şaşırtan konuyu kısaca anlatmak istiyorum.

Yaz sezonu içerisinde bir mesaj aldım ve bu mesajı da yayınladım sayfamda. Mesaj Kurtlar Vadisi fanatiklerinden bir izleyiciden geliyordu. Mesajda benden yardım istediklerini belirtmişlerdi. Mesaj çok açık olmadığı için tam olarak anlamadım ne konuda yardım beklediklerini. O aralar nette bir araştırma yaparken Pana Film resmi sitesinin forum sayfalarında üyelerin hakkımda yazdıkları yazıları okudum. Ve işte bu noktada çok şaşırdım. Ben ki Kurtlar Vadisi dizisini şiddetle eleştiren biri olarak bu sayfalarda yer alıyorum ama yer alırken eleştiren yanım değil tam tersine tarafsız duruşum takdir ediliyor ve benden yardım taleplerini sitelerinde de açıkça yazıyorlar. Bu gerçekten şaşırtıcı bir o kadar da onur verici bir durum. Benden istenen şey izleyici tepkilerini blog sayfamda dile getirmem. İzleyicinin tepkisinden çok bir talebi var yapımcılardan ve bunu da sayfalarca dile getirmişler sonuç alamayınca da benim sayfamda dile getirmem belki bir sonuç getirebilir diye düşünmüşler.

İzleyicinin talebi ise dizide ki Elif karakterinin tekrar diziye dâhil edilmesi. Yani dizi de yeniden aşkı görmek isteyen bir kesim ölen bir karakterin saçmada olsa yeniden katılmasını istiyor ve bunu da sayfalara taşıyor. Üstelik kendileri de saçma olduğunu biliyor.

Kurtlar Vadisinin gerçekten kendine özel bir seyirci kesimi var. Kadın izleyicisi ve erkek izleyicisinin diziye bakışları farklı. Bunu bu olayla da görüyoruz. Bir taraf aşk isterken diğer taraf ülke gerçeklerini aksiyonlarla izlemeyi seviyor kimisi bunu hayat felsefesinde uygulamaya kalkıyor kimisi de durumdan ne çıkartılıra bakarak objektif izleyici kesimine oturuyor. Bir dizi aynı anda ne çok şeyi içinde barındırıyor öyle değil mi? Sadece dizi diyip geçmeyelim derken dizilere aslında kastettiğim de tamda buydu. İzleyici ne alır, ne kadarını hayatına geçirir bunları görmezden gelmeyelim bunun en güzel açılımları izleyici forumlarında tarafsız haliyle ortada. Konuyu yapımcılar mı irdeler yoksa toplum bilimciler mi bilemem ama bir yerlerinden mutlaka tutulmalı diye düşünüyorum.

İşte bu noktada Muro karakterinin altını çizmek istiyorum. Muro karakterinin son zamanlarda öne çıkışı ve sempatikleştirilmesi üzerine yazılan çizilenlerin ağırlığı beni şaşırttığı için dile getirmek istedim. Muro karakteri, dizide terör örgütünün metropol sorumlusu olarak geçiyor. Ancak bu denli sempatikleştirilmesi ciddi anlamda düşünülmesi gereken bir durumdur diye düşünüyorum. Pana Filmin böyle bir şeyi tercih edişte kendilerine göre nedenleri olduğunu sanıyorum ama bir gurup basının da bu karekteri sempatikleştirerek tanıtması düşündürücü. Diğer yandan şiddetle eleştiri hedefi haline gelmeside düşündüren başka bir yan. Kurtlar Vadisinin sıkı izleyicisinin bunun ayrıtında olduğunu sanmakla beraber yine de ciddi endişeler taşımaktayım. Kurtlar Vadisi gibi bir yapımın verdikleri ve aldıkları ortadayken izleyicisine ve yapımcılarına da saygısızlık etmek istemediğim için konuyu bu aşamada kapatıyorum.

Olmalı mı olmamalı mı tartışmalarını yapmak değil amacım. Dizilerin sadece çekilmek, reyting sağlamak adına yapılmamasının altını çizmek, etkilerinin göz ardı edilmesinin sonuçlarının zaman içinde ki ağırlığından hepimizin sorumlu olacağının bilincine varmak gerektiğini anlatmak. Umarım yeterince anlatabilmişimdir durumun ciddiyetini.

Bu arada izleyici forumlarıyla alakalıda endişelerim var ama bugün buna değinmeyeceğim ilerleyen zamanda yeni bloğumda çok daha ayrıntılı anlatmak istiyorum.

Evet bugünlük bu kadar dizileri eşelemek yeter sanırım. Ciddi konulara girmeyecektim değil mi? Nasıl girilmiyorsa artık...

oyatekin@gmail.com

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..