Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Doğu Karadeniz ve Trabzon

Doğu Karadeniz ve Trabzon
 

Ülkemizde Doğu Karadeniz bölgesi ayrı bir güzellik. Denizi, yeşili ve dağlarıyla çok çekici. Bu güzelliklere bir de insan unsuru eklenince gezmeye doyum olmuyor. Nerede olursa olsun, insan, olmazsa olmaz bir faktördür zaten.

Trabzon’dan başladığınız Doğu Karadeniz gezisinde, Trabzon’da bir durun ve etrafınızdaki insanlara bakın. Ne kadar yardıma hazır olduklarını fark edeceksiniz. Hele bir işiniz düşsün; yol sorun, bel sorun. Sizin önünüze düşüp, sizinle beraber sorduğunuz yeri en iyi şekilde tarif etmek üzere, üşenmeden o yeri gösterebilecekleri noktaya kadar geldiklerini göreceksiniz. İşte o zaman, ilk notunuz, on üzerinde on olacak. Tabi istisnaları ayrı düşünmek gerekirse.

Alışverişte fiyatların uyumunu hemen fark edersiniz Trabzon’da. İnsanların kibarlığı, nazikliği ilginizi çeker.Bayansanız kimse sizin boyunuz ve bosunuzla ilgilenmez, laf çakmaz, laf atmaz. Cadde ve sokaklarda dolaşırken ürkmezsiniz.Bunun nedenini üç beş kişiye sorduğumda, aşağı yukarı cevap aynıydı, “Göç almıyor, kozmopolit yapı yok.” Geçen yıllarda Sinop ilimize yaptığım bir gezide de, Sinoplular benzer yanıtları vermişlerdi. Sinop’ta hırsızlık olayının yaşanmadığını işitmiş, bunun nedenini de devriye gezen polislere sormuş ve aynı karşılığı almıştım; “burada yabancı pek yok, herkes birbirini tanır”

Trabzon ilimizde dolmuş minibüsler her yanda dikkat çekiyor. Neredeyse insan sayısı kadar dolmuş var. Hepsi de beyaz renkli. Oturun meydan parkına, sayın geçen minibüsleri ve insanları. Sonuçta bu sözlere hak verirsiniz. Ama şunu söylemek gerekir; dolmuş sayılarının fazla oluşu, insanları hiç rahatsız etmiyor. İnsanlar minibüslerin içinde olmadığı zamanlar bile, onlar, insanlarla iç içe. Şoförler çok dikkatli. Korkmadan önlerinden arkalarından hareket halinde olsalar dahi geçebilirsiniz.Bir santim farkla da olsa teğet geçerler yanınızdan.

Trabzon, küçük bir İstanbul. Meydan, Taksim'in minyatürü. Cağaloğlu, Sirkeci, Beyoğlu, İstiklal caddelerinin benzerleri mevcut. Bazı yerleri İzmir Kemeraltı’na benziyor.

Trabzon çevre ve ilçelerine ulaşım mükemmel. Her yana dolmuşlar veya otobüsler bulunuyor. Sürmene ile Sümela’yı karıştırmayın yeter. Değilse Sümela Manastırı’na

gideceğim diye Çanakçılar semtinde, Sürmene otobüsüne varır oturursanız, şoför yabancı olduğunuzu anlar anlamaz, nereye gideceğinizi sorar. Siz, “Sümela Manastırı” der demez gülerek kibarca sizi alır, hemen yandaki Sümela durağına teslim eder.Oysa, böylesi durumlarda, ülkemizin çoğu yerinde siz ayağa gelmiş hazır müşteri olarak görülürsünüz.

Trabzon’da, günlük giyinmek için kendinize bir Tshirt aldınız.Bir gün giyindikten sonra üstünde ufak bir iplik kaçkını gördünüz. İki gün sonra Tshirt sırtınızda vardınız ve defoyu gösterdiniz, alacağınız yanıt, “düşündüğün şeye bak gir içeri beğendiğin ile değiş.” Olur. Tıpkı benim karşılaştığım durum gibi. Başka yerlerde paketin bozulduğunu, giyildiğini bahane ederlerdi herhalde.

Doğu Karadeniz Trabzon demek değil. Diğerlerini tek tek anlatmak uzun sürerdi.Ama bir iki yeri daha ilave etmek istiyorum. Örneğin, Sümela Manastırı ve Uzun Göl. Hüseyin Seyfi

 
Toplam blog
: 498
: 1546
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Öğretmen Okulunu ve İktisat Fakültesi Kamu yönetimi bölümünü bitirdim, eğitimciyim, İyi derecede ..