Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '08

 
Kategori
Otomobil
 

Doğanlaşmış Murat-Kargalaşmış Doğan

Doğanlaşmış Murat-Kargalaşmış Doğan
 

Otomobil dünyasına gönül vermiş olanlar için, bu modifikasyon meselesi çok önemli bir konudur. Hünerli ellerde modifiye edilmiş bir aracın öncesi ile sonrasını ayırt etmek, an gelir, nerede ise imkansızlaşır.


Uzun yıllar önce idi. Babam, ilk arabasını almayı kafasına koydu. Önce arabayı alacaktı, sonra da ehliyeti. Sınırlı bütçesiyle başladı piyasa araştırması yapmaya. Ehil dostlarından yardım almaya.


O dönemde ülkede iki markanın borusu öterdi: Tofaş ve Renault. Tofaş’ın Kartal, Şahin ve Doğan serilerini; Renault’un da Renault 9, Flash ve Toros modellerini piyasaya yeni sürdüğü yıllardı. Ford Taunus’lar ise Türkiye’nin Mercedes’i olarak anılır, öyle herkes alıp-binemezdi. Yatak gibi arabaydı vallahi. Hoş diğerlerini de satın alabilmek öyle kolay değildi ama...


Babam bir gün, metalik gri bir Doğan ile çıkageldi. Araba, ışıl ışıl yanıyordu. Jantlar o biçim, bagajda spoyler, ön yan camlarda rüzgarlıklar, ahşap konsol, harikulade bir ağaç direksiyon ve vites kolu falan.


Merhum Dedem sordu: “<ı>Oğlum, hayırlı olsun, kazasız belasız kullan da bu arabanın markası ne?”.


“<ı>Baba, bu Doğan görünümlü Murat 131. Adam bu işlere meraklıymış, arabayı bu hale getirmiş. Arkada mesela Doğan ve 1600cc yazıyor ama aslında Murat 131 ve 1300cc. motor var bunda.”


Rahmetli Dedem, o her zamanki mukallit ve bilge tavrıyla önce bir göz süzdü ve tekrar sordu: “<ı>Yani Doğanlaşmış Murat diyebiliriz değil mi?


“<ı>Vallahi aynen öyle Babacığım. Doğanlaşmış Murat bu.


“<ı>İyi evladım iyi. Bu doğanlaşmış murat, yakında senin elinde kargalaşmış doğan olur.”


Şoförlüğü, sadece araba kullanmaktan ibaret olan Babam’ı çok iyi tanıyan Babası, o gün, muhteşem ve bir o kadar da hedefini tam on ikiden vuran isabetli bir tespit ve tahmin yapmıştı.


Hakikaten de bir-iki yıl içinde, o şıkır şıkır araba gitti; geldi yine bizim Murat 131. Hatta satmadan önceki son zamanlarda, 1300 motora zaten ağır gelen kasası yüzünden performansı düşük olan araba, nerede ise saatte 90 kilometre sürate bile ulaşamaz olmuştu.


Ben de o günlerdeki çocuk aklımla, neden arkada 1600 yazdığı halde, arabamızın motorunun aslında 1300 olduğunu bir türlü anlayamamış, daha doğrusu anlamak istememiştim.


Bir de hemen altında “5 Vites” yazıyordu ama bizimkisi dört vitesliydi. Acaba geri vites de mi sayılıyordu, parmak hesabında?




@Geçen sene bugün "Şirince, Varan İki": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=37814

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..