Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '11

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Doğum bir Kadın Bilgeliğidir.

Doğum bir Kadın Bilgeliğidir.
 

DOĞUM BİR KADIN BİLGELİĞİDİR!


13 Ekim 2011 Perşembe,

Milliyet Blog okurlarına merhaba,

Farkındalığı yüksek bir yaşam standartı için verdiğimiz bilimsel ve sosyolojik çabalarımızın devam etmesi dileği ile sağlıklı ve zinde nesiller için çalışmalarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

İnsanın en kutsal fenomenlerinden bir tanesi doğumdur. Bir kadın bilgeliğidir. Beşeriyatta bir yaratıcı, dişi...

Doğum, bebeğin anne rahminde 9 ay 10 gün süren yolculuğunun sona ermesidir. İlk çağlardan bu yana, doğum deyince akla vaginal doğum gelirken tıbbın gelişmesi ile birlikte, doğum artık sadece vaginal yoldan olmamakta, genel ya da epidural anestezi ile sezaryen yapılmakta ya da çeşitli ilaç ve uygulamalarla sürece müdahale edilmektedir.

Doğumun doğal olabilmesi için, gereksiz hiçbir girişimin yapılmaması ve sürece müdahale edilmeden kendi halinde izlenmesi gereklidir. Tüm gelişmiş ülkelerde doğumun normal fizyolojik bir olay olduğu ve müdahale edilmemesi gerektiği görüşü kabul edilmişken, ülkemizde doğum yapmak için gelen gebelere, çoğu zaman ağrı serumları takılmakta, epizyotomi dediğimiz vaginal girişi keserek genişletme işlemi yapılmakta, çeşitli ilaçlar uygulanmakta ve doğum hızlandırılmaktadır. Tüm bu yöntemlerin normalden sapan herhangi bir durumda uygulanması kaçınılmazdır fakat hiçbir problem bulunmayan gebelere uygulanması hem anne hem de bebek açısından pek çok sorunu beraberinde getirmektedir. Ayrıca doğum korkusu kadını sezaryene yöneltmekte ve hekimler tarafından sık sık sezaryen doğum önerilmektedir. Oysa doğal doğumun hem anne hem de bebek için sezaryen doğuma göre pek çok üstünlüğü vardır. Bunları şöyle maddeleyebiliriz

Vaginal doğum sonrasında anne birkaç saat içinde normal aktivitelerini yapabilir ve sezaryene göre daha kısa sürede gebelik öncesi yaşantısına dönebilir

Vaginal doğumda bebek annenin kemik pelvis kanalından geçerken, akciğerlerini dolduran sıvının dışarı çıkışı kolaylaşır ve bebek daha rahat nefes alır. Oysa sezaryen doğumda bu sıvı yeterince iyi boşalmadığından, bebek “yenidoğanın geçici takipnesi” ya da “ıslak akciğer” adı verilen solunum sıkıntısını yaşayabilir.

Vaginal doğum yapan gebelerde, anne bebek etkileşimi erken başlar, anne bebeğinin hayata gözlerini açtığı ilk dakikalarda onun yanındadır, kucaklayabilir ve özel bir bağ kurar

Doğum eylemi sırasında süt salınımını başlatan hormonlar uyarılacağı için, süt akışı daha çabuk başlar ve emzirme daha başarılı olur

Fetüsün kilo alımının büyük kısmı doğuma yakın haftalarda oluşur. İsteğe bağlı sezaryen, çoğu zaman gebeliğin 37–38. haftaları arasında yapılmaktadır. Bu durum bebeklerin düşük kiloda doğmalarına neden olabilir.

Doğal doğumda, anne rahmindeki kasılmalar kadar, bebeğin spiral şekildeki doğum kanalını geçebilmek için gösterdiği bükülme ve dönme hareketleri de etkilidir. Yani anne ve bebek işbirliği içinde çalışarak doğumu gerçekleştirir. Bu işbirliği bebeğin yaşamındaki ilk aktif çabadır. Ayrıca beyin ve merkezi sinir sisteminin yer aldığı kafa ve omuriliği barındıran sırta doğum sırasında sanki bir masaj gibi yapılan basınç, sinir sistemini harekete geçirerek güçlü bir etkileşim sağlar

Doğal doğum maliyeti sezaryene göre çok daha düşüktür. Doğumun doğal olabilmesi için gebelik döneminde iken kadının eğitilmesi ve doğuma hazırlanması ve doğum sırasında da sürekli desteklenmesi gereklidir.

 
Toplam blog
: 5
: 379
Kayıt tarihi
: 30.09.11
 
 

1955 yılında, Ankara´da doğdum. İstanbul'da büyürken öğrenimimi 1974´te Cerrahpaşa Tıp Fakültesi,..