Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Doğa neden çıldırdı?

Doğa neden çıldırdı?
 

Haberlerde izlediniz ya. İstanbul'u sel aldı diye 2 gün önce.

Hani geçen senenin kışında 39 kişi mi ne ölmüştü sel sularında. Hani kışın ortasıydı. Başbakan derenin intikamı acı olur demişti. Şimdi de haziran ortasında doğa çıldırdı. Birşeylere kızmış olmalı. Gök delindi sanki. Ne yaz yağmuru canım. Peh. Yaz yağmuru dediğin şey bi 10 dak yağar geçer, arada bulutların arasına girer güneş. Hiç mi görmedik sanki yaz yağmuru, onu ayırd edebilecek kadar yaşlandık sayılır. Hani bilemedin arada sırada çiselesin. Üstüne haziranın ortasında mont giymez ayagına da çizme bot geçirmez insan yaz yağmurunda, hele haziran ayında. Geçiren varsa yazsın hatırlayalım birlikte.

Evden çıkamadım yahu. Tam hazırlandım, evden çıkacagım, evdekiler nereye gidiyorsun sel ortalık dediler. Balkona bir çıktım ki, sitenin bahcesi sular altında. Kuvvetli yagmur suları yanımızdaki sitenin duvarını yıkmış, sular olduğu gibi bizim bahçeye. Evlerini su basan girişteki kadınlar adamlar ellerinde fırcalar hiçbirşey yapamayacaklarını bildikleri suları süpürmeye çalışıyorlar çığlık atarak.

Haziran ayında böyle bir yağmur görmedim ben. Hollanda'yı geçtik yağmurda. (yağmurun çok yağdığını bildiğim bir ülke olduğundan Hollanda'yı örnek verdim). Cumartesiden başlayan yağmur, salı günü öyle bir şiddetlendi ki, Doğa ana kesin birşeye kızdı. Bu zamanda böyle sert yağan yağmur, kızmamış bir doğanın yapacağı birşey degil. Hollanda'nın hafta sonu ise bir o kadar güneşli geçmiş. Bizim yeğene bahçede havuz yapmışlar yüzmüş 2, 5 yaşındaki velet. Dengeye bak.

Çizmelerle çıktım ben sokağa bu hafta. Haziran ayında. Neye kızdı peki doğa? Şu 3. köprünün yapılırken ormanlarının heba olacak olmasına olabilir mi? O yüzden en çok Anadolu yakasını vurmuştur mesela bu sefer. Birşeye kızmış doğa ana. Bişeylerin dengesinin bozulduğuna kızmış. Küresel ısınmanın verdiği etkiler diyoruz ya. Halk "ne ısınması ya haziran ayında donuyoruz, külliyen yalan" diyor.

Şu hazineye ait istimlak edilemeyen arsalara villa yapan zihniyetlere kızmış olabilir mi? Hani devlet adamlarından öç almak ve onlara daha fazla iş çıkarmak için 2. köprünün ortasında asfaltı yalayıp yutup kocaman bir delik açıp, arabasıyla "küüüt" diye giren her sürücüden tüm iyi dileklerini almak gibi bir hedefi olabilir mi acaba...

Hedefi her ne idiyse doğa ananın, belki başardı belki başarmadı bilemem ama, galiba olan gene bize oldu. Siyasetçiler "kader" deyip geçiştirdi. Kaybolan bir belediye işçisinin evine düştü ateş, diğerleri yatağında hala uyumaya devam ediyor. Evini su basan komşular çıkardılar halılarını bahçeye, şimdi şimdi açan güneşte kurutmaya çalışıyorlar.

Kime ne oldu?

Olan gene bize oldu. Göz gözü görmez yağmurda saatlerce trafikte kaldık. Ekini tarlada olan köylü ilk günler sevindi yağan yağmura, bereket dedi. Her geçen gün, aldı gitti toprağı elinden. Pendikteki seralar yerle bir olmuş. Desenize İstanbullular gene herşeyi çok pahalı yiyecek. Antalya'nın kirazları yurt dışına gönderilir. Biz yesek yesek posalılarını yeriz herşeyin zaten.

Ukrayna Türkiyeden giden sebze ve meyvleri zararlı içerdiği için gümrükte tutuyormuş kaç gündür. Dün izin vermiş nihayet. Zararlılardan temizlendi mi yoksa ufak bir siyasi kargaşa mı yaşandı? Şu Ukraynalılar da... Biz en börtülü böcekli, ilaçlısını yiyiyoruz, ukraynaya gidenler bizimkinden daha iyi nankörlük yapmasınlar şimdi...

Aklıma ne geldiyse yazdım bu sefer. Şu yağmur, biraz karamsar yaptı beni havanın kasvetinden olsa gerek. Hatırladığım tek güzel şey, yağmurun durduğu zamanlarda baktığım ağaçlar daha bir yeşildi. Hava daha bir temiz. Havadaki kirden ne varsa hiçbişey kalmamıştı. Görüşüm gözlük takmışım gibi netti. Bu da bardağın dolu tarafı herhalde.

Doğa ana birşeye fena kızmış. Ben onu anladım.

 
Toplam blog
: 91
: 1012
Kayıt tarihi
: 24.02.09
 
 

Yazmak bir tutku benim için. Yıllardır yazmayı seven biri olarak, bilgisayarın icadı ve gelişen t..