Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '10

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Doğaya borcunu ödemek, yaşadığını hissedebilmektir..

Doğaya borcunu ödemek, yaşadığını hissedebilmektir..
 

yeşil, yağmur, yasemin..


İnsanoğlu var olduğundan beri doğayı yer! Havadaki, denizdeki, karadaki hayvanları yer, bitkileri yer.

Yerin altını üstüne getirir, ham olarak veya işleyerek tüketir.

Borçludur doğaya insanoğlu, öyle böyle değil!

Var olmanın gerçeğidir bu, doğa kendini devam ettirecek bir şekilde yaratılmıştır, hemen herkes bilir. Öyle bir dairedir ki bu, her bir varlığın ölümü başka bir tanesinin yaşam sebebidir. Her canlı aldığının karşılığında bir şeyler verir, genelde canıyla öder aldıklarının karşılığını..

İnsanoğlu hariç!. İnsanoğlunun doğaya olan borcu her geçen gün artar. Aldıklarının karşılığını ödemeyen tek yaratıktır insanoğlu. İnsan gibi akılla (!) donatılmış bir varlığın doğaya olan borcunu ödemesinin yolu canı değildir şüphesiz, öyle bir ayrıcalığı var. Örneğin her kestiği ağaç için yerine iki ağaç dikerek ödeyebilir borcunu.

Hayatta kalmak için hayvan besleyen ve onları keserek (buna bile içim dayanmıyor ya, neyse) etinden ve bilumum nimetlerinden faydalanan insan, onların yerine başka hayvan beslediği gibi, kestiği ağaçların yerine de ağaç ekebilmelidir. Son derece yetersiz de olsa bozkırların ortasında insanoğlu tarafından meydana getirilen orman gibi ağaçlandırılmış yerleri görünce, ağaçsız bıraktığımız yerlerdeki ihmalimizi daha iyi anlayabiliyor insan. "Yağmur parfümü"yle yıkanan doğanın yaydığı kokuyu eminim hepiniz bilirsiniz. Bundan vazgeçebilir misiniz? Yeşil olmadığında mutlu musunuz?

Bir gün dikkatle bakın doğaya, bugün, yarına ertelemeyin. Çiçeklerin aslında ne kadar gözalıcı renkleri barındırdığını fark edin! Herhangi bir boyanın aynı renkleri vermede ne kadar aciz kalacağını fark ettiniz mi hiç?!

Peki ya bir yasemini kokladınız mı?! Yasemin!..

Yemek için hayvan besleyen insanoğlu, yemeyeceği hayvanı öldürmeyerek de borcunu ödeyebilir mesela. Zevk için hayvanlara işkence yapmayarak da ödeyebilir. Yardıma ihtiyacı olan bir hayvanı kurtararak da ödeyebilir. Hatta en azından "ağlayan" bir hayvana "acıyarak" da ödeyebilir, evet sadece acıyarak! (Emine Supçin'e) Acıma hissiniz gelişmişse, işkence yapma veya öldürme duygunuz zayıflamış hatta ölmüş demektir.

Doğadaki her canlı masumdur! Gidin bakın yavru bir köpeğe, bu kez dikkatli bakın, hissederek bakın, gözlerinin/bakışlarının kendi çocuğunuzunkinden farkı var mı? Kuyruğunu sallayarak size doğru bir neşe ve umutla gelen yavru bir köpeğe tekme savurduğunuzda sizin bebeğiniz de aynı şeyi hak ediyor demektir. Onun başını okşamanız da doğaya borcunuzu ödemeniz demektir verecek bir parça yiyeceğiniz yoksa, hatta hiç bir şey yapmamanız da. Tekme vuramıyorsanız, "insan" oluyorsunuz demektir.

Bir gün yolun karşısına geçerken (henüz yolun ne olduğunu bilmediğinden) arabaların altında kalan yavru bir kedi görmüştüm. Kedi henüz ezilmiş, üzerinden pek araba geçmemişti. Sanki hala yürür pozisyonda gibiydi. Sanki hala karşıya geçmeye çalışıyordu, vücudunun arka kısmı yere yapışıkken. Ne olduğunu anlayamamıştı, "neden şuradaki otluk araziye geçemiyorum, neden yürüyemez oldum, neden?" diye bağırdığını duydum. Travma etkisi yaşadım bir süre, aklıma geldikçe gözlerim doldu, dolar..

Ben o yavru kedi için ağladığımda yaşadığımı hissediyorum.

Ben her yağmur yağdığında yeniden, yaşadığımı hissediyorum. Ben yaşadığımı yağmurda hissediyorum.

Ben bu yazıyı yazarken ağladığım için yaşadığımı hissediyorum..

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..