Doğruyu bulmak zordur!..

Tuhaf bir varlıktır insan, ikilemler ve çelişkilerle örülmüştür dünyası, kendini taşıyamaz çoğu zaman, kendini hak edemez, siyah-beyaz arasında gidip gelir, bazen gri ve anlaşılmaz olur, bazen berrak ve net, bazen ise çekilmez ve acımasız!

Tuhaftır insanoğlu çok tuhaf!

İnandığı değerler uğruna herkesi çiğneyip alt edecek kadar gözü karadır bazen, bazen ise beklenmedik bir anda tüm inandığı her şeyi bir çırpıda silip atabilecek kadar dengesiz ve tutarsızdır, zordur insan denen meçhul.

Doğru insanı bulmak belki de hayatta karşımıza çıkabilecek en zor ve en büyük engeldir, doğru bir insanla hayat yolculuğuna çıkmak, doğru bir insanı sevmek- aşık olmak, doğru bir insanla dost ve arkadaş olmak, doğru insanla aynı yerde bulunmak; kolay değil hayatta en önemli ve öncelikli tercihimiz “doğru insanı” bulmak olmalıdır.

İyi bir eş, iyi bir yol arkadaşı bulmak hem kadın, hem de erkek için yaşamın geri kalan dönemi için hayati önem arz etmektedir, sağlıklı ve bilinçli bir nesil yetiştirmek veyahut tam tersi sağlıksız ve bilinçsiz bir neslin oluşması bu tercihin doğruluğu ile paralellik arz etmektedir, aynı zamanda doğru insanlarla arkadaşlık ve dostluk kurmak ta aynı oranda zor ve önemlidir.

Ünlü filozof Albert Camus’un “önümden gitme seni takip edemeyebilirim, arkamdan gelme sana yol göstermeyebilirim; yanımda yürü ve yalnızca dostum kal ! ” sözü belki de hayatımıza katacağımız insanlar için söylenebilecek en çarpıcı söz olsa gerek, kendinden zenginle dost olma, kendinden cahille dost olma, kendinden farklı düşünenle dost olma…çünkü aranızdaki uyumsuzluk bir gün mutlaka gün yüzüne çıkacak ve ikinizde kırılacaksınız; bu kırgınlık ilerisi için tamiri imkansız sonuçlar doğurabilir ve doğurması da yüksek ihtimaldir zaten.

Yara almış, eksik kalmış ve yamalanmış tüm ilişkiler insanı üzer, yalnızlaştırır ve toplumdan uzaklaştırır.

Kuşkusuz her anlamda bizimle örtüşen insanları bulmak öyle kolay değil ve belki de imkansızdır ama denilebilir ki doğruya en yakın sonuç doğrunun kendisidir, mesela arada sınayın dostlarınızı ondan habersiz, sorgulayın dostluklarınızı, size ne katmış, sizden ne almış, diğer bir ifade ile iyi bir gözlemci gözü ile, dürüst bir tüccar hissi ile sorgulayın ilişkinizi, size ne katmış, sizden ne alıp götürmüş bu dostluğunuz ve terazinin kefelerinin dengede kalmasına dikkat edin; unutmayın ki sizden hep alan gün gelir sizi tüketir, size hep veren de gün gelir bunun hesabını sorabilir.

Kısacası aranızda hep bir denge ve saygı olsun, ünlü düşünür Cıcero’nun; “dostluktan saygıyı kaldıran, onun en büyük süsünü kaldırmış demektir! “ sözünü lütfen bir kenara not edin !

Yaşamınızdaki tüm tercihleriniz sizi mutlu etsin dileği ile!...