Doğum günümde kendime hediyem... Sakız Adası turu

Yıllarca boyu istediğim "doğum günümü sakız adasında kutlama" özlemimi nihayet yakın zamanda gerçekleştirdim.

Doğum günü sabahı kimseye haber vermeden feribota bindim ve kısa da olsa tüm sorunları ardımda bıraktım.Telefon yok, iş yok, sorumluluk yok. Belki de hayatım boyunca ilk defa kendim için istediğim bir şeyi yapmanın heyecanını yaşadım...

Aslında böylesi bir seyahat hiç de ertelenecek kadar zor değilmiş..

İnsan her şeye ve herkese yetişme çabası içinde biraz da "ben" diyebilmeyi bilmeli...

Yunan ülkelerine ve insanlarına ayrı bir tutkum olduğunu herkes bilir. Yunanlılarla bir çok yönden benzemekle birlikte bazı yönleri çok dikkatimi çekti. "Siesta"yı çok sevmeleri ve hiç korna çalmamaları gibi... Nasıl da sakin yaşamı seçmişler. Telaş yok, gürültü yok, hırs yok...

Biz ise yaşam içinde kendimizi de, etrafımızı da nasıl hırpalayarak yaşamaya çalışıyoruz. Oysa ki biraz daha dingin olmayı seçebilsek, belki de çözemediğimiz bir çok sorunda kendiliğinden çözülecektir.

Tur rehberimizin akıcı tanıtımıyla gezdiğim tüm güzellikleri resimledim. Hepsi güzel bir anı olarak karşımda duruyor. Sakız ağacının gizemli öyküsünü, toplanma şeklini tüm detaylarıyla dinledim. Bir ağaçtan yılda en fazla  300 gram sakız elde ediliyormuş. Çok şaşırdım. Nasll bir zahmetle hem de.

Çarşıları çok renkli ve hareketli, tabi açık olduğu saatler için .. Zira öğle saatleri tüm dükkanlar kapalı... Sakızla ilgili o kadar çok şey tattım ki hepsi de birbirinden güzel. Yoğurt-gazoz-likör-dondurma gibi...

Onca koşturmaya rağmen oldukça sağlıklı, huzurlu ve dinlenmiş döndüğüm Sakız Adası ve tüm Yunan adalarını gezmek ilk hedefim oldu. Tabii  Allah'ın izni ve bütçemin denki ile...

Herkese düşlediği kadar güzel doğum günleri ve yaşam dileğim ile...