Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '10

 
Kategori
Özel Günler
 

Doğum günüm kutlu olsun diyenlere

Doğum günüm kutlu olsun diyenlere
 

güzellikler hep yanımızda olsun.


Ayın biri benim doğum günümdü arayıp kutlayanlar mesaj atanlar hepsi çok güzeldi.

Sanırım hatırlanmak böyle zamanlarda daha da bir insana dokunan şeylet oluyor.

Unutulmamak.

Geçikmelide olsa bugün sevgili arkadaşım geçikmeli doğum günümü kutladı görüşmek nasip olmadı sana güzel bir yazı gönderiyorum eminim beğeneceksin hediyem olarak kabul et diyede not yazmış. Ona teşekkürlerimi ilettim ve giderek yaşlanırken hayatın anlamı ve çözmeye çalışma hallerimiz yazının bütünlüğü inanılmaz örtüştü ve eğer ben beğendiysem burda da yayınlarım mutlaka dedim :) kendi kendime .

Hayattan ne öğrendim?

Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi...
Ağladım.

* * *
Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatin bitmeye başladığı an olduğunu;aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.

* * *
Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...

* * *
İnsani öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanin içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

* * *
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu, sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.

* * *
İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.

* * *
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.

* * *
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini...
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.

* * *
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...

* * *
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...

* * *
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.

* * *
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.

* * *
Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunuöğrendim.

* * *
Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da lezzet kattığını öğrendim.

* * *
Her canlının ölümü tadacağını,

ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.

****
MEVLANA


*****

İşte Mevlana farkı.

Felsefe ise felsefe.

Hayat denilen gerçeğin tek olduğu ölümün bu gerçeği sürekli haytırlattığını.

Nasıl yaşadığın önemli olan.

Gerisi ayrıntılar ve de hikaye bence.

Sanırım yaş ilerledikçe olgunlaşma ve de ham meyvenin olğunlaşmasındaki gibi lezzetli bir şekilde yaşamanın tadına varmayı öğrendim.

Kendi adıma geçirdiğim ömür güzel zor anlamlı ve bir o kadar acılıydı ama hepsi birden olgunlaştırdı.

Yaşamın kıyısındayken bir daha göremeyeceğim o nehirde yüzmezsem tadına varmazsam kaçırdığıma üzüleceğim öğrendim artık ve hayatımda kaçırılmayacak anları yaşamaya karar verdim.

Yeni yaş benim için dünden farklı değildir ama artan her yılın bana verdiği kişilk değişimleri hep artı ile yükseldini farkettim..

Buda benim diyebilmeyi öğrendim.

Yaşam çok kısa ve bizler bunları kaçırmadan yaşamanın tadına varmalıyız artık.

***

Sakın yeni yaşımı sormayın emi :)

Sevgilerimle

Gelincik

 
Toplam blog
: 110
: 2117
Kayıt tarihi
: 18.10.08
 
 

Kendimle ilgili ne yazabilirim diye düşündüm uzunca... Aslen Malatyalıyım.. İstanbulda yaşıyorum ..