Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '11

 
Kategori
Deneme
 

Doğan güneş

Doğan güneş
 

Güneşin doğuşuyla başlayana hiç bitmesin diye inanıp iman etmekti aşk. İlk nefesini alırken ağladığından ikinci nefesini içine çektiğini anlamayan bebek gibiydi. Yalanı görmüş, yalanı iliklerine işlemiş, yalandan ölmüş de yeniden doğmuştu işte. Zorlayarak sorguluyordu inancı damarındaki kandan. Suskunluğu vuruyordu ayın batışına. Batış diye bildiğimiz hiç kaybolmayışına. 

Doğmasal teorilerin hepsinde birden bir ünvanı vardı sözlerimin. Söz söylemeye çekinir hale gelene kadar. Tahmin edilebilir ama zor. Zordu ayak uydurmak. Herşey açık, herşey net. Geçmiş geçmişte kalsa da hepsi bir gün dönecek; onların ya da senin yolunun sonunda. Nereden nereye varamazsın. Hayatta var olmuş tüm kuramların, tüm kavramların, tüm teorilerin içinde iki şeyi doyuramazsın; aşkı ve mantığı. Hangsiyiz? Doyumsuzluğumuza doyumsuzluk katıp ikisi birden olmuş, biri yorulmuş, biri çözülmeye kaparcasına kendini; donmuş! 

Ruhumuza işlemişken her an, tek bir ruha sığabilecek mi iki beden? Sormadan, karıştırmadan, karışmadan olması gerektiği gibi mükemmelleştirilmeye kapalı sürüp gidecek mi zamanın kalın kaplı kitabı. Kitaplığımda tozlanamayan, renkli bir süs gibi kalmaktansa, kahveye bürünmüş hatta çikolata tadında sevip, sevişecek mi hikayelerle. 

Durmasın zaman artık. Çocuklukta bıraktık o mimikleri. Zaman aksın ve oynasın oyununu. Yaş ersin nihayetine ve emeller şimdiki kadar uzak olsun geçmişe doğru. Sarılsın bedenin, ruhuma can katarak dokunsun kokun saçlarıma. Susmadan hep tatlı konuşalım; hayatın iki farklı duyusuyla. 

Gün doğarken, çözülür buzlar. Erir hislerim ellerine. Yanan her bir parçamın üzerini örter bulutlar, kimse görmesin diye. Duyarsın ağladığımı, güldüğümü, şarkılar tutturup sana adadığımı... Basamaklardaki ağır adımlarımızı... Susmaz, konuşuruz gün ağırana kadar yavaş yavaş. İlk gün gibi sarılırsın belime, içim sana titrer; ruhumu güneşe borç veririm. 

Güneşin doğuşu... İki farklı şehirde ama süresi kısa ayrılığın. Bedenim bürünecek Bursa'ya; hem güneş doğacak, hem batacak, hem de gün çok yavaş akacak. Bense hep yanında, başımı omzuna yaslayıp, güvenin kokusunu çekeceğim içime. Dileğim: hiç 'son kez' dememeye. 

 
Toplam blog
: 58
: 402
Kayıt tarihi
: 06.04.10
 
 

Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mezunuyum. ..