Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Saide Belgin Erdağı

http://blog.milliyet.com.tr/monti

24 Mart '18

 
Kategori
Deneme
 

Doğru Yanlış Yoktur

Doğru Yanlış Yoktur
 

Yağmurda güzel bir yürüyüşe ne dersin? Gel benimle uzanalım sözcüklerin tılsımına. Hatırlayalım bilgilerimizi.

Yenilenmek ve gelişmekti amacımız. Karşımıza çıkan her kişi, her durum, her ortam tesadüfi değildi değil mi? Bizim yarınımızda olgunlaşan bir meyve misali idi. Hem öğrenci, hem öğretmendik. Sevginin çoğalması varlığını sürdürmesi için gerekliydik. Biz ışık işçileriydik, sevgiyi temsil ediyorduk.  

Görevimizi, işlevimizi unutuyor 3. Boyutun kaosunda kaybolurken buluveriyoruz değil mi kendimizi. Bunda hiç de haksız değiliz. Biribirini yineleyen, tekrarlayan sorunların girdabında kaybolurken, hemen senin elinden tutmaya geldim. İkiz ruhlarımız, bizlerin en yoğun öğreticileridir hatırlıyorsun değil mi? Kısaca en büyük dersi en büyük unutulmaz acıyı onlar yaşatırlar ve biz de onlara yaşatırız.

Doğru ve yanlış yoktur. Acı çekiyorsak yanlışlarım sorumlu değil mi bundan, dediğini duyar gibiyim. Evet, doğru yanlış yoktur ders vardır, çıkarsamalar yargılamaya dönüşürse yanlış ve doğru ikilemi acıyı artırmaz mı ne dersin? Oysa yaşadıklarımız kişilerle, topluluklarla, olayların durumların öfke, üzüntü, elem, keder yaratması yargılama becerimizin gelişmiş olmasından ve ben merkezci olmamızdan kaynaklanır. Uğradığımız büyük bir haksızlık, büyük bir aşağılanma, yok sayılma, hakaret, saygısızlık ve biz ne kadar değersizmişiz meğer düşüncesini ve acısını taşır. Öncelikle değerimizi ölçen yaklaşımları düşünmeliyiz öyleyse.

Aşağılanmak değerimizi belirlemez. Kalbimiz kırılır doğru. Fakat aşağılayan kişiye verdiğimiz değer ölçüsünde üzüntümüz artar, Biz değer veriyor olmasak bir ağaç, bir kuş değersiz midir? Biz değer veriyor olmazsak bir insan değerli midir? Bizim için O biz değer verdiğimiz için değerli hale gelir. Bununla anlatmak istediğim, insan kendi değerini hiçbir kıyaslamaya hiçbir çirkin davranışa ya da güzel bir jeste bakarak biçmemelidir. Sevgi değerlidir ve varlığımızla sevginin dünya da çoğalması göreviyle bu boyuttayız. Çünkü savaş, nefret, acı, negatif güçler sevginin karşısında uzun kalamazlar.

Hedef, amaç: para, statü, şöhret, başkalarını ezerek kazanılan kof başarılar, yani egomuzun kölesi olarak yaşayan tutsaklar yapar bizi. Önce kendimizi özdeğerimizin farkındalığı içinde, bir sörfçü gibi coşkuyla dalgalara karşı durduğumuz noktaları düşünelim. Bazı insanlar kolay yaşar, dünyaya gelmeden önceki kontratında ne varsa onu yaşar.  Bazılarımız acıyla pişer, yoğrulur, evrilir. Siz buna kader şans kısmet diyorsunuz. Sonunda sonsuz huzurdur bizi bekleyen.

Her olay ve kişi öğretir evirir bizi. O nedenle yargılamadan, ne öğrendim sorusuna yanıt arayarak sonlandıralım ya da sürdürelim ilişkileri. Olaylar, durumlar bizlere ne öğretmiştir, sık sık bu souyu soralım kendimize. Hata üstüne hata da yaparız aynı sorun binlerce kez yoklar bizi farklı veçhelerde. Öğrenmekte direnç gösteriyoruz öyleyse, bırakalım duvar yıkılsın üzerimize, duvarı her itişimizde duvar yeniden bir süre sonra üzerimize gelir. Yine itmek yerine bırakalım. Tavrımız değişsin bu kez. Bakalım bu kez nasıl evrimleşeceğiz.

Saide Belgin ERDAĞI

24 mart 2018 Ankara

 
Toplam blog
: 18
: 232
Kayıt tarihi
: 17.04.16
 
 

 “Söz uçar yazı kalır.” Bilgi, duygu ve düşünceler paylaşıldığında çoğalır, anlam kazanır. Zaman ..