Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '17

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Doğal Afetler ve Sebepleri

Doğal Afetler ve Sebepleri
 

Merhabalar!!!

Bugün sizlerle, günümüz konusu olan vede önemli bir konu bulduğum, dogal afetler ve sebepleri hakkında düşüncelerimi paylaşmaya çalışacağım.

Doğal afet dediğimiz, başta seller,depremler, volkanik ve tektonik faaliyetler kendi kendine mi olmakta? yoksa, sizce onları bir şeyler tetiklemekte mi ?

Aslında bana göre her ikisi, ama günümüz teknojisi ve koşullarında bu döngüyü bozan tek bir canlı varsa, o da maalesef ki insanoğlu. Bazen, insalar konuşurken kulak misafiri oluyorum ve diyorlar ki “Biz ne yapıyoruz ki, ne yaptık ki ? ”

Ne yapmadık ki. Öncelikle, doğanın bütün dinamiklerini, prensiplerini hiçe sayarak hareket ediyoruz. Doğanın bize vermiş olduğu eşşiz nimetleri bir kenara koyup, sadece kendi egolarımızı ve düşüncelerimizi herşeyden üstün tutuyor gibi hareket etmek, bizi yavaş yavaş yok eden sebeplerden biri. İnsan türü olarak bu şekilde yaşamaya devam edersek, çok üzüleceğimizi ve canımızın çok yanacağını düşünüyorum. Herşeyin başında kültürel eğitim, farkındalık gelmesi gerektiğini ve çocukları da o şekilde, o bilinçle yetiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde zincirleme reaksiyon, onlarıda kısa sürede yok edicektir. Doğada yaşıyan, bizler sevsek de, beğensek de, beğenmesek de her canlının bir misyonu görevi, amacı vardır. Ama görevleri, bizler gibi yok etmek değildir. Onlara sunulmuş olan bu döngüyü tamamlamalarıdır. Çünkü, biri olmassa, diğerinin de olamayacağı gibi. Küçük ama önemli bir örnek verirsem, Arılar olmasa bitkiler de olamazdı, aynı sekilde de biz insanoğlu da var olamazdı. Bu matematik-fizik o kadar güzel işliyor ki.

Peki biz ne yapıyoruz ?

Etrafımızdaki bütün bitki, ağaç ne varsa söküp öldürüyoruz, oraya anlamsız, şekilsiz, mimarisi yaratıcılıktan yoksun betonarmeleri yerleştirip mutlu olmaya çalışıyoruz.

Sonra neler mi oluyor ?

Bir süre sonra, hepimizin yaşadığı ve bana göre daha başlangıcın olduğu, zamansız fırtına, seller ve dolularla yüzleşmek zorunda kalıyoruz ve iş işten geçtikten sonrada oturup ağlıyoruz. Zararımıza, kayıplarımıza üzülüyoruz. Neden üzülüyoruz ki ? Bunları istiyen bizleriz, biz bu hale getiriyoruz,getirdik Dünyayı. Yazının başındada bahsettiğim gibi, etki tepki olayı. Bir şey, bir diğer olumlu ya da olumsuz duruma etki olmakta. Burdaki etki de bizleriz. Doğa buna rağmen ayakta, her zamanda ayakta olacak. Üzülen,zarar gören, kaybedenler hep bizler olacağız. Aslında çok basit, evrim adaptasyonu güçlü olanların hep soylarını devam ettirmiştir. Bizim türümüz  için şüpheliyim. Açıkçası çok uzun olduğunu düşünmüyorum.  Her türlü çözüm aslında doğada saklı, herşey sunulmuş, ama biz zorla hayatımızı sentetik bir hale getirip yaşamayı tercih ettik, ediyoruzda. Sonrası herşeyin düzgün ve kusursuz gitmesini ümit ediyoruz. Bana biraz düşündürücü geliyor, bu denli yeryüzünün en zeki türü olarak kendimizi sanıp böyle hatalar yapmak, çokta zeki olmadığımızı gösteriyor bana.

Düşünün ki, toprağı beton ile yer değiştirmek ne kadar yanlış bir adım. Ağaçlar, yağmurun hızını yavaşlatırlar,kaymayı önlerler. Siz bunları yok ederseniz, aşırı yoğun yağmurlar kısa sürede bir noktaya boşalıp oranın taşmasına ve rüzgarlada o birikintinin hızla yayılmasına sebep olur. Daha sonrası ise, gerek trajikomik, üzücü manzaralarla karşılaşırız. Aynı şey depremler için de geçerli. Deprem aslında bütün yeraltı kaynaklarını yukarı çıkaran bir hareketlenme sinsilesidir. Depremler olmasa içicek su bile bulamayız. Ama, kişisel hatalarımız ve para hırslarımız, yine bizleri deprem anında üzmekte ve korkutmaktadır.

Yerkabuğu adeta, bir tankın paleti gibi dönmekte, durmamakta, duramaz da. Bu milyonlarca yıldır böyle sürüp gitmiş, gitmektedir. Düşünün, bugün İstanbulda, büyük bir deprem olsa ki kaçınılmaz son olacak bu, İstanbulun yarısına yakın ölüm gerçekleşir. Bazen bana felaket tellalığı yapma derler, ama durum ve gidişat bunu gösteriyor. İster kabul edelim, ister etmiyelim..

Doğanın kurallarına ne zaman uyarak,saygı göstererek ve anlıyarak yaşamaya başlıyacağız, o zaman huzurlu ve güzel yaşamlarımız olabilir, aksi halde çok üzülüp ağlarız. Unutmayın bu Düya bize ait değil bizden evel yaşıyan ve halada yaşıyan kara ve deniz türlerine ait, bizler piramitin en sonuncuları olarak ortaya çıktık. Bu da bize yok etme hakkı vermemekte.

Hepinize sağlıklı, huzurlu bir hafta dilerim. Arzu ederseniz youtube kanalıma abone olup videolarımı takip edebilirsiniz. Sualtına meraklıysanız burada yapmış olduğum çekimler ve gelecek olan belgesel projeleri de yer alacaktır. Aşağıdaki linkten youtube kanalıma ulaşabilirsiniz .

Doğada ve mavide kalmayı unutmayın.

Youtube: https://www.youtube.com/channel/UC6JbQlZ9tjIchIop-kGEUqw

Instagram: peter_salvatore

Web Site: www.psalvatore.com

Bir sonraki yazıma kadar şimdilik hoşçakalın.

Peter Salvatore.

 
Toplam blog
: 46
: 145
Kayıt tarihi
: 24.05.17
 
 

Dip Gezgini ..