Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '16

 
Kategori
Felsefe
 

Dna ve kutsal kitaplar

Y A Z A N: Uçar Demirkan

Bir canlı hücresinde ;yıldızlar ve gökadaları gibi karmaşık ve tam bir düzen vardır. Hücre içinde; kendi öz yapısını koruyarak molekülleri değiştiren, enerji depolayan ve kendini çoğaltma işlevini yerine getiren düzenli bir iş birliği ve iletişim yapısı vardır.

Bir hücredeki moleküllerin büyük çoğunluğu proteinlerdir. En önemli proteinlerse, enzimlerdir. Bunlar; hücrenin kimyasal tepkimelerini düzenleyen moleküllerdir.

Ancak; enzimler bu işlevlerini bir başına yerine getiremezler. Onlar; bir tarlanın ya da fabrikanın çalışan işçileridir. Patron-molekül olarak düşünülecek moleküller ise; nükleik asitlerdir. Bunlar; hücrelerin derinliklerindeki “yasak bölge”de, yani hücrenin çekirdeğinde bulunur. Tıpkı bilgisayarın hafızası gibi.

Görüldüğü gibi; nükleik asitler atom çekirdeğindeki çekirdek parçacıkları gibidirler. Nötronlara, protonlara benzerler. Ancak; onlardan ayrık olarak “sarmal merdiven” biçiminde bulunurlar.

Düzensiz bir demir kangalı ve düz demirden tel çubuğu görünümünde olan bu sarmal merdivenlerde, iki nükleik asit türü vardır. DNA emirleri verendir. RNA ise; DNA tarafından verilen emirleri hücrenin geri kalan bölümüne iletmekle görevlidir.

Dolayısıyla; DNA lar, tüm tanrısal buyrukları içerdiği varsayılan kutsal kitaplara benzerler. Hücrenin, dolayısıyla tüm yaşamın gerektirdiği tüm emirler; bu kitapta yer almaktadır. DNA daki emirler; tanrısal(yaşamsal ve ölümsel)emirlerdir. DNA lar, bilgisayar belleğindeki milyarlarca dosyalardır.

Gerçekten de; kişioğlunun DNA sı, dört milyar yıllık bir evrimin sonucunda ortaya çıkmış olup kişioğlu bedenindeki bir işlevin nasıl oluştuğunu içeren tüm bilgileri depolamıştır. Öyle ki; kişioğlu DNA sında yazılı bilgi birikimi; kalın kalın yüz ciltlik kitaptan oluşan bir ansiklopediye ancak sığardı.

Bu haliyle DNA ların, kutsal kitaplarda yer alan bilgilerden daha çok bilgi ve mesaj içerdikleri anlaşılmaktadır. DNA kitabı; yaşamın, ölümün, gelişimin, değişimin, ilerlemenin gizlerini taşımaktadır. Bunun sonucunda DNA lar; tanrısal bir işlevle kendilerini tekrarlayarak, tıpatıp benzer kopyalarını çıkarabilmekte; yaratabilmektedirler.

Bu “benzerini yaratma” eylemi de; DNA daki bilgilerin kutsal kitaplardakilerden daha geniş, kapsamlı ve bilimsel olduklarının bir belirtisidir. Üstelik; DNA kutsal kitabı; durmaksızın gelişmekte ve genişlemektedir. Din kitapları gibi, statik yapıda değildir. Yeni bilgileri depoladıkça; daha gelişmiş bir türün DNA sına dönüşmektedir.

Tıpkı metallerin gelişip daha ağır metallere dönüşmesi gibi; DNA lar da gelişip daha çok bilgi ve mesaj içeren “daha ağır” DNA lara dönüşmektedir.

Kişioğlu; yirmi birinci yüzyılın eşiğinde kutsal kitapların etkisinden ve baskısından giderek kurtulmakta ve bilimsel kutsal kitap olan DNA yı okumayı öğrenmeye çabalamaktadır. Giderek DNA ya karışmaya ve onunla oynamağa başlamıştır.

Oluşun, yaşamın, ölümün, değişimin, gelişimin tüm gizleri DNA kutsal kitabında yazılı olup; bizlerin onları çözmemizi beklemektedir. Bu kitaptaki bilgilerin çok küçük bir bölümünü çözümlemiş olan günümüz uygarlığı günümüzde, hayvanları kopyalamış ve kişioğlunu kopyalamayı düşünmeye başlamıştır.

Nasıl ki; kutsal kitaplardaki kutsal emirler dinsel uygulamalar aracılığıyla uygulama alanına girmekteyse; DNA kutsal kitabının emirleri de deneylerle uygulanacaktır. Onlardaki bilgiler değerlendirilecek; onlardan yararlanılacak ve çok daha üstün uygarlıklar ve yaşam biçimleri geliştirilecektir. Belki de; kişioğulları bir karadelikten geçerek ölümsüzleşecektir; zamansızlaşacaktır.

Evrenin tek kutsal kitabı; DNA ve RNA molekülleri olmaktadır. Herkes; bu kitabı okumayı öğrenmelidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 142
: 578
Kayıt tarihi
: 04.09.13
 
 

1940 yılında İzmir'de doğdum İzmir Atatürk Lisesi'ni bitirdim 1961 yılında Mülkiye(Siyasa..