Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '10

 
Kategori
Anılar
 

Doğaçlama düdükler!

Doğaçlama düdükler!
 

Her yıl Kurban bayramlarında satılmak için getirilen ve bekletilen, kurbanlık hayvanların satıldığı bölgeden geçerken, hayvanlara verilen yemlerden dökülen taneler (yulaf, arpa, fi) bu yıl da, kenar köşede küme küme çıkmış, yerden yaklaşık 40 cm kadar büyümüşlerdi.

Birden çocukluğum geldi aklıma; her birinden birer birer çektim, hangisinin içi “pipet” gibi delikse, ondan ağzımda 4-5 cm. koparıp bir ucunu ezerek, ezdiğim tarafı dudaklarımın arasında üflüyor ve bunlardan düdük yapıyordum.

Sebo önde, ben arkada; düdüğü hem öttürüyor, hem birlikte yürüyorduk. Düdükten öyle garip, değişik sesler çıkıyordu ki, bazen Sebo ile birlikte katıla katıla gülüyorduk.

Düşler ülkesinde, ikimizde çocuktuk bir zamanlar. İşte böyle, doğaçlama, düdükler yapar öttürürdük.. Hem öttürür, hem söylerdik. Şimdi her ikimizde kocaman adam olduk, çoluk çocuğa kardık!

Ama halen içimizde yaşattığımız bir çocuk var bizim! Bazen bir yetişkin oluruz, bazen bir çocuk; yedisinde neysek 48-49 da da oyuz! Yine arkadaşız Sebo’yla, yine dostuz.

Zaman zaman kavga ettiğimizde oldu, ama hiçbir zaman “Görürsün sen” demedik! Belki beş on dakika veya en fazla bir gün sürdü dargınlığımız.

Haddimizi bildik, sevgimizi saygımızı hiç kaybetmedik!

Bizim düdüğümüz dudaklarımızın arasında ezilince ötmez olurdu. Düşler ülkesinden gerçek dünyaya geldiğimizde, baktık ki, kazın ayağı hiçte öyle değil; burada parası olanın düdüğü hep ötüyor!

Ötüyor ama hiç güldürmüyor…

Gülmüyoruz nedense?

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..