Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '07

 
Kategori
Mizah
 

Doktor, doktor kalksana

Doktor, doktor kalksana
 

Her zaman katır gibi sağlıklı olduğumu iddia eden ev doktorum, yoğun ısrarlarım sayesinde "Gastirit" olduğuma karar verdi. Dolabından, ilaç firmalarının eşantiyon olarak gönderdiği ittirimoktan bir ilaç çıkararak elime tutuşturdu. Ben tam, "Bu durumda kaç günlük ömrüm kaldı Doktor Hanım?" diye sormaya hazırlanırken, "Bu ilaçtan ayda bir tane alacaksınız, tok karnına." diyerek beni yolcu etti.

Yani "Mide kanseri başlangıcı" demiyor da, kibarca "Gastirit" diyor benim sevgili doktorum.

Siz şimdi soracaksınız tabii, "E peki senin teşhisin ne?" diye...

Valla bana kalırsa ben ölmüşüm de ardımdan ağlayanım yok! Gastirit deyip geçmeyin. Türkçesi , karın ağrısı işte. Yemek borusuyla midenin birleştiği yerde şişkinlik ve yanma gibi bir şeyler. Verdiği rahatsızlık katlanılmayacak gibi değil ama kalbe vuruyor kalbe. Çay, sigara ve şarabı biraz fazla kaçırdınız mı bir şişkinlik, bir yanma, sormayın gitsin. Görünmez bir mengene sıkıyor da sıkıyor kalbi. İnsanı canından bezdiriyor.

Öyle zaman oluyor ki, "Tamam ulan" diyorsun..."Duracak bu kalp, hem de pat diye duracak, kimseciklerin de haberi olmayacak" ...

Biliyorum ki bende "Taşikardi" de var. Kronik enfeksiyondan mı kaynaklanıyor yoksa " Paroksismal" bir Taşikardi mi, emin değilim. Kitaplığımda bulunan Tıp Terimleri, Tıp ve Sağlık ansiklopedilerinde yeterli ölçüde bilgi yok. Açıklamalı tıp kavramlarını daha da açıklamalı bir şekilde yazma zahmetine katlanmıyor uzmanlar.

Ama haklarını yemeyelim, hastalık belirtilerini (ki bana cuk oturuyor) ayrıntılarıyla yazıyorlar. Yoksa ben nereden bilebilirdim ki böbrek üstü bezlerimin yetersiz çalıştığını ve kan şekerimin düzensiz olduğunu. Ama sonuçta bütün hastalıklar kalpte yoğunlaşıyor, olan kalbe oluyor.

Aslında bende, (Tıp ve Sağlık ansiklopedisi verilerinden yola çıkarsak) Astım da var. Kronik başağrılarım, beynimdeki bir tümörün varlığını hatırlatıyor. Ayrıca Hepatit testlerinden yüzünün akıyla çıkmış olsa da, karaciğerimin durumu pek iç açıcı değil. Kalbimdeki harabiyat söz konusu olduğunda bunların sözü bile edilmez ama kime anlatacaksın.

Ne zaman sevgili doktorumu ziyaret etsem, alıyor karşısına beni ve başlıyor azarlamaya... Sigara ve alkolden uzak durun Herr Culduz... Size verdiğim ilaçları düzenli alın Herr Culduz...Bilgisayarınızın başında fazla oturmayın Herr Culduz... Ansiklopedilerinizi fazla okumayın Herr Culduz... Tansiyon ölçme aletinizi yanınızda taşımayın Herr Culduz...

Ezberledim artık...

Hele bir de "Gece yarısı kalkıp paket paket çikolata yemeyin (gaz yaparmış) Herr Culduz" demiyor mu, cinlerim tepeme çıkıyor. Bu çikolata mevzunu ne zaman söylese, yanındaki sarışın asistanı kıkırdıyor. Son sözü de hep aynı..." Artık evlenin Herr Culduz"(Sarışın asistanı heptem kıkırdıyor bunu duyunca)... Ne alakası varsa işte.

Uzun lafın kısası... Almanya'daki sağlık sistemi çökmüş durumda. Hastalık kasalarına her ay avuç dolusu para ödüyoruz. Doktorlar, eczacılar, ilaç firmaları, hastaneler ve hastalık kasası savaş halinde. Olan hastalara oluyor.

Tek umudum, İzmir'de gerçekleştirilecek olan "Blok yazarları toplantısı"... Bu teşebbüsün fikir babası olarak bazı beklentilerim var. Planlarımı yapmış durumdayım. Güzide blogumuzun "Doktor kökenli" yazarlarını bir araya getirebilirsem, biliyorum yapacağımı.

Sevgili Akdenizli'yi, Madamex, Zülal Ayçam ve Yeşim Özdemir Hanımları yakalayıp atacağım önlerine kendimi...Yapsınlar işte bir konsültasyon...Şöyle güzelcene elden geçirsinler beni. Aralarında fısır fısır konuşarak dertlerime bir çare bulsunlar işte. Ameliyatsa ameliyat... Hepsine varım ben.

Her yazılarına çifter çifter yorum yazmazsam şey olayım!

Ama son bir arzum daha var yakınlarımdan...

Beni Türk doktorlarına emenet etsinler...

Blok yazarı olanlarına...
 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..