Doğmamış oğluma vasiyetimdir.

Bak oğlum!... Bak benim güzel oğlum!... Bak benim daha olmamış, doğmamış oğlum!... Sana bu anlatacaklarımı iyi dinle ve yaşadığın sürece unutma.

İyiyi, doğruyu, güzeli, övgüye layık olanı nerde, kimde görmüş olursan ol, takdir et, öv ve alkışla... İnsanları övmekten, hak edeni öne çıkarmaktan " Bakın işte burada başarılı biri var." demekten asla korkma.

Her zaman ve her yerde haktan ve haklıdan yana ol; olur mu benim güzel oğlum? Ne olursa olsun bedeli; canın pahasına bile olsa, güçlüden yana değil; haktan ve haklıdan yana olmalısın. Çünkü insan olmak onuru, sadece böyle davranabilmene izin verir.

Adalet... Evet, evet... Benim henüz olmamış, doğmamış güzel oğlum!... Adalet dedim sana... Yanlızca adalet... Tanıyan, bilen, gören, dost, düşman herkes şahittir ki, senin baban, Gülen Adam, yaşadığı sürece bir tek şey için savaştı... ADALET... Gücünün yettiği, elinin, aklının, fikrinin erdiği, yere kadar, GERÇEK ADALETİ bulmak ve sağlamak için yaşadı; aklı başına geldiği günden itibaren, tüm hayatını...

Sen de benim bu gün öldüğüm gibi, öldüğün gün; sana da, bana da sadece şunları söyleyeilsinler ; arkamızdan konuşanlar...

" Evet zengin değildi... Yaşadığı hiçbir gün mal, mülk, davar kavgası yapmadı... Güçlü olmak, kendi rahatına ermek için, kimsenin karşısında el pençe divan durmadı... Ve kimseye yalakalık yapmadı ŞEREFSİZCE... Koca bir hayatı bir tek şey için yaşadı... ADALET, GERÇEK ADALET'i sağlamak için sadece."

Benim oğlum olan sen, henüz olmamış, henüz doğmamış olan oğlum... Elbette ki, kul hakkı yemeyeceksin; en azından bile bile, hakkını yediğinin gözünün içine baka baka...  Çünkü senin baban Gülen Adam da, bile bile kimsenin hakkını yemedi. Bile bile kimseye zarar vermedi.

Bak benim güzel oğlum!... Senden tek bir isteğim var. Yaşadığın sürece, onurun her şeyin üstünde olsun. Hayatta her şeyini kaybet. Ama ne pahasına olursa olsun, onurunu kaybetme.

Ömrün boyunca, olabileceğin EN CESARETLİ ADAM olmaya çalış. Çünkü cesaretin önemini, cesaretin değerini sen, hayatın ilerledikçe, çok daha iyi anlayacaksın.

Seni seven hiçbir kızın, hiçbir kadının canını yakma. Ahını alma. Duygularıyla oynama. Kapına gelen bir kadını asla geri çevirme. Hayat yoldaşın yapmaya karar verdiğin gelinime; yaşayabileceği, görebileceği en güzel günleri göster. Yoksa, Dünya, ahret iki elim iki yakanda olur. Mahşer günü bile seni affetmem. Sana babalık hakkımı asla helal etmem.

Bak benim, daha olmamış, doğmamış güzel oğlum, akıllı oğlum!... Kim ne söylerse söylesin sana; ben dahil, yaşadığın sürece, en sevdiğin, en keyif aldığın işi yap. Paraya, pula, mala mülke sakın kafanı takma. Sen, işini elinden gelen en iyi şekilde yaptıktan sonra, ama er, ama geç, layık olduğun her şey kendiliğinden gelip seni bulacak zaten. O yüzden, erkenden paranın, pulun, maddiyatın derdine düşme. Anlaştık mı seninle; benim güzel, benim akıllı, benim onurlu oğlum...

Yaşadığın sürece elinden gelenin en iyisini yapmaya çalış. Sakın haaa! Mükemmeliyetçiliğin aldatan, kahreden, imsanın beynini, yüreğini ve dahi her şeyini yiyip bitiren, kör kara kuyularına düşme. Aman dikkat et; benim güzel oğlum...

Yaşadığın sürece önce aklının, sonra yüreğinin sesini dinle. Bu söylediğim sıralamayı da, sakın unutma, karıştırma. Aklınla düşün, düşünebildiğin kadar ve yüreğinle hisset; hissedebildiğin kadar.

Çünkü ben, yani senin baban, yani Gülen Adam, hayatta yokum artık. Annene de gözün gibi, canın gibi bak. Annen de her şeyimiz de, aile şerefimiz de bundan sonra sadece sana emanet.

Bundan sonra ben yokum. Sen tek başınasın; benim güzel, benim akıllı, benim onurlu oğlum... Hayatla ilgili, insanlarla ilgili, hayallerin ve sorumlulukların için, onurlu bir adam, cesur bir adam ne yaparsa, nasıl davranırsa, sen de onları yap, sen de öyle davran.

Not: Yazıda kullanılan görsel www.nasihatler.com adresinden alınmıştır.