Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '13

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Doğa yorumlarına not

Doğa yorumlarına not
 

Rasim Çubukçu yağlı boya tablosu


Mayıs 92’de Trabzon salonları şiir öykü şenliği, fotoğraf günleri, resim sergileri, Trabzon Devlet Tiyatrosu’nun 16 Nisan – 7 Mayıs arasında gerçekleştiği “1. Muhsin Ertuğrul Tiyatro Şenliği”yle dolup taştı .

Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde iki resim sergisi yan yana. Aynı katta, ayrı odalarda sergilenen resimler anlayışları, yaklaşımları, doğayı kavrayışları farklı iki sanatçının .

Ressam Rasim Çubukçu, karton üzerine sulu boya, pastel, yağlı boya ve karışık teknikle çalışmalarını sergiledi. Bu sergiyi ikinci kez geziyorum. Soyutlamalarda oynaşan renkler ne çok şey anlatıyor öyle ! Renklerin durup dinleneceği yok, hep eylem içinde. Renkleri destekleyen figürler resmine somutluk kazandırmış .Çubukçu’nun tablolarında durağan olan nesne bulamazsınız. Eylem içinde birbirleriyle bütünleşen dokusal ritimler, desteklenen figüratif kompozisyonlarla çağdaş bir anlatım kazanmış .

Ressam Çubukçu’nun tablolarında doğayla kucaklaşan, doğaya direnen insanı buluyorsunuz . Karadeniz yöresini, özelliklerini, yaşanmışlığını yerelliğe düşmeden verme başarısını gösteriyor. Tüm bunları, somutluktan uzaklaşmadan soyut bir anlatımla sunuyor Çubukçu .

Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nin aynı katında olan Banu Atik’in yağlı boya tablolarının sergilendiği odalara geçiyorum. “Kadın ve Ağaca Övgü “ koymuş sergisinin adını. Kadın ve ağacı plastik kaygılardan yola çıkarak fantastik  (gerçekte olmadığı halde var gibi görünen) öğelerle  bütünleştirmeye çalışmış. Ağacın gövdesinde kadın – insan figürleri ağaçla bütünleşmiş .

Grafik ağırlıklı yağlı resimlerde duran kadın  -ya da insan- ağaçla neden bütünleştiriliyor . Kadının dayanıklılığı, üretkenliği, doğurganlığı mı birleştirmişti kadınla ağacı. Ağaç kök tutmaya görsün, tutunduğu o köküyle besinini, suyunu almaz mı topraktan ? Kadın da direnmez mi  bedeninden beklenmeyen dayanıklıkla zorluklara ? Acaba, Banu Atik resimlerini yaparken bu özellikleri dikkate aldı mı ?

Kuruyan ağacın dallarına bağlanıp asılan renk renk bezler  ağaçla olan bir başka yakınlığı mıydı insanın? Banu Atik, büyük boyutlu tablolarında ışık olup patlayan renklerin eylemliliği  , tablonun büyük bölümünü kapsayan durağan renklerin eylemsizliği, grafiksel kullanımı plastiği yakalamayı amaçlamış. Kaygı plastiği yakalamak olunca resimde gerçeküstücülük kendini duyuruyor .

Her iki sanatçının esin kaynağının doğa olması sanatçıların ortak yazgısı olsa gerek .

(Hürses , Sanat Yorum , 26 Haziran 1992 , s. 2 , Trabzon / Vakfıkebir)    

8 MAYIS 2013’E DÜŞEN NOT

Yaşanmışlıklar, güzellikler pır pır ediyor gemişten. Özlemler bir bir çoğalıyor!..

  

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..