Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '12

 
Kategori
Güncel
 

Doktor! Libyalılar !

Doktor! Libyalılar !
 

DOKTOR! LİBYALILAR!


Yıllarca süren okul ile birlikte dershane eğitimi, hatta özel ders alma çabaları, sonuçta siyah yuvarlakları karalayarak ulaşılan tıp fakültesi hakkı, zorlu tıp eğitimi, TUS sınavı, yıllarca süren uzmanlık derken, artık Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nda kadrolu hekimlik görevi başladı. Bir gece acil serviste kutsal görevdeyken, bir gurup yaralının acile giriş haberi geliyor. Yaralılar doktoru görünce olay çıkartıyor, tedaviyi reddediyor. Çünkü; acilde görevli hekim, kadın. Kadın olmasını istemiyorlar. Üzerine yürüyorlar. Hekim korkuyor, bağrış çağrış. Hastane güvenliği olayı yatıştırmaya çalışıyor. İdari nöbetçi hekime haber veriliyor. İdari nöbetçi hekim erkek olduğu için sorun çözülüyor. Sizin üzerine titrediğiniz kızınız, kardeşiniz, dostunuz, bir insan memleketinde, işinin başında iken yalnızca kadın olduğu taciz ediliyor.

Bir örnek daha; ebeveynlerin hayali çocuklarının evlilik akdini görmek değil midir? Antalya’da yaşayan, yeni bir aile kurmaya hazırlanan çiftin, ortak hayali; yıllarca arttırdığı paralar ile hayallerindeki düğünü gerçekleştirmek. Aileler tanışmış, kız istenmiş, nişan yapılmış, akrabalar, eş-dost herkes hazırlanmış bu geceye. Gelin arabası kapıda, artık düğün başladı, her şey yolunda, gelin halayı çalıyor belki de. Sonra düğün salonuna bir gurup geliyor ve tüm davetlileri rahatsız ediyor, tacizde bulunuyor. Düğünün yapılmasına mani olmaya çalışıyor, davetlileri salona kilitleyecek kadar sınırları zorluyorlar. Eee tabi bu yalnız kalan kadın hekim hikayesine benzemez. O kadar erkek var düğünde. Başlıyor mu kavga dövüş? Düğün rezil oluyor, hayatta bir gece olacak hayal, hüsranla sona eriyor. Yaralılar hastaneye..

İki hikayede ki “gurup”lar, aynı familyanın farklı homosapienleri! Arap Baharını en şiddetli şekilde yaşayan Libya’lıların, iç savaşta yara alan muhalif askerlerinden bahsediyorum. Ülkemizde tedavi ediliyorlar. Bu iki örnek, seçilmiş iki olay sadece. Başka neler olduğunu biraz hafızamızı zorlarsak hatırlayabiliriz. Bir gurup Libyalı, Beyoğlu Libya Konsolosluğunu basmıştı birkaç ay önce, Dünya basını son dakika girmişti bu haberi. Bir Libyalı ise; Mercan’dan kaptığı av tüfekleri ile elini kolunu sallayarak Topkapı Sarayı’nda terör estirmişti, 3 kişiyi yaralamış ve güvenlik güçlerince öldürülmüştü. Dünya basınında yine son dakikaydık, hatta bu defa birkaç saat sürdü bu terör girişimi. Taksim Eğitim Araştırma Hastanesine, Taksim’de bir barda kavgaya karıştığı için getirilen “biri” ise yeteri kadar ilgi görmediği gerekçesiyle hemşireye enjektörle saldırmıştı. Adana’da yaşanan başka bir olayda ise gebe olan bir sağlık çalışanı yine Libya’dan gelen sözde yaralı askerler tarafından taciz edilmişti.

Libya’da süreç devam ediyor, yaralılar çoğu zaman Türkiye’ye özel uçakla getiriliyor. Her türlü taşkınlık, hatta terör eylemi gerçekleştiriyor. Bulundukları yerlerde toplumun tüm kesimlerine tacizde bulunup, toplumun huzurunu bozuyorlar. Tedavileri özel hastanelerde gerçekleştiriliyor, 5 yıldızlı otellerde konaklıyorlar. Ve bunca olay yaşanırken asıl skandal ise; bu insanlar TC Sağlık Bakanlığı’nın daveti üzerine buradalar.

Tekrar ediyorum, Sağlık Bakanlığı’nın daveti üzerine buradalar. Türkçesi; bütün parayı siz veriyorsunuz!

Libya’ya, Sn. Başbakan’dan önce giden Sarkozy ve Cameron, ülkelerinde bu kendini bilmez gurupları kabul ediyor mudur? Neden Türkiye diye düşündünüz mü? Neden cefasını biz, sefasını Sarkozy? Neden Onlar hep böreği yiyor, ya biz…?

 
Toplam blog
: 43
: 543
Kayıt tarihi
: 03.05.11
 
 

 İsyancı ruhlu, demokrat, kendi çapında yazar... ..