Doğru Nefes Almak Neden Bu Kadar Önemli?

Doğru nefes...

Son dönemde ne kadar çok duyar oldunuz "doğru nefes almıyormuşuz!" cümlesini, öyle değil mi? Yaşıyoruz işte, nasıl daha doğrusu alınabilir ki bu "nefes"in!, dediğinizi duyar gibiyiz. Yaşayacak kadar oksijen girişi oluyor vücudumuza doğru. Peki tüm organlarımızı, tüm hücrelerimizi oksijenlendirecek kadar oluyor mu???

Hayır ne yazık ki, yeterli seviyede oksijenlenecek kadar hava girişi olmuyor vücudumuza. Çünkü nefesimizi çoğumuz, çok hızlı ve sığşekilde sadece akciğerlerimizin üst loblarıyla alıyoruz. Bir o kadar hızlı şekilde de dışarıya veriyoruz. Bu sığlıkta ve hızlılıkta alınıp verilen nefes ile tüm hücrelerin oksijenlenmesi ne yazık ki mümkün değil. 

Dünya Sağlık Örgütüne göre, "Doğru Nefes"in kriterleri şu şekildedir;

Burundan alınır, burundan verilir: Doğru nefes burundan alınır, burundan verilir. Ağız yoluyla alınan nefesler, doğru nefes tanımlamasına uymaz. Bazı nefes tekniklerinde ağız nefesleri kullanılmaktadır ancak bunlar sadece birer tekniktir. 

Sessiz, derin ve yavaş nefesler: Alınan ve verilen nefeslerin sessiz, derin ve yavaşolması oldukça önemlidir. 

Dakikada alınan nefes sayısı en az olmalıdır: Dakikada kaç nefes aldığımız, yaşam süresini ve kalitesini belirlemede önemli bir kriterdir. 1 alışve 1 verişi tek bir nefes olarak sayarsak, dakikada 8-12 sayı arası alınan nefesler normal kabul edilebilir. Daha da aşağılara indirilebilen nefes sayıları ile daha sağlıklı bir hayata geçişyapabilirsiniz.

Bütünsel nefesler: Üst solunumun ve alt solunumun bir arada kullanıldığı, diyafram kasının tam kapasiteyle çalıştığı nefes alış-verişleri bütünsel nefeslere örnektir. Nefes alırken diyafram sayesinde, önce karnımızın en alt bölgesine taşıdığımız hava, nefes almaya devam ettikçe ciğerlerimizin en üstüne kadar çıkar. Böylece içeriye giren hava miktarı çoğalmışolur. Hücreler iyi bir şekilde oksijenlenir. 

Bu 4 maddenin sağlandığı nefes alışverişleri ile, fiziksel ve psikolojik sağlığınızda kısa sürede iyileşmeler görmeye başlarsınız.

Unutmayın ki, oksijenlenmeyen hücre ölür. Oksijenlenmeyen kan asidik hale gelir. Böylece bağışıklık düşer. Vücutta hastalıklar için elverişli bir ortam hazırlanmışolur. Oksijenlenmeyen beyin işlevini yitirmeye başlar. Algı kapanır, düşünme, sorgulama, işlem yapma yetileri zamanla kaybolur. Tam kapasiteyle nefes alınmayan bedenlerde hormonlar gerektiği zamanlarda, gerektiği kadar salgılanmadığı için psikoloji bozulur.

Daha sağlıklı bir hayata geçişiçin daha çok oksijenlenen hücrelere, beyinlere ve bedenlere ihtiyaç vardır. Hayatı daha kolay ve yaşanır hale getirmek sizin elinizde!!!

Nefes alın! Doğru nefes alın! Sağlıklı kalın!