Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '09

 
Kategori
Sosyoloji
 

Doğuştan haklar ve demokrasi

Doğuştan haklar ve demokrasi
 

msn'den


Bilgiyle donanmış bir zihin, içsel erginliğe, her düzeyde yaşam örneklerini algılayabildiği kadar ulaşabiliyor. Kendi ön kabulleri kadar diğerlerinin ön kabulleri soyut gerçekliliği bilimsel bir sonuçtur. Evrensel genel kabuller; bölgesel düşünüş alışkanlıkları gölgesinde biçimsel farklılaşmaya uğruyor.

Kendini merkez alan düşünme biçimi; kendi kabullerini evrensel ve doğal yerleşik kabullerin yerine koyma egoizminin temelinde, zorlanmış bir yorumlama yatmaktadır. Kalıcı durağan algılama dogmaya dönüşeceğinden bilimsellikle çelişecektir.

Sosyolojik süreçler; bilimsel gelişmelere paralel dönüşemezse, toplumsal itişmeler üretir. İdeolojik açılımlar; bireysel alanı dönüştürmeye yönelir, insanların kendi kabullerini iterse zorlanmış genel kabul üretir.

İnsanların zihinsel süreçleri, çevresel ve dışsal etkileşimle biçimlenmek gibi bir doğal dinamiğe sahiptir.

Bu yüzden demokrasinin açtığı tartışma alanında; farklı düşüncelerin tartışarak etkileşmesi, bu etkileşimle gelişme genel doğrusu, politik becerilerin kucağına bırakmıştır kitleleri. Kitlelerin etkileşmelerine verdikleri reaksiyon ise sadece seçimlerde dışa vurulabiliyor.

Kitleleri etkile ama nasıl etkilersen etkile, fakat oylarını alarak iktidar ol. Bu cümlenin içinde gelişen olaylar, bilimsel doğrulardan uzak işliyor.

Politik etkileşme alanı

Uluslar arası 181 NO’lu İLO sözleşmesi politik etkilerden korunmuş memurların konumlarını tanımlamaktadır. Bu yolla politikacıların etkilerinden korunmaya çalışılmıştır. Neden böyle bir sözleşmeye ihtiyaç duyulmuştur? Neden siyaset bilim ilişkisi sonlanamayan bir tartışmadır?

Hipokrat yeminine neden ihtiyaç duyulmuş? Neden bilim adama kişiliği diye bir kimlik üretilmiş?

Politik etkileşme nedeniyle bilimsel doğruların eğilmesini ve bilimsel yozlaşmanın önünü almak için olamaz mı?

Bazı kamu görevlilerinin tarafsız olmaları ön görülmüş?

İşte bu ve benzer alanlar demokrasinin pekte göz ardı edilemeyecek kör noktaları.

Akademik çevrelerin siyasetin dışında tutulması doğrumu yanlış mı? Buralarda bilimsel kanaat üretiliyor. Ya akademisyenlerde siyasetin etkisiyle bilimsel düşünme yeteneklerini yitirecekleri dönemler olursa?

Bu sorular ülkemizde yürüyüp giden genel bir çerçeve aslında. Akademisyenler kendi ideolojik gözlüklerinden görüyorlar ülkemizdeki sosyal vakaları.

Üniversiteye girmek isteyen, başörtülü kızların başörtülerini çıkarıp almaları ne kadar anlamsızsa onları başörtülü olarak kabullenmemeleri o kadar bilimsel gerçeklikten uzaktır.

Bu günün modern giyim tarzı zamanımızda dönüşmüş bir genel kabul olup zaman içinde bu haliyle kalmayacak sürekli değişecek bir genel kabuldür. Elli yıl öncesinin modern dünyasının giyim tarzı nasıl bu gün komik geliyorsa bu günün giyim tarzı da zamanla komik düşecektir. O halde insanların giyim tarzıyla toplumsal genel kabulleri belirlemek düzenlemek kendini merkeze almış yönetenlerin dayatması olabilir.

Tıpkı; serbest piyasa ekonomisine geçilirken özelleştirmeler yapılırken faturanın emekçilere kesilmesi gibi. Kapitalizmin kendi tıkanıklığını bir süre ertelemek için emek yoğun üretimi ve devlet sektörünü tasfiye etmek için işçiliğin pahalıya geldiğini öne sürerek serbest piyasa ekonomisini getirmesi gibi.

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..