Doğu Perinçek ve AİHM'nin düşünce özgürlüğü kararı

Türkiye kökenli Ermenilerin 1915’te neler çektiğini anlatan Ermeni propagandaları karşısında çok yazıldı. Çok konuşuldu.

Oysa bu toprakların en eski halklarından biri olan Ermenilerin eski yıllardaki müreffeh durumları ile yıldan yıla birkaç yer altı örgütlenmesi ile ortaya çıkmaya başlayan silahlı ayrılıkçılık eylemleri hep görmezden gelindi.

Bu konularda nüfus, insan kıyımı ve belgeler konusunda Ermeni tezlerini savunan Fransa ile kötü olundu. Her 24 Nisan günü Ermeni tezleri konusunda taraf tutmasından korkulduğu için, deyim yerindeyse 'ABD'ye yalvarmak' bir alışkanlık oldu.

Ermeni Sorunu ya da 1915 Nisan ayı ile birlikte Erzincan, Muş ve Bitlis’e kadar inmiş olan işgalci Rus Ordusuna yardım etmelerinden korkulan Ermenilere uygulanan Zorunlu Göç konusundaki gerçeklerin bütün dünyaya anlatılması konusu dün olduğu gibi bugün de gündemimizde.

Hiç bir iktidar bu konuda hiç bir cesur adım atamadı.

Konuşmalarındaki yorumlar bile o kadar cılızdı ki üzülmemek elde değildi.

Öyle ki Batı'da ABD ile İngiltere hariç başta İsviçre ile Fransa olmak üzere Vatikan, Rusya, Almanya ve İtalya gibi Ermeni Soykırımını tanıyan ülke sayısı bugün yirmiyi bulmuştur. Bu ülkelerin bir kaçında Ermeni soykırımını anlatan anıtlar da bulunmaktadır. Oysa söz konusu o acı günlerde meydana gelen Türklerin soykırımı için hiçbir anıt dikilmemiştir Türkiye’de. Onların bu kararları gereğince o ülkelerde 1915 Olayları için Osmanlı ya da Türk tarafının haklılığını sözlü ve yazılı olarak savunmak bile yüksek cezaları gerektiren bir 'suç' olarak kabul edilmiştir.

Bugün sanal ortamda İstanbul basınında görülemeyen (!) ancak ABD kaynaklı bir habere göre İsviçre'de cezaya çarptırılan D. Perinçek AİHM'nin ilgili kararı doğrultusunda İsviçre'deki Ermeni Sorunu konusundaki konuşmalarından dolayı 'ifade özgürlüğü' kapsamında bir eylemde bulunduğu için hiç bir cezaya çarptırılamazmış.

Ne yazık ki bugüne kadar ne TC iktidarları ne bazı yazarlar ne de araştırmacılarımız sorunun ayrıntılarını ve o yıllarda yaşanılan gizli silahlı kışkırtmalara da bağlı olarak uygulanmaya çalışılan Zorunlu Göç (tehcir) nedeni ile doğan karşılıklı boğazlaşmalar konusunda Batı'yı ikna edemediler. 

Öyle ki bu konuda düşünce özgürlüğünü bile zorlayan yasalar çıkartan Venezuella dışındaki Batılı ülkeler 1915 Olayları için Türklerin haklılığını savunmak isteyenlere bile değişik yaptırımlar uygulayarak Ermeni tezlerinin yanında yer almışlardır.

Bu bağlamda hiç kimse AİHM başvurmayı düşünemedi. Havanda su döven herkes sorunu 'tarihe havale etmek' gerekir deyip bir yana kaçtı.

Ne yazık ki bir tek Doğu Perinçek o sözde kabadayıları geride bırakarak 2008'de AİHM'ne başvuruda bulunarak bir yargı kararı çıkmasını istemiş.

Sanırım bu konuda elde ettiği Çarlık Rusyası belgelerini de ekleyerek AİHM'nin kararını beklemeye başlamış. 

İşte bu konuda öncelikle Lozan Barış Antlaşması nedeni ile de bir kaç kez İsviçre'ye gittiğinde kendisine tepki veren bazı Ermenilere karşı 1915 Olayları için kendi düşüncelerini açıklamaya çalışan D. Perinçek, bu ülkede 2007 yılında çeşitli mahkumiyet cezalarına çarptırılmış ve bunun ardından AİHM'e başvurmuştu.

Az önce okuduğuma göre İsviçre temyiz mahkemesi tarafından da suçlu bulunan Perinçek, AİHM'e yaptığı başvuruda, 'İsviçre'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğü ile ilgili 10. maddesini ihlal ettiğini' savunmuş olsa bile İsviçre makamlarının yanlış hesabı AİHM yargıçlarının kararına göre bozulmuş bulunuyor. Söz konusu yargılamaya göre 'AİHM, başvuru ile ilgili olarak İsviçre'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ifade özgürlüğü ile ilgili 10. maddesini ihlal ettiğine hükmetti. AİHM’in ilgili dairesi, 2'ye karşı 5 oyla İsviçre aleyhine ihlal kararı' vermiş.

AİHM'nin bu kararına bağlı olarak bakalım bu konudaki gelişmeler diğer yasakçı ülkelerde nasıl yankı bulacak. Olayın bir yönü de AKP iktidarının söz konusu AİHM Kararı doğrultusunda neler yapmaya çalışacağıdır.

Peki, Ermeni Sorunu konusundaki çalışmaları ile de tanılan İşçi Partisi Genel Başkanı D. Perinçek ile oğlu Mehmet Perinçek şimdi nerede biliyor musunuz?

Bu konuyu aşağıdaki alıntı ile cevaplamak gerekiyor sanırım:

1942’de Gaziantep’te doğan hukuk doktoru ve İşçi Partisi Genel başkanı Doğu Perinçek  ‘05 Ağustos 2013'te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında ağırlaştırılmış müebbet ve ayrıca 34 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Oğlu Mehmet Perinçek ise 6 yıl hapse mahkum oldu.' (Alıntı yeri: wikipedia.org)

Şimdi gel de 'şeytan bunun neresinde' deme!

Ek bilgi:

Ermeniler ile ilgili yazmış olduğum aşağıdaki yorumlarım ile onlara yazan Ermeni yurttaşlarımızın özlü yorumları sanırım bazı konulara açıklık getirmesi bakımından ilgi çekecektir.

Yanyana yaşama bilinci (2008): http://blog.milliyet.com.tr/yanyana-yasama-bilinci/Blog/?BlogNo=147468

Stepan Stepanyan'ın anıları ya da Mutasarrıf Fâik Âli Bey tehcirde Kütahya'da neler yapmıştır? (2010): http://blog.milliyet.com.tr/stepan-stepanyan-in-anilari-ya-da-mutasarrif-f-ik--li-bey-tehcirde-kutahya-da-neler-yapmistir-/Blog/?BlogNo=233279

Osmanlı Ermenileri’nin 1915’teki tehciri: Bir değerlendirme (2010): http://blog.milliyet.com.tr/osmanli-ermenileri-nin-1915-teki-tehciri--bir-degerlendirme/Blog/?BlogNo=239737

Türk Halk Edebiyatının Ermeni Halk Edebiyatına etkileri (2010): http://blog.milliyet.com.tr/turk-halk-edebiyatinin-ermeni-halk-edebiyatina-etkileri/Blog/?BlogNo=240446Osmanlı Ermenileri ya da Osmanlı neden çöktü? (2012): http://blog.milliyet.com.tr/osmanli-ermenileri-ya-da-osmanli-neden-coktu-/Blog/?BlogNo=348680

Biz bu vatan için ciğeri yananlardanız (2012): http://blog.milliyet.com.tr/biz-bu-vatan-icin-cigeri-yananlardaniz/Blog/?BlogNo=245069