Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Temmuz '09

 
Kategori
Eğitim
 

Doğruya doğru

Toplumun alışık olmadığı ilkleri yapmak , ortaya koymak maharetini konuşturduğunuzda ileri geri konuşanlar olur. hele rekabet varsa konuşmaların biri bin paradır.

Her zaman çalışanlara böyle davranılmıştır, bundan sonrada olacaktır.toplumun faydası ve eksikliğini giderme adına yaptığınız tüm hareketlerinizi çoğu algılayamaz.

Okumuşta olsa bakış açısı kadar görebilir.

İlklerin riski fazladır, ilkler için niyetlendiğiniz de çevrenizler derler ki, hiç denenmeyen veya denenmiş olup ta başarılı olunmamışsa akıbetin eskisi gibi olacağına saplanıp kalanlara kabul ettirinceye kadar canınız çıkar.

Niyetten fiile geçince de dış çevre bu sefer size olmadık sözler söylerler.

İnsanımızın başardığı yeniliğe, yaptığı atılımlarla gurur duyma erdemliliğini gösterme becerimiz yok.

Takdir etme yetimizi yitirmişiz.

Bunun yerine akla hayale gelmedik, yanlı ve yanıltıcı konuşmalara şahit oluyoruz. İnsanımızın kendine dokunmayan acı veya üzücü olaylarda karşısındakini anlama yerine daha çok kendisinin bile yapmayacağı sabrı tavsiye ederler.

Kendinin iyi yaptığında beklentisini görmese gözü döner, aynı davranış başkasına yapılınca da olur, böyle der, geçer.

Çalışan insanın dedikodusu çok olur diyorlar. Toplum hizmeti sunan insanların yanlışı da olacak doğrusu da.

Her aile sahibi kendi hanesinden sorumludur. Aile içi veya ailenin dışında alınan kararlarda hep isabetli karar mı alıyoruz?

Her kararı enine boyuna, ilerisini gerisini tartışarak mı alıyoruz? Kararlar alınırken iyi olsun faydası görülsün diye alınır.

Ortada yapılan aktivite , yenilik, güzellik varsa tebrik etmememiz icap eder. İşini iyi yapan insanımıza gereken değeri verenler iyi insandır.

Takdir duygusu gelişen insanları adam gibi adam sınıfına dahil etmelidir.

Yapılanın , başarısında en küçük katkısı olanı rencide etme yerine, takdir edebilme kültürünü öğrenmeliyiz.

Toplumun her meslek grubunda görülen konuya parmak bassak ta çok faydası olacağına inanmıyorum.İnsanların gerçekleri bildiği halde doğruya yaklaşmıyorsa ne denir? Çağdaş Burdur Gazetesinin 3 Temmuz 2009 tarihli köşe yazısında doğruları, yanlış yorumlayanların bulunduğu ifade ediliyordu.

Haliyle o kadar emek çeken arkadaşların çalışmalarını abes görenleri duyunca , haliyle işin içinde olan gazeteci konuyu bizlerle paylaştı.

Okuyucuya da konuyu anlatmış. Bence boşa vakit harcamış gazeteci dostum. Doğruları bazılarımız hep yanlış görüyor. Yine de bizlerin doğrularını kabul etmeseler de iyiler hep galiptir.

Geçmişimi düşündüm, kendimi düşündüm, insanlar için gecesini gündüzüne katan Anadolu insanlarını tefekkür ettim , hizmet edebilmek için öne düşen insanlar hakkında konuşulanlar beynimde gezindi, fedakarlıkların hiç olduğunu anladım, çalışan gayretle, sabırla çalışmanın sonucunun olumlu olması gerekirken maalesef Çağdaş Burdur Gazetesinin dördüncü sayfasında ki köşe yazısında belirtildiği gibi inkarla karşılaştı bu toprağın evlatları.

Bilmediğini bilmeyen insanların bilirmiş gibi yapması, iş başaramayanların iş başaracak gibi konuşmalar yapanlar oldukça , eleştirilerle birlik beraberliği bozma adına tüm planlarını sergileyenler alkışlandıkça hatta ödüllendirildikçe , daha kaliteli insanlara olan ihtiyacımızı görmüş oluyoruz.

Renkli baskıyı niye inkar eder insanlar da anlamadım. Çalışan ilerler, teknolojiyi kullanan çağın gerisinde kalmaz.

Gel gör ki her meslek grubunda veya toplumun katmanlarında çekemezlik, haset, dedikodu, yapılanı inkar, doğruları yanlış gösterme, yanlışı doğru olarak topluma anlatmak gibi kötü hasletlerimizde yok değil..

Ben yapamadım başkası nasıl yapar ?

İnsanoğlu ilerlemenin dedikoduyla değil de , alın teriyle olduğunu öğrendiği gün, çalışmanın bereketini görecektir.

İş başarmak, yenilik sunmak, ilkeli insanların işidir. İlkeli insanlar da çalışan insanları onara eder. Çalışkan insana karşı eğer yanlış yapan olursa, çalışan , emek çeken elamanına her şeye rağmen sahip çıkar.

Doğruya doğru demek için sadece doğru olması kafidir.

Kişiliğin oluştuğunu ; yapılmayanı yapanı, çalışanları takdir etmekle bir iki özelliğinin oluştuğunu anlarız.

Dürüstlükten ayrılmamak dünyanın en güzel duygusudur.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..