Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Doğrusu bu kadar güldüğümüzü bilmiyordum

Doğrusu bu kadar güldüğümüzü bilmiyordum
 

Resim: Alanyahaber.net sitesinden alınmıştır.


Sahip olduğumuz nimetlerin genellikle farkında olmadığımızı hatırlatmak, insanları biraz kızdırır. Çünkü burada biraz dinsel bir yaklaşım, Tanrı'ya şükretme mantığı vardır.

Biz her şeyi kendi imkânlarımızla hallediyoruz ya, bu da nerden çıktı, der gibi bakar insanlar.

Halbuki kendi irademizle yaptıklarımız, irademizin dışındakilerle mukayese edilemeyecek kadar azdır, küçüktür, yetersizdir.

Bir insan vücudunun çalışma sistemi üzerinde biraz düşünmek, 65-70 kiloluk mobil bir cisim içinde, milyonlarca çeşit işlem yapan bir bilgisayar sistemi yanında, birbirinden farklı milyonlarca sektörde üretim yapan fabrikalar olduğunun farkına varmak bile, bazı şeyleri anlamak için yeterli.

Geçen eşimin dişleriyle ilgili bir problem yaşadık. Damakta küçük bir kist oluşmuş. Doktorumuz gerekli tedaviyi yaptıktan sonra küçük bir operasyonla onu alacağını söyledi.

İster istemez bir korku yaşadık ama, operasyon yapıldı. Damağa dikiş atıldı. Doktorumuzun istediği en önemli şey, eşimin bir süre gülmemesiydi.

Profilimde de bahsettiğimi gibi biz orta halli bir aileyiz. Son zamanlarda bazı gazetelerde verilen indekslere kendimizi uyarlasak, belki ortanın altına inme ihtimalimiz bile var.

Ama hani hep denir ya, sen kendini nasıl hissedersen, önemli olan odur.

Biz orta halli bir aile olarak, günün ekonomik, sosyal, siyasi her türlü sıkıntısından etkileniriz. Duygusalız, ülkemize bağlıyız, vatanımızı, milletimizi, çok seviyoruz. Çekip gitmeyi filan da düşünmüyoruz.

Bu açıdan baktığımızda bizi güldürecek ne olabilir ki?

Hayat, her yönüyle insanı üzmek için planlanmış sanki... Yol, su, elektrik, trafik, okul, iş, sigorta, emeklilik, kira, maaş, aklına gelen her şey insanın yüzündeki tebessümü silecek cinsten.

Gazetelerin birinci sayfalarını, televizyonların haber bültenlerini saymıyorum bile. Onlar zaten insanda ağlamaktan gözyaşı da bırakmazlar.

Fakat daha doktorun kapısında biz gülmeye başladık. Tabi gülemedik, birbirimizi "gülmek yasak" diye uyardık ama, anladık ki, biz düşündüğümüzden ve sandığımızdan daha çok gülen bir aileymişiz.

Bunu anlamak için böyle bir operasyona mı gerek kalmalıydı? Hayır ama, bazı şeyleri insan gerçekten içindeyken fark edemiyor.

Konuşurken biraz zorlanıyor eşim ve diyor ki, ağzımda dilimin bu kadar farklı şekilde işlev gördüğünü hiç düşünmemiştim.

Haklı, hangimiz düşünüyoruz ki zaten bu gibi şeyleri... Düşünsek bu kadar katı olabilir, birbirimize bu kadar kırıcı davranabilir miyiz?

Yine de herkese sağlıklı günler diliyorum. Bazı gerçekleri anlamak için ille de hastalanmaya, sakatlanmaya, bir problem yaşamaya gerek yok.

Aslında akıl ve bedence sağlıklıyken, belki de daha sağlıklı düşünebiliriz.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..