Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '11

 
Kategori
Sosyoloji
 

Doğu ve batı: Kullar, bireyler ve madde

Doğu ve batı: Kullar, bireyler ve madde
 

Doğu, batıda olmayan özellikler içerir. Doğu özgündür. Yeryüzündeki konumlanışı, batı karşıtıdır.

Batı, doğuda olmayan özellikleri içerir. Batı özgündür, yeryüzündeki konumlanışı, doğu karşıtıdır.

Batı ve doğu, yeryüzünün fiziksel yasaları, insan türünün türe özgü ve canlılık yasaları, özcesi, biyolojik, sosyolojik, fizyolojik yasaları ise ortaktır. Aynıdır, benzerdir.

Doğu ve batı, benzemez, benzerlerdir.

Benziyorlar, çünkü benzemek zorundadırlar.

Benzemiyorlar, çünkü benzememek zorundadırlar.

Zorunluluk, doğa [toplum, insan]yasalarından gelir.

Bilim bu yasaları ortaya çıkarmıştır. Bilim zaten nedir ki, yasaları bulma sürecidir. Bilim uydurmuyor, olanı ortaya çıkarıp, bilinmesini sağlıyor.

Doğuda da, batıda da, insanlar aynı gerekçe, aynı süreç, aynı nedenlerle ana karnında oluşur, gelişir, doğar, yaşar, yaşlanır ve ölürler. Ama farklı yaşar, farklı gelişir, farklı gerekçelerle ölürler.

Yer ananın, devinimi, ürün vermesi, ürünü kesmesi, yerin oynaması (deprem), yağmurun, karın yağması, güneşin doğması, batması hep, herzaman doğuda da batıda da aynı yasalarla işler.

Ama doğu insanı, batı insanına benzemez. Doğu insanı birbirine de benzemez. Batı insanı da öyle.

Örneğin, Atatürk’ün bir eşi daha yoktur. Gandi’nin de öyle. Hz.Muhammed’inde öyle, Saddam’ında öyle. Gazali’nin de öyle, Ayiştayn’in de öyle, Galile’in de, Hitler’in de öyle, Goethe’in de öyle, Hz. İsa’nın da öyle. Benim de öyle, bu yazıyı okuyan herkesin de öyle...

Doğu aynı yasalarla farklı bir tarih yaşadı.

Batı aynı yasalarla farklı bir tarih...

Sonuçta ne oldu?

Doğu farklı bir din yarattı, batı farklı bir din

Doğu farklı bir kültür yarattı, batı farklı bir kültür

Ama işte, doğu kul yarattı, batı birey...

Şimdi batı birleşiyor, doğu bölünüyor; batı doğuyu bölüyor, paylaşıyor. Doğu batıdan umut, yardım bekliyor, çağırıyor, yalvarıyor, önünde eğiliyor.

Ama batılı doğuda olsaydı, olanlar değişmezdi, tersi de doğru. Ve doğulu, madde karşısında durdu, maddeyi olduğu gibi kabul etti. Madde üzerinde düşünmedi, düşlemedi. Maddeyi tanımadı, geliştirmedi, değiştirmedi. Yeryüzünde gördüğü, bildiği herşeyi olduğu gibi kabul etti. “her şeye bir çözüm getirilmiş olduğu, doğruların sadece öğrenilmesi gerektiği ilkesine dayandı. Kavramaya, anlamaya, araştırmaya, değiştirmeye, dönüştürmeye, eleştirmeye yeltenmedi. Ötesi, yasak getirdi.

1923’te bu kara kaderi aşmaya Türkiye karar verdi. Birey, yurttaş yaratma sürecine girdi. Batı için tehlikeliydi; çünkü doğuya örnek olacaktı. Türkiye bunu tam aşamadı, durduruldu. Şimde geriye kulluğa götürülmeye çalışılıyor, batı ile işbirlikçilerini ortak çabasıyla...

Batı doğunun yapabileceğini ama yapmadığını yaptı.

Eleştirel akıl ışığında, maddeyi olduğu gibi kabul etmedi. Nedir dedi, nasıldır dedi, niye öyledir dedi. Başka ne olabilir dedi. Sordu, sordu, araştırdı. Araştırdı, araştırdı, eleştirdi. Eleştirdi, araştırdı. Maddeyi anladı, dönüştürdü, yeni,daha önce olanlardan  olmayan maddeler yarattı.

Batı yaratıcı oldu, devingen, dönüştürücü, üretici

Doğu tüketici, işte kara süreç bundan sonra başladı....

 
Toplam blog
: 47
: 781
Kayıt tarihi
: 26.08.11
 
 

"Ya Bilim ya da Kaos ve Ölüm" Türkçe, dil, dilbilim, dil eğitimi çalışma alanlarımdır. Eğitim, kü..