Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '22

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Doğa Tahribi O Kadar Kolay mı?

Doğal orman, ötede beri var olan ağaç topluluğudur. Anadolu’muz bu tür alanların ötesinde çok daha farklı arazilerden oluşmuştur. Örneğin “Baston diksen yeşerir” şeklinde tanımlanan alanların yanında, üzerinde ot bitmeyen araziler de bulunmaktadır. İşte konumuz, öyle üzerinde ağaç yetişmeyen bir arazi, Çeşme’nin Paşalimanı mevkiinde…

Söz konusu arazide Dr. Halis Temel tarafından 1955 yılından itibaren bir eşeğin çektiği kendi imalatı olan tanker ile su taşınarak ağaçlandırılmaya başlanmış. Tabii ki onlarca parselin -bazıları Orman Genel Müdürlüğü’nden- bedelleri ödenerek tapu işlemleri de tamamlanıyor. Bugün itibarı ile binlerce çam, ardıç, palmiye, sakız ve okaliptüs ağacı yetiştirilerek ormanlaştırılma geçekleştiriliyor. Bu doğal bir orman değil. İnsan tarafından doğaya kazandırılmış, ağaçlandırılmış bir alan. Yani çevrecilik açısından insanın iki gözü gibi bakması lazım gelen bir değer!

Dr. Temel geçek bir çevre aşığı. Çalışmaları, zamandaşları Halikarnas Balıkçısı, Dr. Behçet Uz, Manisa Tarzanı gibi önemli çevrecilerle eşdeğer. Kendisi son yüzyılın ve tüm zamanların en başarılı Türk Çevrecisi seçiliyor. Birleşmiş Milletler Ossakawa Dünya Çevre Ödülü'ne aday gösteriliyor.

Dr. Temel’in ufku o kadar açık ki, söz konusu arazinin günümüz betonlaşmasına kurban gitmemesi için bir vakıf kuruyor. Mal varlığını bu vakfa bağışlayıp, hisselerin yüzde 51'i Mehmetçik Vakfı'na, yüzde 20'si Çeşme Belediyesi'ne, yüzde 18'i Alaçatı Belediyesi'ne, yüzde 10'u kendi ortaklarına, yüzde 1'i de Erzincan Belediyesi'ne verilmesi kaydı düşülmüştür. Halis Temel, tapuyu varislere bırakmış olmasına rağmen, vasiyete göre, satış olduğu takdirde gelirin yüzde 85'i Mehmetçik Vakfına devredilecek.

Dr. Halis Temel 2000 yılında 91 yaşında vefat ediyor ve 22 yıl süren miras kavgaları başlıyor. Önce ilk mirasçı olarak DEVLET (Orman Genel Md.) çıkıyor ortaya ve diyor ki “Burası orman ve 14 dekarı bize ait”. Sonra mirasçılar satalım diye tutturuyor.  Ve “Dr. Halis Temel Vakfı” da bu görüşe katılınca da Yargıtay son kararı veriyor. Tapusu vakıfta olmamasına rağmen, satma hakkına istinaden vakıf satış işlemlerini başlatıyor.   Şimdi bu arazinin 7 Mart 2022 tarihinde satışı için gazetelerde ihale ilanları çıktı bile. Paşalimanı koyunda “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” kapsamında olan bu doğa cenneti arazininne olacağını tahmin etmek hiç de zor değil. Fosseptik sorunu dahi çözümlenmemiş bu koya gelecek her türlü yapılaşma böyle bir cennetin beton yığınına dönüşmesi ve kirlenmesi demektir. Doğa bu kadar kolay mı tahrip edilebiliyor. Özellikle bir çevreci tarafından ilmek ilmek ortaya konan bir eser, bir yapı, bir orman…

Peki böyle bir katliama hiç kimse mi ses çıkartmıyor? En başta Paşalimanı sakinlerinin oluşturduğu platformun bu konudaki çabalarını takdirle karşılamak gerekir. İlk aşamada ilgili resmi makamları bilgilendirmeye yönelik çalışmaları hemen meyvesini verdi ve Çeşme Belediye Başkanlığı konu ile ilgili görüşünü oluşturdu. Sakinlerin “Doğa harikası Paşalimanı’nı, rant uğruna betona teslim etmeyelim. Dr. Halis Temelin emeğine, hatırasına, emanetine sahip çıkalım” çağrısına Belediye Başkanı şu ifadelerle destek verdi: “Çeşme’mizin, doğal zenginliklerini korumak, gelecek kuşaklara sürdürülebilir bir yaşam alanı bırakmak adına birinci derece doğal sit alanı kapsamındaki, söz konusu bu yerin özenle korunması ve özel mülkiyete konu edilmemesi gerektiğine inanıyoruz.” Başkanlık Çeşme’lileri rahatlatacak beyanda da bulunmuştur: “Aynı ortak kaygı ile VAKIF YÖNETİMİMİZİN BU SATIŞ İŞLEMİNİ DURDURMASINI TALEP EDİYORUZ. Aksi halde tarafımızca yasal  yollara başvurularak satış işleminin iptali için gereken tüm çabayı göstereceğimiz bilgilerinize önemle rica olunur’’.  

“Çeşme – Paşalimanı Koyunda Nitelikli Doğal Koruma Alanı Talan Edilmesin” sloganı ile bir sosyal platformda başlatılan kampanyaya binlerce destek, toplumumuzun görev bilincindeki seviyenin de bir göstergesidir.   

Paşalimanı platformunun farkındalık yaratma çalışmaları çerçevesinde birçok makam ve birime ulaştığı da bilgilerimiz dahilindedir. Platformun söz konusu faaliyetinin salt kadınlarca yürütülmüş olması, çevre konusunda kadınların daha mı duyarlı olduğu sorusunu akla getiriyor.

Paşalimanı’nda otursun oturmasın binlerce doğaseverin imzalarını koyarak, ilgili makamlara dilekçe vererek, konuyu değişik platformlara taşıyarak yarattığı farkındalığın ses getirmesinin sonucu doğanın lehine bir karar çıkıp çıkmayacağını ise zaman gösterecek.

Nazimi Açıkgöz

 
Toplam blog
: 145
: 432
Kayıt tarihi
: 04.01.12
 
 

1964 yılında Ankara Üniversitesini bitiren Nazimi Açıkgöz, doktorasını 1972 yılında Münih Teknik ..