Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

16 Mart '09

 
Kategori
Hamilelik Sonrası
 

Doğum Yaptıktan Sonraki Dönem

Doğum Yaptıktan Sonraki Dönem
 


Doğumdan sonra hem anne hem de bebek yorgundurlar ve dinlenmeye ihtiyaçları vardır. Kadınların çoğu birkaç gün içerisinde ayağa kalkıp hastaneden ayrıldıkları halde, tam güçlerini tekrar kazanmaları ve yeni rollerine uyum sağlayabilmeleri için belirli bir zamanın geçmesi gerekir. Doğum yaptıktan sonraki aşamanın belli başlı birkaç boyutu vardır...


İyileşme...

Doğumu izleyen haftalarda, rahim yavaş yavaş eski ölçülerine döner. Bu sürede, rahmin iç zarı değişir ve dölyolundan atılır. Bu akıntı önce yoğun ve kanlıdır, sonra azalır ve sarımsı ya da beyazımsı olur. Ortalama üç hafta sonra dölyatağındaki tüm kalıntılar atılınca söz konusu akıntı da kesilir. Altı hafta sonra dölyatağının küçülmesi tamamlanır. Uygun egzersizlerle dölyatağının küçülmesine önemli ölçüde yardımcı olunabilir. Bu tür egzersizler, her kadının bu dönemde duyabileceği iştahsızlık ve kabızlık türünden çeşitli sıkıntı ve rahatsızlıkların azalmasına da katkıda bulunur.


Bu önemsiz rahatsızlıklara ek olarak, birçok kadında hafif bir depresyon hali de görülür. Aşırı hassas ve sinirli olurlar, görünürde bir sebep olmadan ağlayabilirler. Bu tür ani çaresizlik duyguları, genellikle gerektiği derecede ciddiye alınmamıştır. Çoğu kimse biraz da şakayla karışık olarak bunu, "bebek sıkıntısı" diye adlandırır. Aslında, bu komik bir olay değildir. Doğumun getirdiği fiziksel gerginlikle beraber, anne olmaktan ötürü ortaya çıkan yeni rolün gerekleri, kendini aniden bu görev için hazırlıksız hisseden kadını, bunalıma iter...


Herşeye rağmen, farkedilse de edilmese de, anne-baba olmak herkesin yaşamında gerçek bir bunalım anıdır. Lâkin her bunalımda olduğu gibi, bunda da büyüme tehlikesi vardır. Bu durumda, kadına ailesi, bilhassa çocuğun babası çok yardımcı olabilir. Kadınla erkek arasındaki karşılıklı anlayışın paha biçilmez olduğu durumlardan biri, sanırım budur.


Sütün Gelmesi...

Doğumun hemen ardından, annenin göğüsleri, "colostrum" adı verilen ve bebeğe bağışıklık sağladığı görülen su gibi bir sıvı üretir. Ortalama üç gün sonra, bu sıvının yerini süt alır. Eğer anne bebeğini emzirmeye karar verirse, aylarca emzirebilir.


Birçok kadın vücuttaki bazı hormonal değişiklikler sebebiyle, ilk birkaç ay yumurta üretemezler ve dolayısıyla adet görmezler. Yâni bu süre içerisinde döllenme olmaz. Lâkin çiftler bu "doğal korunma"ya fazla güvenmemelidirler. Bebeğe süt vermek gebelikten korunma anlamına gelmez.


Bir kadının bebeğini emzirirken cinsel olarak coşkulanması çok normaldir. Paniğe kapılmak veya şaşırıp üzülmek için bir sebep yoktur. Tam aksine, dölyatağının daralmasına yardımcı olmak gibi önemli fiziksel ve psikolojik fonksiyonları olduğu için bu deneyin zevkini çıkartmak en doğru harekettir.


Doğum Sonrası Cinsel İlişki...

Bebek doğduktan sonra, bazı kadınların cinsel ilişkiye tekrar istek duyabilmesi için zamana ihtiyaç vardır. Geleneksel olarak çiftlere, doğumdan sonra en az altı hafta cinsel birleşmede bulunmamaları salık verilir. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, bu tür genel kuralların aslında yararlı olmadığını ve her olayın tek başına değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.


Çoğu defa cinsel ilişkiye daha kısa bir aralıktan sonra geçmek ve anneye rahatsızlık vermemek mümkün olmaktadır. Gerçekten, tıbbi açıdan, dölyolu kanamasının bitmesinin ardından ve dölyolu bölgesindeki yırtılma veya dikişin iyileşmesinden sonra, cinsel ilişki yeniden başlayabilmektedir.



Önemli >>> Bu blog da diğer tüm sağlık bloglarım gibi sadece bilgilendirme amaçlıdır!.. Sağlıklı bir yaşam dileğim ve saygılarımla.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..