Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '09

 
Kategori
Arkeoloji
 

Doğu Anadolu Tarihi'nden bir kesit, son Tunç Çağı 2

Doğu Anadolu Tarihi'nden bir kesit, son Tunç Çağı 2
 

...


II. ARKEOLOJİK KAZILARA GÖRE DOĞU ANADOLU’DA SON TUNÇ ÇAĞI

A. Yukarı Fırat Havzasının Stratigrafik Verileri

1. Korucutepe Höyüğü

Elazığı İlinin 30 km kadar doğusunda, eski Elazığı-Bingöl yolu üstünde ve Altınova’da Aşağı İçme Köyü yakınında, 16 m yüksekliğinde ve 190 m çapındaki höyük bugün Keban Baraj Gölü altındadır.

Kazılar sonucunda tabakalaşma durumu şöyle oluşmuştur.

A Erken Kalkolitik Çağ ca. M.Ö. 4500 – 3500

B Geç Kalkolitik Çağ ca. M.Ö. 3500 – 3000

C İlk Tunç Çağı I - IIA ca. M.Ö. 3000 – 2600

D İlk Tunç Çağı IIB ca. M.Ö. 2600 – 2300

E İlk Tunç Çağı IIIA ca. M.Ö. 2300 – 2150

F İlk Tunç Çağı IIIB ca. M.Ö. 2150 – 2000

G Orta Tunç Çağı I M.Ö. 2000 – 1800

H Orta Tunç Çağı II ca. M.Ö. 1800 – 1600

I Son Tunç Çağı I ca. M.Ö. 1600 – 1400

J Son Tunç Çağı II ca. M.Ö. 1400 – 1200

K Demir Çağı ca. M.Ö. 1200 – 800

L Selçuk-Moğol ca. M.S. 1200 – 1400

<ı>Mimari

<ı>Eski Hitit Dönemine ait surla çevrili bir alan ortaya çıkarılmıştır. 160 m çapındaki alanı sınırlayan taş temeller dışında sur içi mimarisine ilişkin herhangi bir kalıntı yoktur. Dörtgen kuleler desteklenmiş surlarda hücumlar sırasında kullanılan kapılar olduğu anlaşılan eğimli geçitler vardır. İzleri görülen büyük yangın ve yıkım olasılıkla Mitanniler’in MÖ 2. bindeki saldırısının sonucudur. Ayrıca birbirine su kanalı ile bağlı iki yapının bir bölümü ortaya çıkarılmıştır. Hitit İmparatorluk Dönemi yerleşmesi höyüğün güney eteğindedir. Başlıca mimari kalıntılar taş temel üstüne kerpiçten yapılmış evlerin duvarlarına ait renkli sıva parçalarıdır.

<ı>Çanak çömlek

Hamuru, içerdiği katkı maddeleri, yapım özellikleri ve yüzey şekillerine göre dört üst grupta toplanabilir. Yüzey işlemlerindeki farklılıklar nedeniyle alt grupları da vardır. Hitit 1 ve 2 evrelerinde Portakal Renkli[1] a) kendinden astarlı, b) beyaz astarlı; 3 ve 4 evrelerindeki Devetüyü Renkli[2] çanak çömlek, tüm malzemenin % 50-60’ını oluşturmaktadır. a) kendinden astarlı, b) astarsız ; Kaba Kahverenkli[3] grup, bütün evrelerde yoğunluk bakımından üçüncü sırayı alır. a) kendinden astarlı, b) astarsız ; Devetüyü Renkli ve Bitki Katkılı[4] çanak çömlek çok az görülüyor.

STÇ olarak kabul edilen, Eski Hitit ve İmparatorluk Çağı’nda, çanak çömlek yapımında en belirgin özellikler; çarkta, özensiz, seri üretimin zamanla yaygınlaşıp, estetik kaygıların büyük ölçüde azalmasıdır. Çanak çömleğe bezek uygulanası da azalmıştır. Bütün çanak çömlek içinde bezekli kapların sayısı 8-10 kadardır.

Eski Hitit ve İmparatorluk Çağı çanak çömleği arasında kesin bir çizgi çekmek doğru değil. Eski Hitit evresinde bulunan bazı kap tipleri sonraki evrelerde bulunamamış ama bazı tipler de fazla değişikliğe uğramadan devam etmiştir. Hitit İmpartorluk evresinde ilk olarak ortaya çıkan formlar da bir hayli fazladır.

Tipolojik olarak Korucutepe çanak çömleğini işlevlerine göre, genel biçim özelliklerine ve ağız yapılarına göre sınıflandırmak ve dip, kulp ve tutamakları da ait oldukları kaplarla birlikte ele almak mümkündür.

<ı>Tabaklar: yarıçapları yüksekliğinin iki katı olan ve katı besin maddelerinin koymaya elverişli kaplar, tabak olarak ayrılmıştır.

<ı>Tepsiler: Düz dipli ve çapı 25 cm den daha büyük olan tepsilerin kenarları hafif yükseltilmiş, tümünün alt kısımları, herhalde tepsinin kaymasını önlemek için birbirine paralel çizgiler veya kafes şeklinde yivler oluşturulmuştur.

<ı>Çanaklar: Çanak ve kâseler arasında bir ayırım yapmak biçim benzerlikleri nedeniyle zordur. Bu nedenle yarıçapı yüksekliğine eşit ya da bu ölçülere yakın olan, katı ve sıvı besin maddelerini koymaya elverişli kapları geniş anlamda çanak olarak ele almak daha doğrudur.

<ı>Süzgeçler: Yayvan, bazılarının ağız kenarları oylumludur.

<ı>Bardaklar: Kulpsuz, silindirik gövdeli, kaba, özensiz, kenarları dik yükselen ve düzleştirilmiş diplidir. Sıvı maddelerin içilmesinde kullanılır.

<ı>Kupalar: Dışa çekik dudaklı, dibi belirtilmemiş, ağız düzeyini aşan kulpu üzerinde uzunlamasına bir oluk dikkati çekmektedir. Sıvı maddelerin içilmesinde kullanılan, kulplu veya kulpsuz olabilen kaplardır.

<ı>Şişeler: boyunlu, genişçe gövdeli ve sıvı maddelerin saklanmasına elverişli kaplar şişe olarak adlandırılmaktadır.

<ı>Testiler: Ağzı dar, genellikle boyunlu, genişçe gövdeli ve kulplu kaplardır. Sıvı maddelerin saklanmasında ve taşınmasında kullanılmış. Yuvarlak ağızlı, yumurta gövdeli olanları da vardır. <ı>

<ı>Mataralar: Sıvı maddelerin taşınmasına elverişli kaplardır. İki yanı basık, mercimek biçimli, boyundan karına tek kulplu örnek küçük boyunlu tek örnektir.

<ı>Çömlekler: Boyunsuz, küresel tek kulplu, düz dudaklı, içe doğru hafif kapanan ağızlı , silindirik kulplu, düzleştirilmiş dipli çömlekler ele geçmiştir.

<ı>Kapaklar: Üzerine kapak örtmeye elverişli çömlekler Korucutepe’de çok sayıda ele geçmiştir. Buna rağmen sağlam tek kapak ele geçmiştir.

<ı>Küpler: elde yapılmış, katı ve sıvı maddeleri depolamada kullanılan, iri boylu, taşınmaz kaplar küp olarak adlandırılmıştır.

Bunların dışında bezekli ve çömlekçi işaretli olarak tanımlanan çanak çömlek vardır.

Çanak çömleğin dışında Korucutepe de STÇ tabakasında şu malzemeler bulunmuştur: Mühürler ( Çekiç başlı damga mühürler, İri boyunlu damga mühürler, Disk [düğme] mühürler [Lev. 41], Silindir mühürler), Mühür baskıları (Bulleler, Kapatmalar, Tıkaçlar); Figürünler (İdoller, insan ve tanrı figürinleri yada heykelcikleri, Hayvan figürinleri ve hayvan şekilli kaplar [rhytonlar]); Kol biçimli alet yada libasyon kapları; Kabartma tasvirli kaplar; Silahlar (Ok uçları, Mızrak uçları, Bıçaklar, Hançerler ve Baltalar); Çeşitli aletler (Oraklar, Yontucu aletler, Spatulaya benzer alet, Olta, Biley taşı, Dikiş iğneleri, Kemikten bizler, Keskiler); Süs eşyaları, takılar (Disk biçimli takılar, Lunulae, Bilezikler halhallar, Süs iğneleri); Ağırşaklar.

2. Norşuntepe Höyüğü

Elazığ ilinin 26 km güneydoğusunda bulunan Norşuntepe geniş bir alana yayılmış olup bulunduğu ova tabanından 35 m daha yüksekte yer almaktadır. Norşuntepe Höyüğünün üzerinde yer aldığı alan kuzey güney doğrultusunda 500 m, doğu batı doğrultusunda ise 300 m’yi aşmakta. Höyüğün çevresinde ovaya serpilmiş durumda bir çok küçük tepe yer alır. Höyükte yapılan çalışmalar neticesinde Kalkolitik çağdan Orta Çağa kadar süren bir yerleşmenin olduğu ortaya çıkmıştır.

Kazılar sonucunda tabakalaşma durumu şöyle oluşmuştur

Orta Kalkolitik Çağ (XL-XXXVII tabakları)

Son Kalkolitik Çağ (XXXII ve XXXI tabakları)

İlk Tunç Çağı (XXX-VI tabaklar)

Orta Tunç Çağı (MÖ 2000-1600; V. ve IV. tabaka kalıntıları)

Son Tunç Çağı (III. tabaka)

İlk Demir Çağı (Tabaka III; MÖ 1200/1150-800)

Orta Demir Çağı (Tabaka I; MÖ 800-600)

<ı>Mimari

<ı>Norşuntepe höyüğünün tepesinde yapılan çalışmalarda Son Tunç Çağı tabakasına rastlanmıştır[5]. Burada Son Tunç Çağı III. tabakada, en iyi şekilde doğu yamaçta S 20 tranşesinde temsil edilmektedir. Bu alanda uzanan bir eve ait taş temellerle, etrafı örtülü silo ve döşeme üstünde yükselen dikdörtgen ocak vardır.

<ı>Hitit İmparatorluk Çağı’nda Norşuntepe’de Tabaka III’de önemli bir yerleşmenin mevcut olduğunu göstermiştir[6]. R 21 b/d açmasında etrafı duvarla çevrili ve beyaz sıvalı bir “borthos”u bulunan bir eve ait taş temeller bulunmuştur. Özellikle Q 17/18 ve P 18 alanlarında oldukça büyük bir yapının varlığı tespit edilmiştir. Bu ev güneyde iki adet mekâna, kuzeyde ise üç adet odacığa sahip dir. Güney terasının kuzey alanında yapılan kazılarda ise Q 31 c açmasında Son Tunç Çağı’na ait buluntu veren evin duvarları tek kerpiç tuğlası genişliğinde ve güneyde bir girişe sahip’tir. III. Tabaka’nın diğer yapıları gibi bu evde bir yangın sonucu tahrip olmuştur. Q 32 c/d – 33 a/b açmalarında tespit edilmiş sayısız çukur da Erken Demir Çağı başlarından Son Tunç Çağı sonlarına kadar olan dolaysız bağlantıyı vermektedir.

<ı>Hafif bir eğimle güney yamacına açılan O 20, O 21/22 ve P 20 karelerinde III. yapı katına ait yaygın mimari kalıntılar bulunmuştur[7]. 1, 20 m. genişliğinde, doğu-batı uzantısında bir sokakla birbirinden ayrılan, 8’er metre uzunluğunda, 5’er metre genişliğinde iki ayrı yapı topluluğu vardır. 0, 50 m genişliğine ulaşan taş temelleri, kerpiç tuğladan bir üst yapıya sahiptir. Taban döşemeleri incelendiğinde üç defa yenilenmiş olduğu anlaşılıyor. En üst döşemede yangın izleri vardır.

<ı>P-Q 21-22 alanında beklenen Son Tunç Çağı'na ait yaygın mimari kalıntılar[8] (III. yapı katı) büyük çukurun temizlenmesi pahasına geniş çapta tahribe uğramıştır. Tepe düzlüğünün güneybatısında birbirinden bir sokak ile ayrılan iki ev topluluğundan özellikle kuzeydeki evin doğu ucu çukur kenarının buraya rastlaması nedeni ile büyük çapta bozulmuştur. Bu kısımdan yalnız 4x5 m. boyutlarında bir oda kalmıştır. Odanın tabanı altında IV. yapı katı binalarına ait duvar kalıntıları ortaya çıkmıştır. Daha güneyde P 22a'da içinde iyi korunmuş at nalı şeklinde bir ocağın yer aldığı yalnız 3 m. genişlikte bir odaya rastlanmıştır.

<ı>1973 yılında Akrool’de yapılan kazılarda, 022 a/c'de yan uzunlukları 3-2.8 veya 2m. olan yamuk biçiminde küçük bir oda incelenmiştir. içinde üç ocak yeri vardır. Bu oda yaklaşık 5.5 m. uzunlığunda 1 m. genişliğinde bir taş temeli kesmektedir. Bu temel kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda 0 22 a'dan 0 22 d'ye doğru uzanmakta ve Son Tunç Çağı'na ait bir evin kuzey duvarını oluşturmaktadır (III. yapı katı). P 23 alanında aynı doğrultuda uzanan duvar kalıntıları iki odaya aittir. İçinde bir ocak yeri bulunan doğudaki odanın duvarları P 23 b/d Q 23 c'de höyüğün eğimli yamacına yerleştirilmiş daha eski bir evin üzerinde yer almaktadır. 17 metre kare büyüklüğündeki bu ev tamamen taştan yapılmış olmasıyla taş temel üzerinde kerpiç üst yapı şeklindeki alışılagelmiş yapım tekniğinin dışına çıkmaktadır. Kuzey duvarı halen 1.75 m. yüksekliğe kadar korunmuştur. Duvarların iç yüzlerinde ve tabanda beyaz sıva görülür. Yangın molozunda kap parçaları ile taştan bir ağırlık bulunmuştur.

<ı>Eğimli yamaçtaki bir evde de aynı yapım biçimi izlenir. Bu evin batı yarısı 1971'de Q 22 a/Q 23 b alanında, doğu yarısı da 1973 kazı döneminde R 22 c/R 23 a'da ortaya çıkarılmıştır. Doğubatı doğrultusunda 6.60m. kuzey-güney doğrultusunda 3.20 m. uzanan evin kuzeydeki taş temeli halen 0.60 m. yüksekliğe kadar korunmuştur. Duvarları ve kuzey duvarı önündeki sekisi beyaz sıvalıdır. Bu sekinin üzerinde birçok kapı yer almaktaydı. Bunların arasında omuzları yatay yivli büyük bir çömlek kömürleşmiş tahılla dolu olarak ele geçmiştir. Güney duvarı önünde dört köşe bir ocak tabanı vardır. Çanak çömleğe dayanarak bu iki konut Orta Tunç Çağı sonlarına veya Son Tunç Çağı başlarına tarihlenebilir.

<ı>Çanak Çömlek

III. tabakada ele geçen çanak çömlek açık sarıdan, açık kahverengiye değişen veya açık kiremit kırmızısı renkte, çok iyi fırınlanmıştır. Yassı tabaklar, sivri veya yuvarlak dipli biten küçük kâseler, yuvarlak dipli bardaklar, yonca ağızlı testiler, büyük yonca ağızlılar, çift kulplu yuvarlak dipli iri çömlekler çoğunluktadır. Aynı tiplere Kültepe de rastlanmıştır. Benzeri olmayan bir riton da ele geçmiştir. Ayrıca pişmiş topraktan çift konik biçimli, içi beyaz yuvarlak göz motifli ağırsaklar ve R 20 karesinde açılan çukurun birinde ele geçen üstü hiyeroglifli, her iki tarafta deliği bulunan düğme mühür ele geçmiştir. IV tabakada büyük kaplar gibi karakteristik Eski Hitit tipleri de tespit edilmiştir.

O 21/22 alanlarında, Hitit İmparatorluk başına ve Orta Hitit dönemine ait çanak çömlek bulunmuştur. O 20 açmasındaki bir çöp çukurunda, kırmızı açkılı boğa biçimli bir riton’un baş kısmı bulunmuştur. Bu baş Eski Hitit ve İmparatorluk döneminde görülen boğa biçimli riton türünü yansıtmaktadır. Gövdesi teknemsi hayvan biçimli, oğlak başlı kap parçaları da ele geçmiştir.

Güney teras, kuzey alanında yapılan kazılarda İlk Demir Çağı yerleşmesi sınırları içinde N-O 27-29 plankaresinde 19x14 m.lik bir alan açılmıştır. İlk Demir Çağı taban düzeyi altında da göçük duvar kalıntıları ile yanında Son Tunç Çağı çanak çömleğinin bulunduğu bir ocak yeri ortaya çıkmıştır.

<ı>Küçük Buluntular

O 21. III. Yapı katı, Son Tunç Çağı binasının yangın izleri taşıyan en üst döşemesinde, küp kalıntıları arasına yerleştirilmiş bir ocak levhasının yakınlarında, tek kulplu, meşe ağacında yapılma küçük bir sandığın kömürleşmiş kalıntıları bulunmuştur. Yere saçılmış sandık içinde, tunç iğneler, tunçtan bir keski, iki tarafta dişleri bulunan tahta bir tarak, çok sayıda akik, frit, kireç taşı nehirtaşı ve tunç boncuklar ele geçmiştir. Zamanında buluntuların nedenli talan edildiği, yangın döküntüsünde ele geçen, Mısır, Filistin ve Suriye örneklerini yansıtan, tunçtan, uzun saplı, ufak mızrakımsı ok uçlarından anlaşılmaktadır. Ender rastlanan, uzunca namlusu üçgen biçimli, uzun sapı dikdörtgen kesitli, kanatlı ok ucu Hitit İmparatorluk Çağı son evresine tarihlenmektedir.



[1] İnce beyaz taneciklerin yoğun bulunduğu mineral katkılıdır. Hamuru genelde oldukça iyi pekişmiş portakal renklidir.bu gruptaki çanak çömleğin hemen hemen hepsi çarkta yapılmıştır.

[2]Kendi içinde, hamur katkılarının ölçü ve yoğunluğu ile yapım özellikleri bakımından çeşitlilik gösterir.

[3] Hamur, beyaz, siyah ve parıldayan tanecikleri içeren mineral katkılıdır.

[4] Bu gruba giren çanak çömlek, bitki ve az ölçüde mineral katkılıdır.

[5] 1969 yılında yapılan kazılar.

[6] 1970 yılında Akropol’de yapılan kazılarda.

[7] 1971 yılında Akropol’de yapılan kazılarda.

[8] 1972 yılında Akropol’de yapılan kazılarda.
ca : yaklaşık


Devam edecek ...

 
Toplam blog
: 137
: 1141
Kayıt tarihi
: 14.12.07
 
 

Aklımda sevdiğim şairlerden mısralarla yürüyorum. Yürümeyi unutmuş ve yeniden öğrenen bir çocuk gibi..